KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Gülen Cemaati üyelerinin her ilde komite halinde örgütlendiğini iddia ederek emniyet yetkilileri ve valileri yönlendirdiğini söyledi. Ellerinde Yeşil Ergenekon’un nasıl örgütlendiğini gösteren belgeler olduğunu iddia eden Karayılan, bunları kendilerine güvenen gazetecilere vermeye hazır olduklarını açıkladı.

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, ANF’ye yaptığı açıklamada Gülen Cemaati’nin nasıl örgütlendiği ve devleti ele geçirdiği konusunda çarpıcı iddialarda bulundu. Karayılan, Yeşil Ergenekon’a dair ellerinde belgeler olduğunu ifade ederek, bu belgeleri harfiyen yayınlama cesaretini gösteren gazetecilere vermeye hazır olduklarını belirtti.

Murat Karayılan’ın iddiaları şöyle:

“Bu konuda önemli bazı hususları söyleyeceğim: Türkiye’de NATO’ya bağlı oluşturulmuş Gladio’nun Ergenekon biçiminde uzun bir süre rol oynadığı bir gerçektir. Bu Gladio bugün kılıf değiştirmektedir. Ergenekon’un Kürt Özgürlük Hareketi’ne ve Türkiye demokrasi güçlerine karşı kullanılması sonucunda yeterince yıpranması, çeteleşmesi ve devlet için de bir ağırlık haline gelmesi nedeniyle Ergenekon’un devre dışı bırakılması projesi temelinde kılıf değiştirmektedir. Doğrudur, bugün Ergenekon’un eski yapısı yargılanıyor ama yerine yeni bir Ergenekon (Yeşil Ergenekon) da geçmekte ve örgütlenmiş bulunmaktadır. Açıkça söylüyorum, Gülen Cemaati’nin üyeleri her ilde bir komite halinde örgütlenmiş bulunup o ildeki emniyet yetkililerinin, valinin, devlet uygulamalarının hangi doğrultuda gerçekleşmesi gerektiğini karar altına almakta ve esas yönlendirme merkezi onlar olmaktadır.

BU SÜRECİ YEŞİL ERGENEKON YÖNETİYOR

Ergenekon tarafından Erdoğan’a karşı tertiplenen suikast planlarının deşifre edilmesi ve yine Ergenekon, Balyoz davası gibi AKP’ye karşı darbelerin açığa çıkarılmasında rol oynayan bu kesimin artık AKP ile de oldukça bütünleşmiş ve ciddi bir ittifak kurma durumu söz konusudur. Böylece asker-devletten polis-devlete geçiş süreci de hızla gelişmekte, geriletilen askeri vesayet yerine yeni bir vesayet gücü iktidarını kurmaktadır. Fazla açmayacağım, yalnız bir şey söyleyeyim: Bu süreci Yeşil Ergenekon yönetmektedir. Kesinlikle “devletin yargısı, hukuku, filan” bunlar hikayedir. Dikkat edin, bu “siyasi soykırım operasyonları” tek elden yönetiliyor. İspata-belgeye bakmadan, aldıkları istihbarat temelinde, “kimi hedeflersek bu hareket çöker, artık Kürt halkı güçsüzleşir, zorunlu bir biçimde boyun eğer ve bize sığınır” diyerek tespitler yapıyorlar ve onlar hakkında polis yoluyla dosya oluşturup yakalıyorlar. Bu, cemaatin işidir.

BELGELER ELİMİZDE

“Hayır, böyle değildir” diyenlere söylüyorum: Bizim yanımızda belgeler vardır. Türkiye’de kendine güvenen gazeteci varsa, kamuoyu önünde açıkça köşelerinde yazsın, “PKK’nin vereceği belgeleri harfiyen yayınlayacağız” desin, bunun sözünü versin ve yanımıza gelsin, biz bu belgeleri verelim. Yeşil Ergenekon’un Türkiye’de nasıl örgütlendiği, devleti nasıl ele geçirdiği bu biçimde açığa çıkacaktır. Biz bunu biliyoruz.

İŞTE SAİD NURSİ İLE FETHULLAH GÜLEN FETVALARI ARASINDAKİ FARK

Şeyh Sait isyanı zamanında önemli bir Kürt şahsiyeti olan, kendi kimliğini hiçbir zaman inkar etmemiş ve din kardeşliğini kendisine eksen yapan Saidi Nursi, “hiçbir mümin insanın elini Kürt kanına bulaştırmaması gerekir” diye fetvası vardır. Şeyh Sait isyanında kendi talebeleri olan bir yarbay gelip sorar ve Saidi Nursi bu fetvasını verir. Peki, şimdi onun izinde olduğunu söyleyen, gerçekte ise onun bütün temel prensiplerini tahrip eden, bazılarını kitaplarından çıkararak, bazılarını da farklı yorumlarla çarpıtarak topluma yansıtan Fethullah Gülen’in Kürt halkı hakkında verdiği fetvaya bakın. Arada ne kadar çelişki var değil mi? Tam zıttı.