Çoğunun yüzünü mor eşarplarla gizlediği Şefkat-Der üyesi, hayati yönden tehdit altında bulunan şiddet mağduru bir grup kadın, kadın cinayetlerini protesto etti.

Ellerinde çeşitli dövizler ve eşleri tarafından öldürülen bazı kadınların resimlerini taşıyan grup, Taksim Meydanı'nda toplandı. Burada grup adına açıklamayı yüzüne makyajla morluklar yapan Şefkat-Der Genel Başkan Yardımcısı Ayfer Erel okudu.

Kadınları korumayarak cinayetlere göz yuman devletin suç ortağı olduğu savunulan açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Türkiye'de en büyük terör aile içi şiddet ve kadın cinayetleri terörüdür. Devlet, kadını koruyamıyorsa devlet değildir. TBMM tarafından çıkarılacak kanunda hayati yönden risk altındaki kadınların ev ve iş yeri civarında gideceği yerlerde 24 saat polisin yakın koruma sağlamasının da yer alması lazım. Koca, eve, sokağa, iş yerine geldiğinde kadını koruyacak hiçbir emniyet görevlisi bulunmamaktadır. Polis, ancak kadın öldürüldükten ya da yaralandıktan sonra olay yerine gelebilmektedir. Türkiye'de şiddet yönünden risk altındaki kadınlara yönelik yerinde yakın koruma yapılmamaktadır. Cinayetlerin çoğu da zaten bu yüzden işleniyor.''

14 YILDIR KAÇAK YAŞIYORUM

Grupta yer alan ve kendisini ''Yağmur'' olarak tanıtan bir kadın da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 15 yaşında zorla evlendirildiğini ve evliliği boyunca eşinden şiddet gördüğünü söyledi.

Yağmur, boşanmasına rağmen eşinin peşini bırakmadığını anlatarak, ''14 yıldır kaçak olarak yaşıyorum. Hayati tehlikesi olan kadınlar için 24 saat yerinde koruma, yeni kimlik ve estetik operasyon istiyorum. Bununla ilgili devlete talepte bulundum ama cevap alamadım. Her gün kadınların öldürüldüğü Türkiye AB'ye giremez'' diye konuştu.

Şefkat-Der Genel Başkanı Hayrettin Bulan da eski eşinden gördüğü şiddet sonucu yaşamını yitiren Ayşe Paşalı davasına az sayıda kadın milletvekilinin katılmasını eleştirdi.

İstanbul'da yeterli sayıda kadın sığınma evi bulunmadığını savunan Bulan, ''Şiddet mağduru kadınlardan 'Eşim tarafından öldürüleceğime, kendimi Meclisin önünde yakarım' şeklinde telefonlar alıyoruz'' dedi.

Bulan, Hükümet yetkililerinin kadın cinayetlerine yaklaşımını da sert bir dille eleştirdi.

Cumhuriyet