Dünyanın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Uluslararası Kriz Grubu (ICG), Türkiye ve Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasındaki barış sürecinin sona ermesinin ikinci yıl dönümü nedeniyle bir rapor yayımladı.

Uluslararası Kriz Grubu'nun raporunda, barış sürecinin sona ermesinden beri iki yılda 2 bin 981 bin kişinin hayatını kaybettiği kaydedildi.

AKP'nin yerel yöneticilerine yönelik saldırıların partiye desteği artırdığına dikkat çekilirken, 'Yasal Kürt hareketinin marjinalleştirilmesinin şiddete başvurmayı meşrulaştırabileceği ve PKK'ye katılımı artırabileceği' belirtildi.

Raporda müzakerelere yeniden dönülmesi çatışmanın sonlanması için tek yol olarak gösteriliyor. Ancak "Şiddetin yakın zamanda azalması pek mümkün gözükmüyor" deniyor.

'ÖLENLERİN YARISI PKK MİLİTANI'

Raporda açık kaynak verilerin analizine dayanarak ölenlerin yaklaşık yarısının PKK militanı olduğu (bin 378 kişi), bunu güvenlik güçlerinin (976 kişi) ve sivillerin (408 kişi) izlediği belirtiliyor.

Kalan 219 kişi ise raporda 'mensubiyeti bilinmeyen gençler' olarak geçiyor. 16-35 yaş arasındaki bu kişilerin sivil mi yoksa PKK ya da örgütün gençlik koluna mı üye olduklarının belirlenemediği kaydediliyor.

Raporda, Şubat-Mayıs 2016 arasında çatışmaların 33 yıllık tarihinde ilk kez güneydoğudaki bazı kentsel bölgelere sıçradığında şiddetin arttığı kaydediliyor ve 'PKK 2012-2015 barış süreci sırasında bölgedeki silahlı mevcudiyeti geliştirdi' deniyor.

Ölümlerin üçte birinin Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, Şırnak'ın merkez ile Cizre ve Silopi ilçelerinde, Mardin'in Nusaybin ilçesinde ve Diyarbakır'ın Sur ilçesinde gerçekleştiği kaydediliyor.

Haziran 2016'da çatışmaların yeniden kırsal alanlara kaydığı kaydediliyor.

O zamandan beri, Uluslararası Kriz Grubu'nun takibine göre ölümlerin yüzde 90'ının güneydoğu bölgelerinin kırsal alanlarında gerçekleştiği belirtiliyor.

Raporda PKK'nin ya da onun bileşenlerinin Aralık 2016'dan beri kentsel bölgelerde saldırı gerçekleştirmediğine de dikkat çekiliyor. Bunda 'ABD'nin baskısı, Türkiye ordusunun yoğun operasyonları ve PKK'nin stratejik değerlendirmelerinin' rol oynadığı kaydediliyor.

ABD'nin Halk Savunma Birlikleri'ne (YPG) Rakka operasyonu için verdiği silahların Ankara'yı endişelendirdiği kaydediliyor ve "Rakka operasyonu bittiğinde, ABD'nin müdahilliği azalırsa ya da Türkiye Suriye'nin kuzeybatısındaki YPG'yi vurursa çatışmalar yeniden artabilir" deniyor.

Raporda, Kürdistan Özgürlük Şahinleri'nin (TAK) 6 Haziran'da bir açıklama yayınlayarak Türkiye'deki kentlere ve turistik bölgelere yeni saldırı tehdidinde bulunduğu kaydediliyor. Bu gelişmelerin gelecek aylarda ülkede şiddeti artırabileceği belirtiliyor.

Raporda son iki yılda toplanan verilerden 5 sonuç çıkarılıyor.

İlk olarak, 'PKK'nın AKP'nin yerel yöneticilerine yönelik saldırılarının milliyetçi duyguları artırdığı' belirtiliyor.

AKP'nin yerel temsilcilerine düzenlenen saldırıların bazılarının PKK tarafından üstlenildiği, bazılarınınsa PKK ile ilişkilendirildiği belirtiliyor ve "PKK'nın AKP'li siyasi figürleri hedef alması AKP'ye desteği artırıyor" yorumunda bulunuyor.

Bu saldırıların pek çok kişinin gözünde 'PKK karşıtı sert operasyonları meşrulaştırdığı' belirtiliyor ve PKK saldırılarının Ankara'nın bazı muhalifleri 'terörist' ya da 'işbirlikçi' olarak etiketlemesini meşrulaştırmasına izin verdiği belirtiliyor.

Raporda, 'AKP'nin MHP ile ittifak kurarak toplumdaki milliyetçi kesimleri kendi tarafında topladığı ve orta vadede Kürtlerin taleplerini dikkate alan daha yapıcı bir ajanda ile ortaya çıkma ya da barış sürecine yeniden dönme ihtimalinin düşük olduğu' belirtiliyor.

İkinci olarak, el yapımı bombaların kullanımında artış gözlendiği kaydediliyor.

Üçüncü olarak, Nisan ayındaki referandum öncesinde PKK saldırılarında düşüş olduğu kaydediliyor. PKK'ye yakın kaynaklar Uluslararası Kriz Grubu'na bunun nedenini "milliyetçi duyguları artırarak 'evet' oylarını fazlalaştırmak istememeleri" olarak açıklıyor.

Raporda "Nedeni ne olursa olsun, bu PKK'nin saldırılarının zamanını ve yoğunluğunu belirleyecek ve sahadaki militanlarını kontrol edebilecek kabiliyette olduğu izlenimi veriyor" deniyor.

Raporda dördüncü olarak Aralık 2016-Temmuz 2017 arasında şiddetin Hakkari, Şırnak, Mardin ve Diyarbakır'ın dışındaki güneydoğu illerinde arttığı kaydediliyor.

Beşinci olarak ise Nisan 2017'den beri köy korucularının ölümünde artış olduğu belirtiliyor. Nisan ve Temmuz 2017 arasında 15 köy korucusunun öldüğü kaydediliyor.

(Kaynak: BBC)