OHAL kapsamında dün yayımlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 48 üniversiteden 330 akademisyen kamu görevinden çıkarıldı.

Üniversitelerde görevli akademisyenlerin işten çıkarılmalarına ilişkin kararnameler konusunda tepkilerin odağında yer alan Yükseköğretim Kurulu YÖK, 'ihraç listelerinin üniversitelerde hazırlandığını' açıkladı.

YÖK Basın Müşaviri Şener Aslan, ''İhraçlara yönelik tüm inisiyatif üniversitelerde. Kişileri üniversiteler belirliyor ve YÖK'ün bununla ilgili bir takibi yok'' dedi.

15 Temmuz darbe girişimin ardından yayınlanan kararnamelerle üniversitelerinin kapatılması, ÖYP'li akademisyenlerde olduğu gibi statülerinin değiştirilmesi veya işlerine son verilmesi nedeniyle görevleri sonlandırılan akademisyen sayısının 20 binin üzerinde olduğu hesaplanıyor.

İşlemlerle ilgili olarak tepkilere hedef olan YÖK'ün Basın Müşaviri Aslan BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk’ün  sorularını yanıtladı.

*Biliyorsunuz dün geceki KHK ile yine çok sayıda akademisyen ihraç edildi.

Çok sayı derken, 330 değil mi? Bu KHK'da diğer kurumlar içindeki en az sayı çünkü.

*330 sizin için fazla bir sayı değil mi?

Bizim için bir akademisyenin ihracı bile fazla, keşke hiç olmasa.

*Her KHK'dan sonra ihraçların gerekçesine ilişkin gözler YÖK'e çevriliyor, ama açıklama yapılmıyor.

Üniversitelerdeki terör örgütlerine yönelik bu tip soruşturmaları üniversiteler yapıyor. KHK'larda gördüğünüz A üniversitesinden B profesörünü üniversiteler belirliyor. İlk önce bunların incelemesini, daha sonra soruşturmasını, soruşturma sonrasında açığa alma, görevden uzaklaştırma ve daha sonra da ihraç talebini üniversiteler yapıyor.

Biz YÖK olarak bu işlemleri üniversitelerin yapması şeklinde de bir karar aldık, çünkü onları en iyi üniversiteler tanıyor. Bir hocaya ilişkin bir iddia geldiğinde biz onu önce bilemeyiz. Belgeye dayanması lazım, ama onun dışında tanımak ve bilmek de lazım o kişileri. O yüzden biz YÖK olarak bütün bu safhaların üniversitelerde başlatılıp üniversitelerde bitmesi kararı aldık ve o şekilde devam ediyor.

KHK'larda gördüğünüz kişiler tamamen üniversitelerinde yapılan inceleme soruşturma sonrasında ihraç edilme teklifi yapılan kişiler. Her kişinin atılma nedeni açıklayıcı açıklama yapamayız. İtirazları varsa kişiler tekrar üniversitelere itirazda bulunabilir.

*Akademisyen zaten rektör tarafından atılmışsa, yine kendisini atan üniversiteye mi itiraz başvurusu yapacak?

Üniversiteler bu ihraçları komisyon oluşturarak yapıyor. Rektörün demesiyle olmuyor bu işler.

*Öyle mi, eminsiniz bu konuda?

Nasıl yani, rektörler 'Ahmet böyle, Mehmet şöyle hadi atın' mı diyor sizce? Kanunen üniversiteler tarafından komisyon kuruluyor. Bir kişinin kararıyla değil. Komisyon içerisinde farklı kişiler de var. O komisyonlara raporlar geliyor. Birçok kıstas var ve üniversiteler onları değerlendiriyor. Bylock çok önemli bir kıstas ki o bylock için de derecenlendirmeler var. Her kullanıcı değil, aktif olanlar inceleniyor. Bank Asya'da belli dönemki para haraketleri...

*Eğitim-Sen üyesi olmak bu kıstaslar arasında yer alıyor mu?

Eğitim-Sen üyesi olmak tabii ki kıstas değil. Eğitim-Sen üyesi olduğu için atıldığını söylemek iddia sadece. Eğer kişilerin ihracı hakkında şüpheleri varsa üniversiteye başvuracak ve bu sefer farklı bir komisyonda tekrar değerlendirilecek.

*YÖK üniversitelerdeki bu 'ihraç etme ve itiraz kabul etme' mekanizmasının adil işlediğini nasıl kontrol ediyor?

Hayır, biz neden bu aşamaların nasıl işlediğini takip edelim ki? Hem 'Üniversitelere dokunmayın, YÖK üniversiteleri özgür bıraksın diyorlar, hem de YÖK neden üniversiteleri denetlemiyor' diyorsunuz. Bu tamamen üniversitelerde yürütülen bir süreç.

*İhraçlar noktasında tüm muhatabın YÖK değil üniversiteler olduğunu söylüyorsunuz yani?

Biz son dönemde yapılan soruşturmaların ve ihraçların hepsinde inisiyatifi üniversitelere bıraktık. Siz tekrar konuyu dönüp dolaştırıp YÖK'e çevirmeye çalışıyorsunuz. Size bütün sürecin üniversitelerde ilerlediğini anlattım. Açıklamam bu kadar.