Sistemin her alanında büyük sorunların olduğunun farkındayız. En büyük yaraların açılmasına sebep olan bir alan da 'eğitim sistemidir'. Toplumun inançlarını, kimliklerini ve cinsiyetini tekleştirmeye çalışan eğitim sistemine karşı herkesin net bir tavır göstermesi gerekiyor.

Sadece lise ve üniversite değil; ilköğretim'den başlayan bir sorun var.

Belli bir yaşa kadar kendisine ailesini örnek alan çocuklar, zamanın büyük bir kısmını okulda geçirdiği için eğitim/öğretim hayatına başladığı zaman; kendisine arkadaşlarını, öğretmenlerini, okul idaresini örnek almaya başlıyor. Küçük yaşta başlayan küçük sorunlar, ileride toplumun kapanması zor yaraları haline dönüşüyor.

İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ!

İlköğretim yıllarında başlayan ''sünni müslümanlık'' baskısı, lise ve üniversite yıllarına kadar devam ediyor. ''Din kültürü'' adlı dersin aslında bütün dinlere eşit bir mesafede yaklaşıp, her inancın kültürünü doğru bir şekilde lanse etmesi gerekir. Fakat, bu ayrımcılığın ders kitaplarında dahi ne denli olduğunu görmemek imkansızdır. Eğitim/Öğretim dönemi boyunca ''Sünni müslümanlık'' konuları ağırlıklı olarak işlenirken, eğitim/öğretim yılının sonlarına doğru farklı inançlara yüzeysel olarak değiniliyor. Böylece toplumun her kesimi ''sünni müslümanlık'' baskısı altında bırakılmış oluyor.

TEK ETNİK KİMLİK!

Ders kitaplarının ve eğitimcilerin yanı sıra; görsel olarak da ''tek kimlik'' baskısının ne denli ürkütücü olduğunu görmemek imkansız! Okulların bahçesinde, okul duvarlarında, dersliklerde, tek kimlik üzerinden bir baskı hala devam ediyor. Farklı etnik kimliğe sahip olanların, varlığını başka bir kimliğe armağan etmesi de ileride yaşanacak olan ''nefret'' suçlarının önünü açmaktadır. Etnik kimlik ayrımcılığı sadece bununla da sınırlı kalmıyor! Tarih dersi kitaplarında büyük bir nefret söylemi var. Yapılan savaşların ''katliam'' boyutu gizlenerek, ''kahramanlık destanı'' altında öğretilmeye devam ediliyor.

İKİLİ CİNSİYET, CİNSİYETÇİ EĞİTİM!

İkili cinsiyet rollerinin ve cinsiyetçi eğitimin de ileride yaşanacak olan ''nefret'' suçlarının önünü açtığını bilmek gerekir. İkili cinsiyet rolleri; okul tuvaletlerinde, kantinde ve dersliklerde ve hatta okul kıyafetlerinde dahi rahatsız edici bir şekilde karşımıza çıkıyor. Ayrıca, LGBTİ bireyleri tamamen yok sayan bir eğitim sistemi söz konusu. Özellikle lise döneminde LGBTİ bireyler için ''bilinçli rehberlik servisi'' olması gerekir. Fakat, bunun tam tersi bir durum söz konusu. Ne yazık ki, LGBTİ bireyler sadece nefret suçlarına maruz kalmıyor; psikolojik bir destek olmadığı sürece intihar dahi edebiliyorlar.

Yani, sorunların temeline inmeye kalktığımız zaman; en büyük sorunun ''eğitim sisteminde'' olduğunu görmeliyiz. Demek istediğim: ayrımcılığın ve nefretin en temel sebebi eğitimdir. Bu faşist, tekçi, cinsiyetçi eğitim sistemini değiştirmediğimiz sürece yaşanacak olan nefret suçlarının önüne geçemeyiz!