Enver Aysever'in CNN'de yayınlanan 'Aykırı Sorular' adlı programına konuk olan Eşber Yağmurdereli, 12 Eylülden beridir devam eden ve 50. gününü dolduran açlık grevleri ile ilgili konuştu. Daha önce kendisi de açlık grevinde bulunan Yağmurdereli, "50. gün fiziki hareketin felce uğradığı bir dönemdir, 40'lı ve 50'li günler tehlikeli dönemdir" dedi.

 

'TALEPLER ASIL OLARAK HUKUKİDİR'

Anadilde savunma hakkının açlık grevlerinin en önemli nedeni olduğunu söyleyen Yağmurdereli, "Talepler asıl olarak hukukidir. Abdullah Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti hapishanesinde yatan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır. Her tutuklu ve hükümlü gibi avukatlarıyla görüşme hakkı vardır. Ancak bu yasal hakkını kullanamıyor," dedi. Bu durum karşısında doğal olarak bir tepki ortaya çıktığını belirten Yağmurdereli, talepler için, "Siyasi bir talep gibi görünse de değildir," açıklamasını yaptı.  

"Adalet Bakanı çıkıp dese ki 'Bu hafta Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesini sağlayacağız, 4. yargı paketinde de bunu ele aldık' dese, bu önemlidir," diyen Yağmurdereli, sorunun çözümünün hukuki anlamda hükümetin elinde olduğunu belirtti.

 

'HÜKÜMETİN SÖYLEMLERİ ANTİ-KOMÜNİST SLOGANLARI HATIRLATIYOR'

BDP'liler açlık grevinde niye değil sorularına da yanıt veren Yağmurdereli, "Bunu söyleyenler daha fazla insan açlık grevine katılsın istiyor. Açlık grevindekilerin sayısı az görülüyor. Açlık grevindekilerin koşullarını tartışmak yerine bunları öne sürmek, olayları manipüle ediliyor. Bundan bir şeyler umuluyor."

50. günün ölüm eşiğine hızla yaklaşmak anlamına geldiğini söyleyen Yağmurdereli, bugün 50. gününe giren açlık grevlerinin de an itibariyle ölüm orucuna döndüğü anlamına geldiğini söyledi.   

Hükümetin "cezaevindekiler devlete şantaj yapıyor" söylemlerini de değerlendiren Yağmurdereli, "Bu 12 Eylül'deki cuntacı rejimin ya da Soğuk Savaş'ın anti-komünist sloganı olarak görülebilir," dedi.

"Açlık grevleri başlı başına Türkiye demokrasisinin çözümsüz hale gelmesinden kaynaklıdır," diyen Yağmurdereli, Erdoğan'ın "Aç kalan falan yok" sözlerine karşılık olarak da, "Bu laf bana yabancı değil. Biz açlık grevi yaparken de sabah gazeteleri açıyorduk, baklava börek lafları yazıyordu. Bu lafları duyan insanlar 30-40. gününde olan insanlardı," dedi.

 

'CUMHURBAŞKANINA MEKTUP YAZDIM'

Sorunun somut çözümüne ilişkin olarak, "Başlangıç olarak Öcalan'ın avukatlarıyla görüşeceğine ilişkin bir açıklama gelirse bir mesafe alınabilir," diyen Yağmurdereli, "Siyasi yaklaşımlar bir tarafa bırakılmalı ve yaşanılanların insanlık dramı olduğu düşünülmeli ve basiretli davranılmalıdır," dedi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e konuyla ilgili bir mektup yazdığını söyleyen Yağmurdereli, mektubunda, durumun hassasiyetine dikkat çekerek, duyarlılık talep ettiğini, sürecin daha büyük toplumsal tahribatlara yol açmadan, yaşananlar karşısında olumlu bir tavır göstermesini umut ettiğini ifade ettiğini söyledi. (Demokrat Haber/Bekir Avcı)