6 Ocak 2015 tarihinde Şırnak’ın Cudi Mahallesi’nde polisin açtığı ateş sonucu göğsünden vurularak hayatını kaybeden 14 Yaşındaki Ümit Kurt ile Yafes Mahallesi’nde polisin ateş etmesi sonucu kafasından vurularak hayatını kaybeden 12 yaşındaki Nihat Kazanhan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çerçevesinde vuruldukları yerde anıldı.

Anmaya Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret, Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız katıldı. Nihat Kazanhan ile Ümit Kurt’un anneleri ise anmaya çocuklarının fotoğraflarıyla katıldı.

İdris Emen'in Radikal'deki haberine göre, anma çerçevesinde Cizre’de katledilen çocukların soruşturma dosyaları ile ilgili Şırnak Barosu tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

BU YIL 9 ÇOCUK KATLEDİLDİ

"Bugün ülke genelinde, dünyanın farklı ülkelerinden gelen binlerce çocuğun katılımıyla kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Fakat son zamanlarda çocuğa yönelik şiddetin artması, Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmelerine uyulmaması ve en önemlisi de yaşam hakkının ihlal edilmesi nedeniyle  tarafımızca sevinçle kutlanamayacak bir bayramdır. Zira 1992 yılından beri ‘Silahla vurulmak, bombayla öldürülmek, mayına basmak, zırhlı araç altında kalmak, savaş uçaklarıyla vurulmak’ gibi nedenlerle yaşamını yitiren 479 çocuktan 9 tanesi bu yıl hayatını kaybetmiştir. Bunların her birinin ayrı bir öyküsü ve derin bir acısı var. Misal; yüzündeki boya izleriyle Ümit Kurt, parçalanmış bedenleriyle Roboskililer, ‘tutuklanmayacağını’ düşünen polislerin kurbanı Nihat Kazanhan, ekmek almaya giden Berkin Elvan, terörist sanılan Uğur Kaymaz, balkonda duran Mehmet Uytun, koyun otlatmaya giden Ceylan Önkol ve daha niceleri…

‘ÇOCUK BAYRAMININ KUTLANDIĞI ÜLKEYE ÇOCUK CESETLERİ YAKIŞMAZ’

Son zamanlarda Cizre’ de katledilen çok sayıdaki çocuk kamuoyu vicdanını derinden yaralamıştır. Ölümlerin meydana gelmesinde sorumlu olanların güvenlik güçleri olması, bundan kaynaklı olarak objektif ve nesnel yargılama yapılmaması, soruşturmaların etkin yürütülmemesi ve faillerin ortaya çıkarılmasında güçlü bir irade sergilenmemesi gibi bir takım sebeplerle halkın hukuka ve adalete olan inancı zayıflamıştır. Dolayısıyla bu durum halkla devlet arasındaki bağları kopma noktasına getirmiştir. Çocuk Cezaevlerinin Kapatılması, Çocuk işçiliğinin son bulması, Çocuk istismarının engellenmesi, Çocuğa karşı ayrımcılık yapılmaması ve Çocukların sosyal çevresiyle uyumlu bir ortamda yetiştirilmesi gerekliliği ortadadır. Öte yandan her yönden sömürülen, istismar edilen, mağdur çocuk olgusu ile karşı karşıyayız. Bu sömürü ekonomik olabildiği gibi kimi zaman cinsel bir sömürü de olabilmektedir. Kısacası dünya genelindeki savaşların da etkisiyle çocuklar yarınsız bırakılmıştır. Dolayısıyla bizler sorunların çözülmesi noktasında ciddi bir politikası geliştirilmesinin zaruri olmasıyla birlikte, çocuk bayramının kutlandığı bir ülkeye çocuk cesetlerinin yakışmadığını ifade eder Çocuk hak ihlallerinin son bulmasını temenni ederiz."