Türk Metal Sendikası'nın ardından Birleşik Metal-İş de 2 Şubat'ta greve çıkacaklarını açıkladı.

MESS’in 3 yıllık sözleşme ve yüzde 6,4 zam ısrarına karşı Birleşik Metal-İş Sendikası da 2 Şubat’ta greve çıkacağını açıkladı.

Açıklamada, “Ancak gelinen noktada diğer sendikalardan bu konuda resmi yanıt gelmese de tüm metal işçileri bu çağrımızı destekliyor. Bu nedenle, işçi sınıfının mücadele tarihinden aldığımız güçle ve işçi sınıfının mücadelesinin değiştirme ve dönüştürme yeteneğine olan inancımızla, Toplu pazarlık mevzuatının gereğini yerine getirerek 30 işyerinde 12 bin üyemizle almış olduğumuz grev kararını tüm metal işçileriyle beraber 2 Şubat tarihinde hayata geçireceğimizi, eğer bu grevimiz yasaklanırsa grev yasağını tanımayacağımızı sizlerin aracılığı ile bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz” denildi.

Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun yazılı açıklaması şöyle:

Bugün metal sektöründe devam eden toplu pazarlık süreci ile ilgili gelişmeleri, metal işçisinin gerçeğini, sektörün durumunu ve grev kararımızın uygulanacağı günü sizlerle paylaşmak için bir araya geldik.

Bildiğiniz gibi metal sektöründe hem verilen mücadelesi, hem de sonuçları açısından önemli olan toplu pazarlık süreci devam ediyor. Bu toplu pazarlık Birleşik Metal İş, ve işkolumuzdaki diğer iki sendikaya bağlı 180 işyerinde, 130 bin işçiyi kapsıyor. Geçmiş toplu pazarlık deneyimlerinden biliyoruz ki 130 bin işçiyi ilgilendiren bu sözleşmenin etkileri kapsadığı işçi sayısının çok çok üstündedir.

Sonuçları açısından sadece metal işçilerini değil, ülkemizde diğer işkollarında devam eden sözleşmeleri de etkileyen bir toplu pazarlıktır. Bu nedenle dikkatle izlendiğimizi biliyor ve Birleşik Metal-İş Sendikası ve üyeleri olarak işçi sınıfının bize yüklediği tarihsel sorumlulukla hareket ediyoruz.

Bu dönemin toplu pazarlık sürecini öncekilerden ayıran bir özellik de OHAL koşullarında yürütülüyor olmasıdır. 6. kez uzatılan OHAL’in işçi hak ve özgürlükleri engelleyecek şekilde kullanıldığı bir dönemde toplu pazarlık yürütüyoruz. Bu nedenle metal sektöründe yürütülen toplu sözleşme sürecinin seyrinin, grevli toplu sözleşme hakkı ile işçi hak ve özgürlüklerini kullanabilme özgürlüğü açısından büyük önemi var.

Değerli katılımcılar,

Bildiğiniz gibi Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Sendikamız arasında 2017-2019 dönemi grup toplu sözleşmesi görüşmeleri 6 Ekim 2017 tarihinde başladı.

Resmi Arabulucu sürecine kadar yapılan altı toplantıda bir anlaşma sağlanamadı. 60 günlük müzakere sürecinin ardından zorunlu resmi arabulucu süreci de tamamlandı.

Sonuç alınamayan müzakerelerin ardından MESS ile 11 Ocak 2018’de son kez bir araya gelindi. Ancak kayda değer bir gelişme sağlanamadı.

Sendikamız bu dönem MESS’e 78’i asıl madde, 5’i geçici madde ve 14’ü ek madde olmak üzere toplam 97 maddeden oluşan bir toplu pazarlık teklifi sundu. Görüşme sürecinde 33 madde kabul edildi. Kabul edilen maddeler sendikamızın değişiklik teklif etmediği, bir önceki sözleşmelerde yer alan maddelerdir. Kalan 63 madde de ise anlaşma sağlanamadı.

‘TİTİZLİKLE HAZIRLANMIŞ BİLİMSEL DAYANAKLARI OLAN BİR TEKLİF SUNDUK’

Sendikamızın MESS’e sunduğu teklif kılı kırk yararak hazırlandı. Sendikamızın 2017 yılının başında yapmış olduğu “Üye Kimlik Araştırması” ile üyelerimizin ekonomik, sosyal ve çalışma koşulları ile ihtiyaçları ortaya çıkartıldı. Yine aynı şekilde uzman ekibimizin işyeri komiteleriyle yapmış olduğu hazırlık toplantılarında işçilerin talepleri belirlendi ve bu veriler ışında ayakları yere basan, dayanakları sağlam bir toplu sözleşme teklifi hazırlandı.

Bu çalışmaların sonucunda, ortalama saat ücreti 10,39 TL ve ortalama net ücreti ikramiye dahil yaklaşık 2145 TL olan üyelerimiz için ücret zammı belirledik. Ücret zammı talebimiz ilk altı ay için üç kademede iblağ, seyyanen ücret ve kıdem zammı olacak şekilde yaklaşık yüzde 30,47’lik bir artışla net 695 TL olarak belirlendi. Sosyal ödemelerde de talebimiz yüzde 50 civarındadır.

