banuguven.com

İsmail Beşikçi, memleket için çok şey ifade eden bir isim. Kayıtsız şartsız akademik özgürlüğün ne olduğunu ve bu konuda ısrar etmeniz halinde başınıza neler gelebileceğini en iyi onun hayatı anlatır. Çorum’da doğan bir ‘Türk’ olan İsmail Beşikçi, sosyoloji okurken Kürtler’le karşılaştı. Alikan Aşireti üzerine sosyolojik incelemesini bu dönemde yaptı. Bilimadamının gördüğü hakikatti, gördüğü hakikatten dönmeyi de hayatı boyunca bütün baskılara rağmen kabul etmedi. Sonuç: Üniversiteden kovuldu, hayatının 17 yıl 2 ayını cezaevlerinde geçirdi, bütün kitapları, bazıları henüz basılmadan, toplatıldı, çalışmaları bir nesilden kaçırıldı. İleri demokrasinin ülkemize geldiği günlerde de bir konuşmasında kullandığı ‘Kandil’ sözü bir dergide ‘Q’ ile basıldı diye yine mahkum oldu. İsmail Beşikçi’ye verilen 1 yıl 3 aylık bu ceza Yargıtay’da. Sonbaharda yaptığımız söyleşide Beşikçi’ye ‘Ceza onanırsa ne olacak?’ diye sormuştum, o da bütün çektiklerine rağmen gülümseyerek ‘O zaman tekrar cezaevine girebilirim’ demişti. O konuşmamızda İsmail Beşikçi Vakfı ve Kütüphanesi’nin kurulma çalışmalarının sonuçlanmak üzere olduğunu da söylemişti.



Haber Beşikçi Hoca’nın doğum günü olan 7 Ocak’tan iki gün önce geldi. Vakıf resmen kurulmuştu!
Hakikatten korkulduğu için bilimsellikten de uzak tutulan nesiller için bir vaha olacak burası. Hoca’nın 60 yıldır biriktirdiği kitaplar, dergiler, gazeteler, mektuplar, fotoğraflar, dava belgeleri ve kendi notlarını da içeren arşivi yakında İsmail Beşikçi Araştırma Kütüphanesi’nde öğrencilere, akademisyenlere, herkese açılacak.

Beşikçi’nin yıllar önce yasaklanmış ya da toplatılmış kitaplarına da orada ulaşabileceğiz. Bugün iktidarın muhalefete yüklenme aracı olarak gördüğü Dersim konusunu ve CHP politikalarını, Beşikçi’nin zamanında aynı anda birden fazla davaya konu olan Bilim Yöntemi dizisinden Kürtlerin Mecburi İskanı, Tunceli Kanunu, Muğlalı Olayı gibi kitaplarından okumak mümkün olacak. Daha düne kadar bu konulara dokunmayanların, ‘zamanı gelince’ ellerinde bilindik belgelerle ‘gerekiyorsa özür dilemelerini’ acı bir tebessümle izlemiştir herhalde Beşikçi.

Hoca geçen yılki bir yazışmamızda ‘Kitaplarınız neden yeniden basılmıyor’ diye sorduğumda şöyle cevap vermişti:
‘Kitaplar, yazılar, 1970’lerde, 1980’lerde,  eski ceza yasasının 141-142. maddelerine göre yargılanıyordu. 1990’larda Terörle Mücadele Yasası’nın 8. maddesine göre yargılanmaya ve toplanmaya başlandı. Bu madde, AB uyum yasaları çerçevesinde, 2003’te yürürlükten kaldırıldı. Bunun üzerine avukatımız, DGM’lere başvurarak,  kitaplar üzerindeki yasakların, toplatma kararlarının kaldırılmasını istedi.

Ankara DGM, olumsuz bir karar verdi. Mahkeme, “8. madde yürürlükten kaldırılmış olabilir. Ama bu kitapların içeriğinde, ceza mevzuatımızın başka yasalarına, başka maddelerine göre de suç vardır”  dedi. Bu şüphesiz hukuksal değil, keyfi bir karardır. En azından bir an için kitapların üzerindeki toplatma yasakları kaldırılmalıydı. Yayınevi, bu kitapları tekrar yayımlarsa, dağıtırsa, işte o zaman  sözü edilen başka yasalara, başka maddelere göre yeni bir işlem yapılırdı. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin bu konudaki tutumu daha olumluydu. Kitaplar, daha çok Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanıyordu.

Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin kararı kesindi. Bu karar üzerine, Yurt Kitap-Yayın sahibi Ünsal Öztürk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Bunun çok ilgi çekici bir safahatı var. Sonuçta, Türkiye mahkum oldu.

Avukatımızın, çeşitli zamanlarda yaptığı başvuru üzerine, mahkemeler de çeşitli kararlar verdi. Bu karalar arasında birbirleriyle çelişkili olanlar da var. Hatta aynı mahkemenin çelişik kararları da var. Kitapların hangileri serbest, hangileri yasak, saptamak çok zor. Ama, AİHM kararından sonra artık hepsinin de serbest kaldığı söylenebilir. Veya böyle ummak daha makuldür.’

Aslında bu hikaye memlekette reform falan denilerek aynı cezacı zihniyetin başka sözlere devşirildiğini çok iyi anlatıyor. Hoca’nın hakkında verilen 1 yıl 3 ay hapis cezası kararıyla ilgili yorumu da öyle:
‘… 4 Mart 2011 tarihinde İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi de hakkımda TMY’nin 7/2 maddesine göre bir karar verdi. Bu, fiili olarak, TMY’nin 8. maddenin hala yürürlükte olduğu anlamına gelmektedir.’

Bugün birçok mahkumiyet de bu zihniyetten kaynaklanıyor zaten. İşte hal böyleyken Beşikçi Vakfı ve Kütüphanesi’nin açılması önem taşıyor. İyimserlik veriyor. Vakıf, ‘Beşikci adına layık daha büyük projeler gerçekleştirmek için duyarlı herkesi İsmail Beşikci Vakfı Gönüllüsü olmaya ve destek vermeye’ çağırıyor. Sanırım hayatını hakikati söylemeye adamış ve bu yüzden sistemden kovulmuş bir bilim insanı için en güzel doğum günü hediyesi, vakıfla yeniden hayat bulmayı deneyen ifade özgürlüğüne beraberce sahip çıkmak olacaktır.

Geleceğini bildiğim ‘Nasıl ulaşabiliriz?’ sorusunun cevabı ise aşağıda:
E-posta adresi: [email protected]

Adres:
İsmail Beşikci Vakfı
Kuloğlu Mah. Ayhan Işık Sok. No: 21/1
Beyoğlu/İstanbul
Telefon: 0212 245 81 43

Nice özgür yıllara İsmail Beşikçi!