Görevini kötüye kullandığı ve ailesinin yolsuzluğa battığı ortaya çıkınca yüz binlerce kişi sokaklara çıkıp Cumhurbaşkanı’nın istifasını istedi. Devletin imkânlarının bir tarikata peşkeş çekildiği, yasaların büyük şirketlerin arzusuyla hazırlandığı anlaşıldı. Grevler ve yürüyüşler devam ederken mecliste yapılan oylamayla Cumhurbaşkanı görevden alındı. Şu günlerde Güney Kore’nin yüksek mahkemesi kararı görüşüyor

Kore Yarımadası tarihe “Mum Işığı Devrimi” olarak geçecek siyasi bir kargaşaya ev sahipliği yapıyor. Sendikaların, çiftçilerin ve gençlik gruplarının başını çektiği muhalefet “Mum Işığı Nöbeti” adıyla düzenlenen oturma eylemleriyle Cumhurbaşkanı Park’ı protesto ediyor.

Siyaset, ticaret, tarikat

Park Geun-hye, 2012’de merkez sağ Saenuri Partisi’nin adayı olarak girdiği seçimi az farkla kazanmıştı. Seçimin hemen ardından hile iddiaları üzerine başlayan protestoların ardı arkası bugüne kadar kesilmedi.

Güney Kore’nin ilk kadın cumhurbaşkanı olan Park’ın babası Park Chung-hee ülkenin eski diktatörüydü. Parti taraftarları onu memleketi yoksulluktan kurtaran milli kahramanın kızı olarak görüyordu. Seçmenler kısa sürede hayal kırıklığına uğradı. Çünkü Park yoksullukla mücadele etmek yerine zenginlerle dostluğu tercih etti.

Park çevresiyle iletişim kurmayan yalnız ve güçlü bir lider imgesi yaratmaya çalıştı. “Üretken ekonomi” adını verdiği politikası anlaşılmadı. Kuzey ve Güney Kore arasındaki işbirliği süreci aniden durduruldu. Füze programları, Japonya ile yapılan anlaşmalar, eğitim sistemindeki değişiklikler yeni muhalefet hareketlerini tetikledi.

Mayıs 2014’te okul gezisine giden 300’den fazla öğrencinin hayatını kaybettiği Sewol feribot faciası, Kore halkı için bir dönüm noktası oldu. Hükümet ne özür diledi ne de sorumluları adalet karşısına çıkardı. Gerekli güvenlik önlemleri alınmamıştı ve arama kurtarma çalışmaları yetersiz kaldı. Kurbanların aileleri başkent Seul’de kurdukları çadırlar ve yaktıkları mumlarla adalet aradılar.

68 yaşındaki çiftçi önderi Baek Nam-gi’nin Eylül 2016’da hükümetin tarım politikalarının protesto edildiği bir yürüyüş sırasında TOMA’dan sıkılan su nedeniyle hayatını kaybetmesi, ülke genelinde protestolara neden olmuştu.

Güney Kore siyasi krizle eşzamanlı olarak ekonomik bir kriz yaşıyor. Hükümet işçilere ve yoksullar için koruyucu programlar yerine sermaye gruplarını destekleyen adımlar atıyor. İşçi hakları gasp edilirken sendikaların faaliyetleri engelleniyor. Çok sayıda sendikacı cezaevinde tutuluyor. Kore Sendikalar Konfederasyonu (KCTU) özelleştirme, taşeronlaşma ve baskılara karşı çatışmalarla dolu genel grevler ve işgaller düzenliyor.

Kadın protestocular

Güney Kore “Küresel Cinsiyet Eşitliği” sıralamasında son sıralarda yer alıyor. Ülkede toplumsal ve siyasal yaşam erkek egemen bir anlayışla şekilleniyor. Bir kadının cumhurbaşkanı seçilmesi tarihi bir gelişme olarak kabul edilmişti. Ancak Park’ın kadın haklarıyla ilgili hiçbir bir iddiası olmadı. Aksine Kore Kadın Dernekleri Birliği’ne (KWAU) göre Park döneminde kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılık arttı.

