Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile 'paralel' iddiasıyla tutuklanan 63 polis için reddi hakim kararı verdikten sonra açığa alınan ve dün tutuklanan İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi eski hakimi Metin Özçelik, "Ben kararımın sonuna kadar arkasındayım. Türkiye'ye bağımsız ve tarafsız adalet geri döndüğünde, umarım siz de kararlarınızın arkasında durabilirsiniz" dedi.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) talebi doğrultusunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklanması talebi ile dosya üzerinden Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen eski İstanbul 29. Asliye Ceza Hakimi Metin Özçelik, akşam 18.30 sıralarında Avukatı Önder Durdu ile birlikte Bakırköy Adalet Sarayı'na geldi. Yaklaşık iki saat bekleyen Hakim Özçelik'in sorgusuna saat 20.30 sıralarında başladı.

Özçelik'in sorgusu yaklaşık yarım saat sürdü. Sorgunun ardından kararın açıklanması için ara verildi. Yaklaşık iki saat sonra ise Özçelik'in tutuklanmasına karar verildi. İstanbul'da görevli hakim olduğunu belirerek, "Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 88. Maddesi çok açıktır. Şu anda görevdeki bir hakim ve savcı ancak ağır cezalık suçüstü bulunduğunda aranabilir ya da sorguya çekilebilir. Bunun dışında kesinlikle görevdeki bir hakim ve savcı ile ilgili arama ve gözaltına alma, sorguya çekme ya da tutuklama kararı verilemez. Şu anda bana okuduğunuz yazı içeriğinde de 88. Maddede belirtilen şartların bulunmadığı çok açıktır. Yine usul açısından görevdeki hakim ve savcı ile ilgili soruşturma işlemleri izinle en yakın ağır ceza mahkemesinde yapılabilir" dediği öğrenildi.

"TAMAMEN KANUNA VE HUKUKA UYGUN YARGISAL BİR KARAR VERDİM"

Sorgusunda "Mahkemeniz bugün Bakırköy Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi değildir" dediği belirtilen hakim Özçelik'in ifadesinde, "Anlayabildiğim kadarıyla terör suçlarına bakmakla yetkili ağır ceza mahkemesi yetkilendirilmesi bulunmaktadır. Bu anlamda da soruşturma aşamasında bir yetkiniz bulunmamaktadır. Ancak dava açıldığı taktirde HSYK yetkilendirmesi gereği evraka bakma görev ve yetkiniz bulunmaktadır. Bu açıdan da evraka bakma yetkiniz bulunmamaktadır. Evraka Bakırköy Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'nin bakması gerekir.  Ben görevde bir hakim olarak 24 Nisan 2015 tarihinde tamamen kanuna ve hukuka uygun yargısal bir karar verdim. Bu kararın gerekçelerini ayrıntılı olarak kararımda belirttim. Bu yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili yanlış olduğunu düşünen, itiraz etme hakkı bulunan makamlarca gidilebilecek yasa yolları bellidir. Bunun dışında yargısal yetkimi kullandığım için Anayasa ile ve diğer kanunlarla tarafıma verilen hakimlik teminatı ve bağımsızlığı çerçevesinde yargısal bir karar verdiğim için Hakimler ve savcılar Kanunu gereği de yargısal kararlarla ilgili idari soruşturmanın konusunun yapılması mümkün değildir. Yine Anayasa 138. Maddesi gereği hakimlere hiçbir makam emir, talimat ya da telkinde bulunamaz" ifadelerini kullandığı öğrenildi.

"BU KARARIN SONUNA KADAR ARKASINDAYIM"

