HDP (Halkların Demokratik Partisi) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, vekillerin ifadeye çağırılmasına tepki gösterdi. Yüksekdağ, "Cevabımız çok net, dün söyledik, bugün de söylüyoruz, bizleri halkımız dışında kimse sorgulayamaz. Kimseye, söylediklerimizden ve siyasi düşüncelerimizden dolayı hesap vermek zorunda değiliz. Bizleri hesap vermeye zorlayanlar kendileri hesap verecekler" dedi.

HDP Muş milletvekilleri Burcu Çelik Özkan ve Ahmet Yıldırım ile Kars milletvekili Ayhan Bilgen dün ifadeye çağrılmıştı.

HDP Mersin İl Örgütü tarafından verilen iftar yemeğinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Her yan yana geldiğimizde, dayanışmayı büyüttüğümüzde bildikleri her yolla bu dayanışmayı dağıtmaya çalışıyorlar. Bu zamana kadar başaramadılar ve bundan sonra da başaramayacaklar. Nerede olursak olalım bu insani direnişimizi büyütmeye devam edeceğiz. Halkımız sayısız saldırılara rağmen her yerde sokakları doldurdu. Darbeye karşı demokratik direnişin meşruluğu en görkemli duruşuyla ortaya koydu.

'HALKIN DEĞERLERİNİN YASAKLADIĞI HER ŞEYİ YAPTI'

"Bu değerlerin yasakladığı her şeyi yaptılar. Yolsuzluk onlarda, hırsızlık onlarda, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediler. Yoksul halk bir dam altında dahi oturmazken, saraylar kurmak onlarda, bu zamana kadar edindikleri bütün siyasi erkin gücünü, zenginliklerin büyütmek, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmak için kullandılar. 

'TÜRKİYE HALKLARINI GELECEKSİZ BIRAKTIKLAR'

"Türkiye toplumu artık sadece ekonomik anlamda değil siyasi olarak da geleceğini göremez duruma getirildi. Bir yıl içinde iki defa seçim yaptılar, ne için sırf kendilerini başkanlık için güvenceye alamadıkları için. 7 Haziran'daki büyük başarımızdan sonra 1 Kasım seçimlerinde 'Bizi seçmeseniz kaos olur' diyenler bir yıl boyunca bütün Türkiye halklarına kaos yaşattılar.

'TÜRKİYE'DE BİR DEVLET TERÖRÜ YAŞANIYOR'

"Bir taraftan bizlere darbe, savaş ve dikta rejimini dayatıyorlar. İstedikleri tek şey var, Türkiye halkları o Saray'ın kapısında hizaya dizilmesi. Bizler bunu tarih boyunca ret ettik. Bizleri kul olmaya zorlayanlar, bu halkın demokratik direnişi karşısında yenilecekler. Bir yıldır Türkiye'de bir devlet terörü yaşanıyor. Devletin bütün yetkilerin ele geçirmiş siyasi klik, devlet terörü uyguluyor. Anayasa'yı tanımıyor hatta filli olarak başkanlık yapıyor. Hiçbir hukuk kriterini tanımadan Meclis'teki o haksız çoğunluğa dayanarak Anayasa'yı delip geçecek şekilde Meclis'i çalıştırıyor. Hukuk dışı bir yönetim mekanizması Türkiye'de uygulanıyor. Devleti bütün kurumlarını gasp etmiş bir zat 'Biz milleti, devleti kaynaştırdık' diyor. Bu bir devlet, millet buluşması değildir. AKP saray yönetimi tarafından uygulanan siyasi pratiği tam anlamıyla bir darbedir.

'BİZLERİ HALKIMIZ DIŞINDA KİMSE SORGULAYAMAZ'

"Cevabımız çok, dün net söyledik, bugün de söylüyoruz. Bizleri halkımız dışında kimse sorgulayamaz. Kimseye söylediklerimizden dolayı siyasi düşüncelerimizden dolayı hesap vermek zorunda değiliz. Bizleri hesap vermeye zorlayanlar kendileri hesap verecekler.

'TERÖR PROPAGANDASI YAPTIĞIMIZI DÜŞÜNENLER DÖNSÜN SARAY'A BAKSIN'

"Saray'daki zat saygınlığından dolayı değil zorla iktidarda kalıyor. 

"7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde kazandığımız başarıyı hazmedemeyip dokunulmazlıklarımızı kaldırarak, bizlerden intikam almaya çalışan zat Türkiye'de ve dünyada zerrece bir saygınlık zemini bırakmadı kedisine. 

"Bizlerin dokunulmazlıklarımızı kaldırırken 'HDP terör örgütü propagandası yapıyor' demişlerdi. Terör propagandasını kimin yaptığını aklı başında herhangi bir savcı bulmak istiyorsa HDP gurubuna bakmasına gerek yok direk Saray'a bakacak. Bütün dünyanın uluslararası terör örgütü olarak tanıdığı El Nusra örgütünü savunmak için kendisini paralıyor. Bu kadar açıktan ve aleni bir şekilde terör örgütünü övüyor ve destekliyor. Bizim ülkemizin Cumhurbaşkanı 'El Nusra'ya terör örgütü demeyin PYD ve QSD'ye terör örgütü deyin' diye kendisini paralıyor.

"Bütün bir Türkiye toplumunu kirletemedikleri için toplumun içinde HDP gibi yemyeşil bir damar olduğu için çıldırıyorlar" diye konuştu. 

'ÖZGÜR GÜNDEM İLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTECEĞİZ'

"Her yerde sesimizden, sözümüzden ve gerçeklerden korkuyorlar. İşte Özgür Gündem gazetesinin nöbetçi genel yayın yönetmenleri de her şeye rağmen bu dayanışmayı büyütmek için uğraşmışlardı. Bizler onları o atıldıkları yerden çekip çıkarmak için daha güçlü bir dayanışma örgütleyeceğiz.

"Kentleri yıkabilirler, katliam yapabilirler ama direnişin ruhuna dokunmayı başaramazlar. Demokratik direnişimizle var olmaya devam edeceğiz."

Kaynak: DİHA