Bugüne kadar Güney Kore’de muhalefet denilince akla polisle çatışan erkek sendikacılar geliyordu. Ülkenin ilk kadın Cumhurbaşkanı barışçıl eylemler düzenleyen kadın eylemci kitlelerini yarattı. Kadın eylemciler bir yandan Park’ı protesto ederken diğer yandan da Park’a yönelik cinsiyetçi söylemleri eleştirdiler. Park’ın mezun olduğu Seul Kız Lisesi öğrencileri Cumhurbaşkanı’nı protesto ederken “Tavuk yönetirse kümes çöker” diyen Kore atasözünü de mahkûm etti.

Basın saf değiştirince

Sendikaların ve gençlerin eylemleri devam ederken Park’a ölümcül darbeyi muhafazakâr medya vurdu. Mavi Saray olarak anılan cumhurbaşkanlığı köşkünün gizli belgeleri açığa çıkınca Park’ı destekleyen gazeteciler gerçekler ve siyasi liderleri arasında tercih yapmak zorunda kaldı. Söz konusu belgeler Park’ın aile dostu Choi Soonsil ile ilişkisini ortaya koyuyordu. Rüşvet, görevi kötüye kullanma ve yolsuzluk... Tekmili birden yayımlandı.

Choi ve Park aileleri yakın dosttu. Baba Choi Tae-min baba Park’ın yakın arkadaşı ve “Ölümsüz Yaşam Kilisesi” isimli tarikatın lideriydi. Aile servetini ve gücünü Park diktatörlüğü dönemine borçluydu.

Ortaya çıkan belgelere göre Park, Choi’nin kuklasıydı. Konuşma metinlerini o yazıyor, kıyafetlerini bile o seçiyordu. Hiçbir resmi görevi olmamasına rağmen önemli kararları veriyor, bakanları, savcıları ve büyükelçileri belirliyordu.

Park’ın Samsung, Hyundai, SK ve Lotte gibi büyük holdingleri Choi’ye ait vakıflara bağış yapmaya zorladığı, kamu ihalelerinin ve hükümet fonlarının Choi’ye ait şirketlere verildiği ortaya çıktı. Park, yandaş şirketlerden gelen talepler doğrultusunda sendikalara baskı yapılıyordu. Trilyonluk yolsuzluklar belgeleriyle basına yansıdı.

Büyük grev ve eylemlerin ardından savcılar Choi hakkında bir dosya hazırladı. Cumhurbaşkanı Park dokunulmazlık zırhı sayesinde yargılanamıyor ama iddianamede adı suç ortağı olarak yer alıyor.

‘Bu daha başlangıç’

Nihayet 9 Aralık’ta 300 sandalyeli mecliste yapılan oylama sırasında 234 milletvekili Park’ın görevden alınması için oy kullandı. Daha önce Park’ı eleştirmek bile tabuydu. “Kraliçe değil cumhurbaşkanı istiyoruz” kampanyası yürüten partiler kapatılmış, üyeleri Kuzey Kore’yle bağlantılı oldukları iddiasıyla tutuklanmıştı. Şimdi bu tür söylemleri Park’ın partisinden milletvekilleri de kullanıyor. Merkez sağ partiler ‘yeni bir liderlik modeli’ bulmalıyız diyorlar.

Mum Işığı eylemcileri ilk raundu kazandı. Protestolar kutlamalara dönüştü ama meydanlar henüz boşalmadı. Açığa çıkan enerjinin demokratik bir sistemin inşasında nasıl kullanılacağı tartışmaları başladı. Kararların kapalı kapılar ardında yaşayan güçlü liderler tarafından alındığı hükümet modelinin değişmesi gerektiğini vurgulanıyor. KCTU önderliğinde gelişen toplumsal hareket şirketlerin değil halkın yönettiği bir siyasi modeli savunuyor.

Egemen sınıfın halktan kopukluğu ve kendi arasındaki bölünmelerin tetikledi ‘kaos’ kitle gösterileriyle derinleşiyor. Eylemciler, Park’ın görevden alınmasının ‘uzun bir yolculuktaki önemli bir liman olduğunu’ söylüyor. Sewol feribot faciasında kızını kaybeden Yu Gyeong-geun son mitingde yaptığı konuşmasını “Bu bir başlangıç, bu gerçekten bir başlangıç” diye bitirdi.

______________

Bu yazı cumhuriyet.com.tr'de yayınlanmıştır...