Hakim Özçelik'in ifadesinde, "Bu söylediğim gerekçeli karar dışında ortada suçlandığım belirttiğiniz suçlarla ilgili hiçbir iddia, tespit ya da başkaca delil bulunmamaktadır. Dolayısıyla görevde bir hakim olarak verdiğim yasalara uygun karar sebebiyle tamamen haksız ve hukuksuz olarak usul ve esasla ilgili kurallar çiğnenmek suretiyle şu anda huzurunuzda bulunmaktayım. Savunma olarak belirttiklerimin dışında söylenebilecek başka bir husus bulunmamaktadır. Belirttiğim şekilde mahkemenizin usul ve esas açısından belirtilen tutuklama talebine bakma ve karar verme yetkisi bulunmamaktadır. Bunun yanında esas bakımından da atılı suçların isimlerinin yazılması dışında hiçbir delil de bulunmadığı çok açıktır. Bu açıdan bakıldığında da mahkemeniz tarafından tutuklama kararı verilmesi tamamen kusur olacaktır. Ben tamamen yargısal bir karar verdiğim için karşınızdayım. Bu kararın sonuna kadar arkasındayım. Tamamen Türk Milleti adına Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti devletinin altına imza koyduğu uluslar arası normlar ve yasalar çerçevesinde verilen bir karardır. Umarım Türkiye'ye bağımsız ve tarafsız adalet geri döndüğünde siz ve şu ana kadar Türkiye'de hukuksuzluğa imza atan tüm yetkililer benim gibi kararlarının ve yaptıkları işlemlerin arkasında durabilirler" dediği belirtildi.

"SİZİN YERİNİZDE OLMAK İSTEMEZDİM"

Özçelik'in ifadesinin son bölümünde ise, "Sizin de az önce okudunuz gibi burada verdiğim karar dışında hiçbir delil bulunmamaktadır. Az önce benim söylediğim usul ve esas açısından okuduğunuz suç ile ilgili hiçbir şekilde hiçbir delil bulunmamaktadır. Bu da çok açık bir şekilde bizzat sizin tarafınızdan okunmuştur. Yine belirttiğim şekilde mahkemenizin hem usul hem de esas açısından böyle bir tutuklama talebine bakmaya yetkisi ve görevi bulunmamaktadır. Verdiğim kararın sonuna kadar arkasındayım. Samimi olarak söylüyorum, sizin yerinizde olmak istemezdim. Çok zor bir işiniz var, kolaylıklar diliyorum" dediği ifade edildi.

HAKİME DARBEYE TEŞEBBÜSTEN TUTUKLAMA

Sorgulamayı yapan Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Metin Özçelik'i, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" ve "Silahlı Örgüt üyesi olmak" suçlarından tutuklayarak cezaevine gönderdi. Mahkeme, "Görevi kötüye kullanma" ve "Haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından istenen tutuklama taleplerini ise kabul etmedi.

HAKİM BAŞER HAKKINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI

Mahkeme, aynı soruşturma kapsamında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" ve "Silahlı örgüt üyesi olma" suçlarından dosya üzerinden tutuklanmaya sevk edilen Hidayet Karaca ve 63 polis hakkında tahliye karar veren İstanbul eski 32 Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Mustafa Başer hakkında yakalama kararı çıkardı.

Saat 18.30 sıralarında avukatı Önder Durdu ile birlikte Bakırköy Adliyesi'ne gelen Hakim Metin Özçelik, gazetecilere  şu açıklamada bulunmuştu: "Emniyet'ten bir davet alarak, Terörle Mücadele'den bir komiser aradı, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden beklendiğim söylendi. HSYK Başmüfettişliği'nin bir yazı gönderdiği ve benim ifademin alınmasının istendiğini söyledi. 'Gözaltı kararı yok' dedi. Ama basında da evrak üzerinden sorguya sevk edildiğim ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sorgu için beklendiğim şeklinde haberler var. İçeri girince göreceğiz. Ben şu anda görevli İstanbul hakimiyim. Zaten yargıda böyle bir gözaltı kararı, sorguya sevk kararı falan, şu ana kadar hiç ben hukukçu olarak ne okudum, ne duydum, ne gördüm. Bu da böyle bir ilk olacak zannediyorum. İçeride göreceğiz ne olduğunu. Ben bir karar verdim, hukuki bir karar verdim. Gerekçelerini belirttim. Onun dışında yani ben o kararın sonuna kadar arkasındayım. Gerekçelerini izah ettim. Bunun dışında da söyleyebilecek başka bir şey yok."

Avukat Önder Durdu da, müvekkilinin kararının hukuk çerçevesinde bir karar olduğunu savunarak, "Bu uygulama da Türk hukuk tarihinde karşılaştığımız bir uygulama değil. Açıkçası net bir bilgimiz de yok. İçeri girdiğimizde biz de öğreneceğiz" demişti. (Radikal)