MESS’in ilk olarak yüzde 3,20, karşılığı 70 tl son olarak da yüzde 6,40 oranında yani yaklaşık 140 tl zam teklif etti. MESS’in sosyal ödemelerdeki teklifi ise yüzde 12,80 oranındadır. Böylece, OHAL’e ve Hükümet’e sırtını dayanan MESS işçilere sefalet ücreti önerme cüretini gösterebildi..

Sözleşmenin yürürlük süresi de kamuoyunda ve MESS’in yapmış olduğu açıklamalarda çokça gündeme geldi. Bir önceki dönemde MESS ile bizim dışımızdaki iki sendika anlaşarak

3 yıllık toplu iş sözleşmesi imzalamıştı. Bu dönem metal işçileri 3 yıllık bir toplu sözleşmeyi şiddetle reddetmektedir. O nedenle sözleşmenin yürürlük süresinin 2 yıl olmasında ısrarcıyız.

Bilinmelidir ki Birleşik Metal-İş Sendikası üç yıllık bir sözleşmenin altına imza atmayacaktır.

OHAL uygulaması MESS’in iştahını oldukça kabartmış durumda, sadece sefalet ücreti ve üç yıllık yürürlük süresi dayatmıyor, ayrıca bir çok idari maddede de kazanılmış haklardan geri adım istiyor. İkramiyelerde gedik açmak, kıdem ve ihbar hakkında artı kazanımları ortadan kaldırmak, deneme süresini uzatmak istiyor.

MESS sendikamızın yeni teklif ettiği maddelere kapıyı tamamen kapatmış durumda. 8 Mart gününde kadın üyelerimiz, 3 Aralık gününde engelli işçiler için talep ettiğimiz ücretli izin hakkı kabul edilmedi. Kiralık işçiliği engelleyen maddemize karşılık, esnek çalışmayı yaygınlaştıracak tekliflerle geldiler. Bugün pek çok işyerinde uygulanan ve Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası (EMİS) ile yapılan sözleşmede yer alan olan tamamlayıcı sağlık sigortası MESS tarafından kabul edilmeyen maddeler arasındadır.

Bunlarda bizim kırmızı çizgilerimizdir.

Bildiğiniz gibi, iş cinayetleri ve meslek hastalıkları ülkemizin kanayan yarası, işçi ölümleri artarak devam ediyor. İSİG Meclisi’nin 2017 yılı verilerine göre, geçen yıl en az 2006 işçi işçi cinayetlerinde hayatını kaybetti. Metal sektörü de iş kazalarının yaygın olduğu, işçi ölümlerinin sık gerçekleştiği bir sektör. Üyelerimiz arasında yapmış olduğumuz araştırmaya göre, iki işçiden biri iş kazası geçirmiş durumda.

İSİG alanında işbirliği öneren ve tekil olarak devam eden diğer 15 işyerinde toplu sözleşme maddesi olarak yer alan, işyerlerinde inceleme yapma hakkını düzenleyen teklifimiz de, MESS tarafından kabul edilmedi. Uyuşmazlık tutuldu. MESS’in iş kazalarını ve iş cinayetlerini önlemede samimiyetsiz olduğunu gösterdi.

‘METAL İŞÇİSİ BÜYÜMEDEN, İŞYERLERİNİN KAZANCINDAN PAYINI İSTİYOR!’

Bildiğiniz gibi, 11 Aralık 2017’de son üç çeyrekte büyüme oranı yüzde 11,1 olarak açıklandı. Yıllık büyüme oranları da yüksek bekleniyor. Aynı şekilde metal sektörü de 2017 yılında büyüme rekorları kırdı. 2015 yılının Ocak ayında metal sektörünün ihracat içindeki büyümesi yüzde 34’den,Kasım 2017 tarihinde yüzde 45’e ulaştı. Kasım 2015 tarihinde bu oran yüzde 40,5 düzeyindeydi.

Metal sektörü içinden çok büyüyen sektörlerin başında otomotiv sektörü geliyor. Otomotiv sektöründe 2017 yılı Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam üretim yüzde 16, otomobil üretimi ise yüzde 24 oranında arttı. Bu dönemde toplam üretim 1 milyon 544 bin adet, otomobil üretimi ise 1 milyon 48 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Otomotiv ihracatı bir yılda 30 milyar doları buldu.

‘GREV HAKKI OLMADAN TOPLU PAZARLIK OLMAZ!’

Grev hakkı, sendika ve toplu pazarlık hakkının en önemli güvencesi ve ayrılmaz parçasıdır. Grev hakkı Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmelerinde, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarında güvence altına alınmış temel ve evrensel bir insan hakkıdır.

