Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin tarafından hazırlanan, dayakçı erkeğe 'elektronik kelepçe' öneren Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Yasa taslağına yönelik ilk itiraz, Türkiye'de ve Avrupa'da uzun süre sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan, BM ve Dünya Bankası proje danışmanı 'Çocuk Korumama Kanunu 1-2' adlı iki kitabı bulunan Nihat Tarımeri'nden geldi. Akşam’ın haberine göre Tarımeri'nin önerileri şöyle:

SİSTEMDE BOŞLUK VAR

Kadın cinayetlerine karşı kapsamlı politikalarla yaklaşılmaması sorunu daha da derinleştiriyor. Örneğin Ayşe Paşalı, boşandığı eşinin saldırısından korunmak için mahkemeye başvurusuna rağmen sokak ortasında 11 kez bıçaklanarak öldürülmesi, sistemdeki boşlukları gösteriyor. Ayşe Paşalı'lar devlet tarafından biline biline gene ölmeye devam edecek.

FELSEFE YANLIŞ

Almanya'da 'Kim dayak atarsa eylemin sonuçlarına katlanacaktır' yaklaşımı vardır. Avrupa'da kadının güvenliğinden birinci derecede polis ve sosyal hizmet uzmanı sorumludur. Eşini döven erkeği, mahkeme kararı olmaksızın polis evden uzaklaştırır. Sosyal hizmet uzmanı rapor hazırlar. Sonra mahkeme devreye girer. Burada ise savcı ve hakim var. Olayın kurgusu, felsefesi yanlış. 'Türkiye, Avrupa Konseyi'nin ETS 116 sayılı 'Şiddet Suçu Mağdurlarına Tazminat Ödenmesine' İlişkin Avrupa Sözleşmesi'ni 1985'ten bu yana Meclis'te onaylamadı. Bu sözleşme mağdurlara devletin tazminat ödemesini öngörüyor. Türkiye'nin bu sözleşmeyi onaylamaması manidardır.