Musul operasyonu 4. günü geride bırakırken Türkiye'nin Suriye ve Rojava'daki YPG noktalarına hava saldırısı ve topçu ateşleri ile saldırması gündemde ön plana çıktı. IŞİD'in Musul'dan çektiği güçler ile Suriye'ye tekrar yönelip yönelmeyeceği ise akıllara gelen soru.

Gazeteci Fehim Taştekin'in Musul operasyonu ve YPG'ye yapılan saldırılara ilişkin Duvar'daki köşesinde gündemi değerlendirdi.

Fehim Taştekin, “Amerikalılar burada Türkiye ile Kürtleri aynı safta savaştırmak gibi imkânsızı zorluyor. Bırakın Kürtlerle ortaklığı Türkiye, karambolde Rojava’yı dağıtmak için korsan savaş yürütüyor. Her fırsatta Afrin, Tel Ebyad ve Kobani taraflarına atılan top mermileri sadece Kürtlerin kazanımlarına yönelik düşmanlığın değil ABD’nin YPG ile kurduğu ortaklığa duyulan kızgınlığın da ifadesidir” değerlendirmesinde bulundu.

Taştekin'in Gazete Duvar'da “Musul’dan sonra nasipse Rakka! Amma velakin fakat…” başlığıyla yayımlanan yazısından bir bölüm şöyle:

Kuşkusuz IŞİD’in Irak’tan çektiği güçlerle Deyr el Zor-Rakka, Rakka-Humus, Rakka-Halep ve Rakka-El Bab hatlarına yüklenmesi Suriye ordusunun enerjisini dağıtabilir. Bu şekilde, olası bir siyasi müzakere sürecinde ABD’nin elini güçlendiren bir savaş düzeni şekillenebilir. Aynı şekilde Türk-Amerikan-Körfez destekli gruplar da IŞİD tehdidini yeniden enselerinde hissedebilir. Birincisi ABD’yi mutlu eder, ikincisi mutsuz. O yüzden bu kısır komplo teorileri serseri mayın gibi güneş görünce kendi kendine infilak edebiliyor.

Amerikan stratejisini basitçe “IŞİD’i bitirmek” değil “IŞİD ile mücadele sayesinde nasıl bir stratejik kazanım elde ediyor” sorusu eşliğinde değerlendirmek gerekiyor. O yüzden IŞİD’i Irak’tan Suriye’ye kükredikten sonra kenara çekilip seyretmeyecektir.

Wall Street Journal’a göre ABD, IŞİD’e karşı Suriye’de de alternatif bir plan geliştirmeye çalışıyor. Amerikalı yetkililer IŞİD’in Suriye’deki merkez üssü Rakka’ya operasyon için son haftalarda Türkiye ve Britanya gibi koalisyon üyelerinin yanı sıra Suriyeli Kürtlerle görüşmeler gerçekleştirdi. Tartışılan plan, IŞİD’in kaçış yollarını kapatmanın yanı sıra Suriye ve Irak’ta örgütün kontrolündeki bölgelerin birbirini takviye etmesini önlemeyi amaçlıyor. Amerikalılar burada Türkiye ile Kürtleri aynı safta savaştırmak gibi imkânsızı zorluyor. Bırakın Kürtlerle ortaklığı Türkiye, karambolde Rojava’yı dağıtmak için korsan savaş yürütüyor. Her fırsatta Afrin, Tel Ebyad ve Kobani taraflarına atılan top mermileri sadece Kürtlerin kazanımlarına yönelik düşmanlığın değil ABD’nin YPG ile kurduğu ortaklığa duyulan kızgınlığın da ifadesidir. Türkiye’nin El Bab’a inmekteki derdi de YPG’nin müttefikleriyle tuttuğu Tel Rıfat’a girip Afrin’e koridor açma konusundaki son seçeneği de öldürmektir. Sanki Kürtler Rakka için can atıyormuş gibi Türkiye “YPG liderliğindeki güçlerle Rakka operasyonu olmaz” diyor. Kürtler, Arapların ezici çoğunluğu oluşturduğu ve Kürt-Arap çatışmasının olası olduğu Rakka’ya koşar adımlarla gitmekten yana değil. Kürtlerin önceliği Rojava’daki özerkliğin garanti altına alınması.

ABD açısından bir başka açmaz TSK’nin sahadaki ortaklarının Rakka’ya kafi gelecek düzeyde olmaması. Bu çerçevede ABD Rakkalı aşiretlere de el atmış. Hatta 1500 aşiret üyesi Türkiye’de eğitiliyormuş. Ancak Amerikalılar Rakka için 10 bin askere ihtiyaç duyuyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayın...