Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi’nde Bakırköy Belediyesi ve MonoKL (Mono Kurgusuz Labirent) Yayınları işbirliğiyle düzenlenen “Küreselleşme ve Yeni Sol” konferansı önceki gün ünlü Fransız filozof Alain Badiou ile başladı. Dün ise Badiou ve Slavoj Zizek’in birlikte katıldığı oturumla noktalandı.

Dün yaşanan büyük izdiham salon kapasitesini aşınca sahne ardına kadar açılarak dinleyicilerin oturması sağlandı. Kulaklıkların yetmemesi ve tercüme sorunu ise, Badiou’nun da İngilizce konuşmasıyla kısmen çözüldü.

Konuşmasına "yaşasın yeni Türkiye hareketi" diyerek başlayan Fransız felsefeci Alain Badiou salondaki aşırı kalabalığın yeni Türkiye hareketinin başladığının en güzel kanıtı olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

”Bugün Türkiye’de kapitalizmin kendisiyle ve benim tuhaf yaratık olarak nitelendirebileceğim İslami kapitalizmle karşı karşıyayız. Ben kapitalizmin her türüne karşıyım. Gezi Direnişi ile birlikte siz hem kapitalizmin kendisine hem de İslami hükümetin sizi ezmesine karşı çıktınız. Toplumun tüm kesimleri bu karşı çıkışta bir araya geldi. Umarım bu karşı çıkışınıza devam edersiniz. Var olan bu yaratığa karşı yeni araçlar bulmayı da unutmamalısınız.

Dünyada bugün dört akım biçimi söz konusu. Bunlardan ilki küresel kapitalizmin yanında olan sağcı hükümetler. Fransa’da, Türkiye’de olduğu gibi. İkincisi küresel kapitalizmi kabul edilebilir hale getirmeye çalışan eski solcular. Üçüncüsü sert sağ diyebileceğim dinci, milliyetçi, ırkçı yaklaşımlar. Bunlara da faşist yaklaşımlar diyebiliriz. Dördüncüsü de hakiki anlamda komünizm. Komünizm de bildiğiniz üzere bireylerin çıkarları değil halkın kolektif çıkarlarına yöneliktir. Komünizm kendisi soyut değil aslında somut bir deneydir. Bazen soruyorum neden böyle somut bir deney dünyanın yasası haline gelmez diye. Ama cevabı da kendim vereyim: Çünkü dünya nüfusunun %1’lik kısmı dünyadaki mülkiyetin %50’sine sahip olduğu için. Hatta dünya nüfusunun sadece %10’luk kısmı neredeyse dünyadaki mülkiyetin neredeyse tamamını elinde tutuyor. İşte asıl soru bunu nasıl kabul edebiliyoruz."

Badiou konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Dünyanın önündeki gerçek alternatif yeni komünizm modelinin geliştirilmesidir. Küresel kapitalizme karşı geçmişte komünist yönetimin yaptığı gibi korkunç devlet anlayışıyla değil ancak devletin olmadığı sadece halkın olduğu bir anlayışı geliştirmeliyiz. Yeni politik bakış açısını da bu yönde geliştirmelisiniz. Yeni komünist bakış açısı insanlık için bir umuttur."

GENEL İRADE SEÇİMLERDE %50 DEĞİLDİR

Slovenyalı ünlü felsefeci Slovaj Zizek de Gezi’yle beraber Türkiye’nin en büyük başarı hikayelerinden birine imza attığını belirterek, “Siz Gezi’yle beraber küreselleşmede sorun olduğunu ortaya koydunuz. Size oluşturulan cennette sorunlar ve sıkıntılar var dediniz. Dünyada aslında ters giden bir şeylerin olduğunu siz Türkiye’den gösterdiniz. Sokağa çıkarak taleplerinizi dile getirdiniz. Türkiye’deki mevcut iktidar biraz zeki olsaydı sizin yanınızda olurdu. Projeyi iptal ederdi. Eğer ben kalbimin derinliklerinde iyi bir solcu olmasaydım başbakana  'iyi bir danışmana ihtiyacın var' derdim. Demagojik oyunu nasıl oynayacaklarını bilmiyorlar. Sizin taleplerinizi başlangıçta yerine getirselerdi iş bu noktaya varmayacaktı. Gezi benzeri  isyanların hepsinin özünde küresel kapitalizme verilen tepki vardır. Sizin yaptığınız gerçekten olağanüstüydü” dedi.

'GEZİ'NİN NOSTALJİ OLMAMASI İÇİN ÖRGÜTLÜLÜK GEREK'

Alman işgaline karşı direnen C. de Gaulle örneğini vererek; “Genel irade seçimlerde %50 değildir küçük bir azınlık ta genel iradeyi temsil edebilir.” diyen Zizek, dogmatik uykudan uyandıracak, itaat edin demek yerine gerçek özgürlüğe itecek bir liderliğin gereğini hatırlattı.

Badiou’nun, “Öncelikli hedefin iktidar olmaması gerektiği, yeni bir siyasi alanın inşasının çok daha öncelikli olduğu” savını  Zizek de, “Gezi’nin nostalji olmaması için belirli bir örgütlülüğün oluşup bize kalması gerekiyor.” sözleriyle  somuta indirgedi.

Zizek’in genel iradesine paralel olarak büyük alkışla noktalanan konuşmasında Badiou: “Evrensellik kitlesel hareketlerin özü, evrenselliğe istememiz gerek, o takdirde bir kişi dahi kalsak gerçeklik kazanacaktır. Bunun için hareketinize devam edin, herkes için benim için…" dedi. (Cumhuriyet)