1992’de Tunceli’de kulakları kesilen, cesedi parçalanmış olarak bulunan Ayten Öztürk’ün babası “Kaldığı yeri yetkililere bildirdik. Estetik ameliyat olduğu bilgisini de aldık” dedi...

Deniz Güçer / Vatan

JİTEM davasına bakan mahkemenin “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın bulunması için gazeteye ilan verme kararının ardından 21 yıldır “Yeşil”in peşinde olan Hıdır Öztürk VATAN’a konuştu. Hıdır Öztürk, 1992’de işkence edilerek öldürülen kızı Ayten Öztürk için 21 yıldır savaş veriyor. Yeşil’in bulunması için tüm hukuki girişimlerde bulunan Öztürk, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan, terör ve şiddet olaylarına ilişkin alt komisyona kızını anlatırken herkesi ağlatmıştı. Ayten Öztürk, 1992’de Tunceli’de öldürülmüş ve 2 ay sonra kimsesizler mezarlığında cesedi bulunmuştu.

DEVLETİN ZİRVESİ BİLİYOR

Mahkemenin kararını değerlendiren Hıdır Öztürk, Yeşil’in halen hayatta olduğunu belirterek ilginç bir iddiayı da gündeme taşıdı. Kısa süre önce Yeşil’in bulunduğu yeri tespit ettiklerini ve “Devletin zirvesine” ilettiklerini belirten Öztürk, “Tüm girişimlerimize karşın sonuç alamadık. Ama Yeşil yaşıyor. Devlet istese nerede olduğunu ortaya çıkarır. Olanların üstü kapatılmasın, Yeşil bulunsun. Kızımı yüzü tanınmasın diye işkence ederek öldürdüler. Ne örgütle ne siyasetle ilgisi vardı. Gencecik, ürkek bir kızdı” dedi.

ESTETİK AMELİYAT OLDU

Öztürk, Yeşil’in estetik ameliyat yapıldığı bilgisinin de kendilerine iletildiğini belirterek, 21 yıldır TBMM dahil her yere müracaat ettiklerini, davalar açtıklarını ancak bir türlü olayın aydınlatılmadığını söyledi. Kızının yüzünün tanınmaması için özellikle işkence yapıldığını, doktor raporlarının sahte olduğunu ve bunu kanıtladıklarını belirten Öztürk, kendisini çağıran Alay komutanının sorgulanmadığını da hatırlattı. Öztürk, Yeşil’in ilanla aranmasına ise, “Dediğim gibi devlet istese bulur” yorumu yaptı.

“AYTEN’İMİN ÖYKÜSÜ”

Genç yaşında işkenceyle öldürülen Ayten Öztürk’ün hikayesi ise kitap oldu. Aralarında Oya Baydar’ın da bulunduğu 45 Türk ve Kürt aydınının kaleme aldığı kitabın çevresinde “Hıdır Amca” olarak tanınan Hıdır Öztürk imzasıyla önümüzdeki günlerde yayınlanacağı öğrenildi.

Ailenin kitabın çıkışıyla birlikte Yeşil’in kaldığı yer dahil olmak üzere bir çok açıklama yapması da bekleniyor. Öztürk ailesi, Yeşil’in oğlu tarafından yazılan kitabın da bizzat Mahmut Yıldırım tarafından kaleme alındığına inanıyor. Mahmut Yıldırım’ın oğlu Murat Yıldırım da kitap çıktıktan sonra babasının hala yaşadığına inandığını söylemişti.

29 YAŞINDA İŞKENCEYLE ÖLDÜRÜLDÜ

Hıdır Öztürk kızının öldürülmesini ve Yeşil’i, komisyon üyelerine şöyle anlatmıştı:

“Kızımın örgütle hiçbir zaman işi olmadı. Dönemin Tunceli Jandarma Alay Komutanı beni çağırarak, ‘Kızlarından biri dağa çıkmayı düşünüyor’ dedi. İtiraz ettim. ‘Çocuklarımın tümü çalışıyor. Devlet memuruyum’ dedim. Komutan çocuklarımı görmek istedi. Onları da alarak tekrar alaya gittim. Orada, alay komutanı ile oturduk. Bize çay ikram etti. Çocuklarımın adresleri, nerede çalıştıkları bilgisi alındı. Sonra komutan bir askeri çağırarak, ‘Bunları aşağıya Mahmut Bey‘e götür’ dedi. Aşağıya indik, bir odada zayıf, sakallı biri oturuyordu. Çocuklarımı içeri aldılar, ben dışarıda kaldım. Bir süre sonra çocuklarım odadan çıktı. Yine adres bilgilerinin alındığını söylediler.

BEYAZ TAKSİYLE GÖTÜRÜLDÜ

Çocuklarım, daha sonra televizyon haberlerinde ‘’Yeşil’’ diye tanıtılan bu adamın Mahmut olduğunu söylediler. Bu olaydan 2 ay sonra bir un fabrikasında çalışan kızım çıkışta, beyaz bir taksiyle götürüldü. Sonra bizi fabrikadan arayıp, durumu bildirdiler. Ben hiçbir zaman devletin böyle bir şey yapacağını düşünemezdim.”

Öztürk, kızının cesedinin Elazığ Asri Mezarlığı’nda bir çoban tarafından bulunduğunu söyledi. Çobanın, kızının toprağın dışında kalan kolunu fark ederek, yetkililere bildirmesi sonucu cesedin bulunduğunu anlatan Öztürk, cesedin teşhisi sırasında yaşadıklarını da ağlayarak anlatmıştı. Kızının kulaklarını kesildiğini ve tanınmaz hale geldiğini belirten Öztürk, ‘’Bu jandarma alay komutanı kimdir? Neden beni çağırdı?” diye sormuştu.