Duvarların arasına hapsedilmiş, hayatın renklerine kavuşabilmek için çığlık atan arkadaşlarımız onlar. Her biri farklı nedenlerden dolayı içerde fakat, her birinin çığlığı aynı! Özgürlük...

Toplumun her kesiminde erk zihniyetin mağduru olan kadınlar ve LGBTİ'ler, hapis koşullarında da bir kez daha mağdur oluyor. Cezaevi memurlarının tacizlerine, şiddetlerine, hakaretlerine maruz kalan trans arkadaşlarımız yaklaşık iki aydır açlık grevinde!

“BEN BİR ŞEY SÖYLEYEMEM”

Trans arkadaşlarımızın açlık grevinde olduğunu duyduktan hemen sonra bir arkadaşımız cezaevini arayıp başgardiyan ile telefonda görüştü. “Bazı haber ajanslarından cezaevinde trans arkadaşlarımızın açlık grevine girdiğini duyuyoruz, bu doğru mu?” diye sorduğu zaman: ''Ben bu konuda bilgi veremem, benim yetkimi aşar!'' şeklinde cevap aldı.

Ardından ısrarcı bir tavırla cezaevi müdürüyle görüşmek isteyen arkadaşımız ikinci kez cezaevini aradığında mesai bitmediği halde, mesai bitti diye cezaevi müdürüyle konuşması sağlanmadı. Arkadaşımız telefonda görüştüğü kişiye bir kez daha bu haberin doğru olup olmadığını sorduğunda gelen cevap, ''ben bir şey söyleyemem'' oldu. Bunun üzerine arkadaşımız bu cezaevinde insan haklarının ihlal edildiğini söyleyerek, görüşmeyi sonlandırdı.

ÖLMEK İSTEMİYORUM!

Ardından Kaos GL derneğine bir mektup yollayan Avşa adlı arkadaşımız cezaevi sürecinde yaşadığı zorlukları, cinsel tacizleri dile getirdi ve sesine kulak vermemizi istedi. Bafra T Tipi Cezaevi’nde uğradıkları hak ihlallerinden dolayı açlık grevine başlayan translardan biri olan Avşa'nın uğradı hak ihlalleri saymakla bitmiyor.

TACİZCİ MEMUR PEŞİNİ BIRAKMIYOR

Tokat İnfaz Kurumu’nda ise cinsel istismar eden memur Avşa’nın peşini bırakmıyor. Önce kendisi ziyarete gelir, ardından ise iş arkadaşı başka bir memur Tokat’ta çalışmaya başlar. Avşa’nın yaşadıklarını Tokat İnfaz Kurumu’ndaki herkes öğrenir. Baskılar sonucu Avşa önce Niğde, devamında Gümüşhane ve Bafra’ya sürülür.

CİNSEL SALDIRI, MEYDAN DAYAĞI, SÜRGÜN!

Bafra’da da bu sefer başka memurların cinsel taciz ve şiddetine maruz kalır Avşa. 22 ay kaldığı Bafra’da; taciz ve tehditleri idareye anlatırken bir memur herkesin önünde saçlarından tutarak “meydan dayağı” atar. Şiddet uygulayan memur aynı zamanda daha önceden Avşa’ya cinsel tacizde bulunmuştur. Avşa Bafra’da yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇ, İYİ OLMAZ!

“Yüzüm gözüm tanınmayacak hale geldikten sonra hastaneye gönderilmeyip kurum revirince basit bir raporla geçiştirilmek istendim. Ancak olay günü olan 23 Aralık 2013 tarihinden bir gün sonra fenalaşmam ile acilen Bafra Devlet Hastanesine kaldırılıp tedavim yapılarak detaylı rapor verildi. Ve kurumdaki bazı personel ve idareciler yanıma gelerek bana saldıran memurun psikolojik sorunları olduğunu, anti-depresan ilaçlar ile ayakta durduğunu, şikayetimden vazgeçmemi, aksi takdirde tarafım için iyi olmayacağını söylediler.”

Kamera kayıtları ve hastane raporlarına rağmen Avşa’nın şikayetleri “kovuşturmaya gerek yoktur” denilerek geçiştirilir. Ortada taciz yoktur, çünkü Avşa travestidir! Ve “Travesti oluşundan ötürü taciz hayatın olağan akışına aykırıdır, mümkün değildir!”

Mektubu yazdığı sırada açlık grevinin 60. günündedir. 16 Şubat’ta Bafra’da yapılan muayenede sıvı kaybından dolayı hayati tehlike altında olduğu belirtilir. 2 ay içinde 20 kilo kaybeder.

Avşa şöyle devam ediyor:

“YEŞEREMEDEN CEZAEVİNE GİRDİM”

“Korkulan odur ki, dosyamda ve elimde bulunan, daha önce Giresun İnfaz Kurumu’nda uğradığım cinsel saldırının failleri memurların hapis cezası alması ve diğer tatsız olayları kendileri de yaşamaktan korktukları için tarafıma haksız ve tamamen asılsız beyanlarla dava açılmıştır. Ben de sesimin yüksek makamlarca duyulması amacı ile 60 gündür açlık grevinde bulunmaktayım. 16 Şubat’ta Bafra Hastanesi’nde yapılan tedavilerim esnasında vücudumdaki sıvı kaybından dolayı hayati riskim olduğu rapor edildi. Bozulan sağlığım ciddi anlamda hayatımı tehdit etmeye devam edip sağlığımın ciddiyetini koruduğunu bilmenizi isterim. 2-3 Nisan’da ailem de bizzat yüce Adalet Bakanlığımıza başvurup ziyarette bulunarak tüm mağduriyetlerimi sundular.

84 kilodan 2 ay içinde 62 kiloya düştüm. Tüm mağduriyetimi resmi olarak yüksek mercilere dilekçelerim ile beyan etsem de bir neticeye ulaşamadım. Allah kimseyi açlık ile terbiye etmesin. 60 gündür açım ve ölmek istemiyorum. Çünkü ben daha yeşeremeden cezaevine girdim.”

Artık tüm LGBTİ bireylerini ve LGBTİ dostu herkesi trans arkadaşlarımızın sesi olmaya davet ediyoruz.

Ölmek istemiyorlar, ölmelerini istemiyoruz! Haydi şimdi dayanışmaya…