“Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı.”

Elie Wiesel

***

Bazısı, Sidretül münteha’ya(1) çıkıp, teokratik monarşinin yeniden ihdasını kutlarken, bir kısım da Anıtkabir’de parlamenter demokrasinin yasını tuttu; bu 23 Nisan’da…

Zavallı ülkemde ilahi komedyanın dünya prömiyeri oynanır, her daim…

Sarkacın her salınımında zaman, gerisin geri başa, en başa döner…

Daha kuvvetli olana kadar ertelediğiniz savaşınız…

Boynumuzda yaftanız, ki hoyratça, yaşama meydan okuduğunuz…

Kibrin neticesinde hak ettiğiniz ilahi cezadır, yarattığınız düşmanlığınız…

Yok aslında birbirinizden farkınız!

İstikrarın (siz kurulu düzenin diye okuyun) devamı, terörle (siz toplumsal muhalefet diye okuyun) ve dahi 7düvelle (siz nasıl okursanız öyle okuyun) mücadele adına rehin tutulan güruhlar, zulümlerden zulüm beğeniniz!

Kaçtıkça kovalandığın çok da sahici, özel bir deneyimdir ölüm!

İçindeki ötekiyi öldürebilirsin; zavallı mağdur, maktul olur artık!

8sütüna manşettir, olgusal karşılığı olmayan intiharın!

Eni sonu efendisiz sağ kalamıyorlar, işte!

Mağdur ve maktulün zalimle yer değiştirdiği coğrafyada, merhamet araman boşuna…

Mağrur ve ceberut bir vasatın maksadını aşan hadsizliğiyle son bulur, kibirli yaşamın!

Her birinizin egosu kendi nesnel gerçekliğinizle yüzleşebilecek kadar büyük mü?

Peki, yüzleştiğiniz gerçeklere dayanabilme gücünüz!

O, ne kadar büyük?

Güç zehirlenmesinin kaçınılmaz sonu; imgelemindeki zafer arenasında savaşmadan duramayan ve kendi imgesine narsistik bir hayranlıkla bağlı, gerçeklik duygusunu yitirmiş, kadiri mutlak bir kurtarıcı!

Kurtlara karşı kurtarıcın gördüğün çoban! Değil mi ki önünde sonunda, seni de kurban eden olur, aslında!

Efendiniz de sağ bırakmıyor işte!
________________________

Miraç Kandili ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için gecikmiş bir 23 Nisan yazısı…

(1) Sidretül münteha: 7. kat gökte olduğuna inanılan, mitolojik anlatımlarla süslenmiş, cennetin girişindeki ağaç. Arapça bir izafet terkibi olup “son sedir” veya “tenhadaki sedir” anlamına gelir. Miraçta Hz. Muhammed’in eriştiği son durak (Necm Suresi: 14-16) olarak geçer. İnanca göre bundan sonraki âleme geçebilmek yeryüzündeki varlıklar için mümkün değildir.