1961 Anayasası ile ilk kez güvence altına alınan grev hakkı, pek çok kez sermayenin ve sermaye yanlısı hükümetlerinin saldırısına uğramış, sınırlandırılmak istenmiştir. AKP hükümetleri de, geçmiş hükümetlere rahmet okutacak kararlara imza atmış, atmaya devam etmektedir.

Ülkemizde sendikalaşma oranı oldukça düşüktür. Toplu sözleşme kapsamındaki sendikalı işçi oranı 1980 yılında yüzde 40 iken, günümüzde yüzde 8 civarındadır.Sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engelleri aşarak toplu sözleşme düzeni içine girebilmiş bu sınırlı sayıda işçinin karşısına bu sefer, toplu pazarlık sürecinde de hükümetler dikilmekte ve özgürbir toplu sözleşme yapma hakları ellerinden alınmaya çalışılmaktadır.

AKP hükümetleri döneminde çeşitli işkollarında toplam 13 işyerinde 62,250 işçinin grevi, 2016 Temmuz ayında ilk kez ilan edilen OHAL’den bugüne ise 5 işyerinde 24.200 işçinin grevi erteleme adı altında yasaklandı. Bu 5 yasaklamanın içinde ikisi Birleşik Metal-İş’in grevleridir.

AKP hükümetleri, Anayasa Mahkemesi “ekonomik nedenle grev ertelemek hak ihlalidir” demesine rağmen, işçilerin grevlerini ekonomik sebeplerle, sermayenin talebi doğrultusunda yasaklamaya devam ediyor. Bu nedenle altını bir kez daha çizmek gerekir, grev erteme/yasaklama kararları Anayasa’ya ve ülkemizin onayladığı uluslararası sözleşmelere ve bu doğrultuda kabul edilen anayasanın 90. Maddesine aykırıdır

Sendika olarak 1990 dan bu yana 4 kez grev yasakları ile karşı karşıya kaldık. 2015 yılında diğer sendikaların MESS ile birlikte altına imza attığı3 yıllık sefalet sözleşmesine imza atmadık ve mücadelemize devam ettik. Grevimiz yasaklandı. Danıştay’a itirazımız siyasi baskılarla reddedildi. İşyerlerinde yapmış olduğumuz eylemlerle, bir çok işyeri, uluslararası şirketler, MESS’den ayrılarak 2 yıllık sözleşmeyi kabul etti Mess’de altına imza atılan rakamın çok daha üzerinde rakamlarda anlaşma sağlandı. diğer işyerlerinde işyeri düzeyinde önemli kazanımlar elde edildi bu ayrılmayan işyerlerinin sözleşmesi ise Yüksek Hakem Kurulu tarafından işkolundaki sözleşme şeklinde tarafımıza metazoru gönderildi.

‘GREV YASAĞINI TANIMAYACAĞIZ!’

OHAL’e güvenerek grevlerin yasaklanacağı rahatlığı içinde olan MESS’e ve kamuoyuna grev yasağını tanımayacağımızı çok daha önce açıkladık. Daha önce MESS’den ayrılan

işverenlerin kurduğu işveren sendikası EMİS ile yürütülen toplu pazarlıkta işverenlerin kapılmış olduğu rehavete kapılmaması konusunda MESS’i uyardık.

EMİS işyerlerinde de Ocak 2017 de çıktığımız grev yine Bakanlar Kurulu kararı ile erteleme adı altında yasaklanmıştı. Sendikamız grev yasağının tanımadığını açıkladı, grevimizi sürdürdük ve işçiler adına önemli kazanımlarla sözleşmeyi imzaladık.

Değerli basın emekçileri,

Üç sendikanın 130 bin işçiyi kapsayan grevi Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklama tehditti altında. Bu büyük bir saldırı anlamına gelecektir. Önümüzdeki günler birçok gelişmeye, saldırıya açık. Bu nedenle Birleşik Metal-İş Sendikası olarak yasaklama ihtimaline karşı, işçi sınıfının ortak kazanımı için ortak mücadelesini önemsedik ve önerdik. Greve ortak çıkmayı ve grev yasağına karşı ortaklaşa direnmeyi önerdik.Bunu tarihsel bir sorumluluk olarak üstlendik.

Ancak gelinen noktada diğer sendikalardan bu konuda resmi yanıt gelmese de tüm metal işçileri bu çağrımızı destekliyor. Bu nedenle, işçi sınıfının mücadele tarihinden aldığımız güçle ve işçi sınıfının mücadelesinin değiştirme ve dönüştürme yeteneğine olan inancımızla, Toplu pazarlık mevzuatının gereğini yerine getirerek 30 işyerinde 12 bin üyemizle almış olduğumuz grev kararını tüm metal işçileriyle beraber 2 Şubat tarihinde hayata geçireceğimizi, eğer bu grevimiz yasaklanırsa grev yasağını tanımayacağımızı sizlerin aracılığı ile bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.

Kararımız enternasyonal sınıf hareketine, Türkiye işçi sınıfımıza, ve tüm metal işçilerine hayırlı olsun.

Kaynak: Demokrat Haber