Kemal GÖKTAŞ / kemal-goktas.blogspot.com

Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin 13 yaşındaki N.Ç 'nin kendisine tecevüz eden 26 erkeğe rıza gösterdiğine ilişkin kararı tartışılmaya devam ederken, bir başka ceza dairesinin yine bir çocuk tecavüzü davasında çocuğun rızası olduğu gerekçesiyle sanığa verilen mahkumiyeti bozduğu ortaya çıktı. 5. Ceza Dairesi, 17 yaşındaki erkek çocuğuyla cinsel ilişkiye giren ve daha sonra yeniden kendisiyle cinsel ilişkiye girmezse durumu ailesine söyleyeceği tehdidiyle çocuğu ilişki kurmaya zorlayan sanığa verilen "çocuğun cinsel istismarı" cezasını ilginç gerekçelerle bozdu. Durumun duyulmasının evli sanığı zorda bırakacağı yorumunu yaparak adeta tecavüzcüyle empati kuran Yargıtay, sanığın başka bir çocuğa cinsel tacizde bulunurken 17 yaşındaki M.'yle cinsel ilişki kurduğunu söylemesiyle olayın ortaya çıkmasını ise tecavüze uğrayan çocuğun şikayeti ile değil sanığın kendisinin anlatımı ile ortaya çıkmasını "rıza"ya delil olarak gösterdi.

"AİLENE SÖYLERİM" DİYEREK TEHDİT ETTİ
Osmaniye'de yaşanan olayda, sanık T.Y, 17 yaşındaki çocuğa fiili livata yoluyla cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı. Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesi, dava sonunda, sanığın mağdur çocuğa ilk olarak 2008 yılı Aralık ayında livata suretiyle cinsel istismar suçunu işlediği, o tarihten olayın açığa çıktığı Eylül 2009 tarihine kadar sanığın mağdura yönelik olarak livata suretiyle cinsel istismar suçunu birden fazla işlediği sonucuna vardı. Mahkeme kararında, sanığın ilk olaydan sonra, mağduru kendisi ile ilişkiye girmediği takdirde ailesine ve arkadaşlarına durumu söyleyeceğini belirterek tehdit ettiği ve her cinsel istismar eyleminden sonra tehditlerine devam ettiği belirtildi. Kararda, sanığın mağduru tahakkümü altına almak için her ilişkiden sonra para verdiği de ifade edildi. Mahkeme bu nedenle sanığı "zincirleme nitelikli cinsel istismar ve zincirleme zorla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından mahkum etti.

'RIZA'NIN DELİLLERİ!
Ancak kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesi bu kararı 23 Mayıs 2011'de bozdu. Bozma kararında , çocuğun sanıkla rızasıyla ilişkiye girdiği iddia edildi. Kararda, mağdurun "rızası" olduğuna şu gerekçeler ileri sürüldü:

"AKLI BAŞINDA": Çukurova Üniversitesi'nden alınan rapora göre mağdurun gerçeği değerlendirme yetisi gelişmiştir. Algı, bellek, yönelim kusuru yoktur. Ancak düşünce içeriğinde olayın duyulmasıyla çevrenin verdiği tepkilere bağlı sıkıntıları vardır.

KİMSEYE SÖYLEMEMİŞ: Mağdur, 9 ay boyunca yakınlarına ve resmi makamlara şikayette bulunmamıştır. Olay, sanığın müşteki A.ya basit cinsel saldırıda bulunma eylemi esnasında, mağdur M.'e para karşılığı fiili livatada bulunduğunu söylemesi üzerine ortaya çıkmıştır.

TECAVÜZDEN DAHA AĞIR BİR ŞEYLE TEHDİT ETMELİYDİ: 15 yaşını bitiren çocuklarda tehdidin 'zor kullanmak' olarak kabul edilmesi için cinsel istismara uğraması nedeniyle uğrayacağı zarardan daha önemli bir zarara uğratılacağı korkusunun mağdur üzerinde oluşması gerekir. Tehdite maruz kalanın iki seçenekten kendisine daha az zarar vereni tercihe zorlanması gerekir. Olayımızda her bir eylemde de seçeneklerden birinin ailesine ve arkadaşlarına durumu söyleyeceği, diğerinin ise, eylemin gerçekleştiği yere sanığı mağdurun kendi motosikleti ile götürmesi ve cinsel istismara rıza göstermesidir.

SANIK EVLİ, DUYULURSA ZARARA UĞRARDI: Evli olan sanığın, eylemin ortaya çıkmasıyla kendisinin de zarara uğrayacağı aşikardır.

TEHDİT VE BASKI 9 AY SÜRMEZMİŞ: Keza olayın ortaya çıkmasıyla içinde bulunduğu durumu çevresine mazur göstermek isteyen mağdurun, 9 ay süreyle devamlı tehdit ve baskı altında kaldığının kabulü de mümkün değildir. Olayın ortaya çıkmasıyla içinde bulunduğu durumu çevresine mazur göstermek isteyen mağdurun, 9 ay süreyle devamlı tehdit ve baskı altında kaldığının kabulü de mümkün değildir.

NEREDEYSE ÖDÜL VERECEKLER!
Daire bu gerekçelerle "nitelikli cinsel istismar" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" eylemlerinin cebir ve tehditle gerçekleştirildiğinin kabul edilemeyeceğine hükmetti. Daire mağdurun rızasının "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" fiilini hukuka uygun hale getirdiğine, bu yüzden sanığa 7.5 yıldan 36 yıla kadar hapis öngören bu suçtan beraat kararı verilmesi gerektiğine karar verdi. Daire, mağdurun rızasıyla ilişki kurulduğu gerekçesiyle de 12 yıldan 26 yıla kadar hapis öngören "tecavüz (nitelikli istismar)" suçundan değil, 6 aydan 2 yıla kadar hapis öngören "15-18 yaş arasındaki çocuklarla rızasıyla ilişki kurmak" suçundan ceza verilmesi gerektiğine hükmetti. Yani mahkemenin alt sınırdan ceza vermesi halinde 19.5 yıl ceza alabilecek sanığa 6 aydan 2 yıla kadar hapis verilmesi hükme bağlanmış oldu.

YENİ TCK'DA DA DURUM DEĞİŞMEDİ
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kamuoyunda büyük tepki uyandıran N.Ç kararından sonra yaptığı açıklamada, N.Ç davasında eski TCK'nın uygulanmasından dolayı Yargıtay'ın böyle bir karar verdiğini savunmuş ve yeni TCK döneminde böyle kararların çıkmayacağını savunmuştu. Yargıtay Başkanlığı ve kararı veren 14. Ceza Dairesi'nin Başkanı da sorumluluğu eski TCK'ya yüklemişlerdi. Oysa Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin kararı yeni TCK'nın yürürlüğe girmesinden sonra olduğu için yeni TCK uygulanarak verildi.