28 Aralık 2011’de 34 sivilin öldüğü katliamın ardından TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu Başkanı AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener, Radikal ’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. ‘Devletin bütün belgeleri kendileri ile paylaştığı kanaatinde olmadığını’ söyleyen Şener, ancak bunun bilgi-belge saklamak olmadığını belirtti.

 

Ekim ayında Alt Komisyon’un raporu tamamlayacağını anlatan Şener, yaptıkları her görüşmenin yeni kurumlardan bilgi istenmesine sebep olduğunu, bu nedenle de sürecin uzadığını ifade etti. Şener, aradan geçen uzun zamana karşın ‘vur emrini’ kimin verdiğinin açıklanmadığı hatırlatılınca şöyle konuştu:

 

“Burada askeri bir operasyon var, terörle mücadele var. Yerleşim yerleri dışındaki yerler askeri yasak bölge. Bölge insanının kaçakçılıktan geçinme serüvenine, belki bunu cesaretle söylemek zor bir şeydir ama güvenlik birimleri tarafından göz yumulmuş. 13-15 yaşında çocuklar kaçağa gidiyor. Ve buralar terörün geçiş bölgesi. Yani teröristler mi kaçakçılar mı, bu hususta emin olunmadan belki bu sınır ötesi operasyon yapılmış. Yani Kuzey Irak ’tan gelen kalabalıkça bir grup var. Teçhizatı var mı, kaçakçı mı bana göre çok emin olunmadan terörist oldukları hususunda bütün alternatifler değerlendirilmeden bir operasyon yapılmış. Bana göre söylüyorum. ‘Evet, biz şu hususta emin olduk’ denilebilir. Devletin birimleri bütün belgeleri bizimle de paylaşmamış olabilir. Tamamını bize gönderdikleri kanaatinde de değilim ayrıca. Bu bilgi, belge saklamak anlamında değil ama. Neticede askeri bir operasyon olduğu için toplumun tamamı tarafından bilinmesinin sakıncalı olabileceği başka bilgi ve belgeler de olabilir. Bunu saklı tutmak lazım. Bu güvenlik politikasını deşifre edecek bilgi ve belgelerin de toplumun iyi niyetli-kötü niyetli bütün fertleri tarafından, yine teröre destek veren, terör yanlısı olan teröre lojistiği olan insanlar tarafından bilinmesi sakıncalı.”

 

‘KENDİ OĞLUM ÖLMÜŞ GİBİ GİTTİM’

Komisyon Başkanı İhsan Şener, “Sizin bir yakınınızın başına böyle bir olay gelseydi ne hissederdiniz? Vicdanınız rahat mı?” sorusuna da şu karşılığı verdi:

 

“Benim de 13 yaşında bir oğlum var. Kendi çocuğumun ölmüş olabileceğini düşünerek o bölgeleri gezdim. Şahsım ve komisyon üyesi arkadaşlarım adına eksik bıraktığımız bir şey olduğunu düşünmüyorum. Ama maalesef adalet yavaş işleyen bir sistem. Sürecin uzaması tabii ki beni de rahatsız ediyor. Meclis’in yargıya müdahale etmesi söz konusu değil. Umarız oradaki mağdur olan insanların da gönlünü rahatlatacak bir sonuç ortaya çıkar. İnsani olarak şunu söylerim; Bu hususta eksik bir şey bırakmadık. Vicdanen rahatım. Ama 34 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, hataysa hata, kusursa kusur, eksiklikse eksiklik... Ne varsa bunların ortaya konulup insanlarla paylaşılmanın uzamış olması tabii beni vicdanen çok rahatlatan bir şey değil. Tabii ki rahatsızım.”

 

SONUÇSUZ BİR TRAFİK

Ocak ayında kurulan alt komisyon, Genelkurmay, MİT, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı , ASELSAN ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan ellerindeki belgeleri göndermesini istedi. Heron görüntülerini izleyen Alt Komisyon’un muhalefet milletvekilleri görüntülere göre sınırı geçen kişilerin kaçakçı olduğunun net olarak görüldüğünü söylerken, iktidar milletvekilleri bu görüşü desteklemedi. İçişleri’nden gelen belgelere göre operasyon talebi 23. Sınır Jandarma Tümen Komutanlığı’ndan gelmedi ayrıca kaçakçılık konusunda tecrübeli olan yerel birliklere sorulsa bombalama yapılmayabilirdi. MİT ise istihbaratı kendisinin vermediğini bildirdi. Alt Komisyon, Genelkurmay’dan ‘vur emri’ni kimin, hangi istihbarata dayanarak verdiğini, Heron görüntülerini kimin izleyip denetlediğini sordu. Ancak Genelkurmay, Meclis’e ‘belge’ yerine ‘bilgi notu’ gönderirken Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı’nın, “ TBMM ’nin soruşturmayı yürüten kurum olarak belgeleri bizden istemesi gerekir. Dosyada gizlilik kararı var. Bizim bilgimiz dışında kimse bilgi ve belge veremez” görüşünü öne sürdü. Bunun üzerine Meclis belgeleri savcılıktan istedi. Ancak haziranda gelen altı klasörlük belgeler arasında da Meclis’in istediği kritik bilgiler yer almadı.