Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, eşinin gazeteci Ahmet Hakan’ın programında “PKK terör örgütü değildir” sözlerine üzerine birçok tehdit aldığını söylerken, cinayetten sonra Hakan’ın kendisini hiç aramadığını belirtti. Türkan Elçi, “Arayabilirdi. Bu yönde eleştiri getirebilirdim değil mi? Kırgınım, çünkü çok büyük bir olay. Kırgınlık kötü bir şey değil” dedi.

Diken'den Amberin Zaman'a konuşan Elçi'nin söyleşisinin bölümler şöyle: 

Sizce CnnTürk’ün hiç kusuru var mı?

Hayır, yok. Çok büyük ve güçlü bir iktidarla karşı karşıya. Onlar da kendi dengesini korumak zorunda değil mi? Öyle güçlü olmak kolay bir şey değildir ki. Birçok insan Ahmet Hakan’a eleştiri getirdi. Ben dedim ki “Yok o onun ekmek teknesi. Orada para kazanıyor. Kendini düşünmek zorunda.” Topluma “Tahir Elçi çok doğru söylüyordu” diye bir avukatlık yapamazdı. O neticede bir program yapımcısı, halk kahramanı değil ki.

Olaydan sonra aradı mı sizi?

Yok aramadı. Arayabilirdi. Bu yönde eleştiri getirebilirdim değil mi? Kırgınım, çünkü çok büyük bir olay. Kırgınlık kötü bir şey değil. Kime kırgınsın? Beklentin olduğu kişiye kırgınsın. Bir beklentin varsa kırılırsın. (Erbey araya girip Kürtçe “Gaazın diyoruz buna, beklenti ile serzeniş arasında bir şey” diyor) Benimki serzeniş de değil kırgınlık, çünkü ben onun (Ahmet Hakan’ı kast ediyor) kendine göre bir takım şeyler yapmaya çalıştığına inanıyorum.

Rakel Dink’le karşılaştığınızda neler hissettiniz?

Onun yaşadıklarını medyadan sürekli seyrettiğim için hiçbir zaman onunla bu noktada bir araya gelebileceğimizi tahmin etmezdim. O noktada onu görünce bir kez daha vuruldum gibi. Ayrı bir acı. Derin bir acı, çünkü o bir mağduriyetin sembolü olmuş değil mi? Bu mağduriyet sembolüyle aynı noktaya gelmem benim mağduriyetimi daha da artırdı. Acı geldi bana.

Cinayet çözülecek mi sizce?

Ortaya çıkarılması lazım ama şu andaki konsepte uygun değil diye düşünüyorum. Şu andaki şiddet varken çıkarılamaz bu. İlerleyen dönemde zamana yayılarak, dengeler gözetilerek, ihtiyaç duyulursa çıkarılır. İhtiyaç duyulmazsa çıkarılmaz diye düşünüyorum. Toplumla yüzleşme ihtiyacı hissedilirse, çözüm noktasına gidilme gibi bir amaç bulunulursa, bu bir milat olarak kabul edilip, belki bir uzlaşma noktası olarak seçilebilir.

Tahir Elçi’nin nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğünün devlet tarafından aydınlanmasının sembolik bir yanı olduğunu söylüyorsunuz…

Duyulan tepkinden ilgili kişiler gereken anlamı çıkarmışlardır bence. Bu sembolik değerin büyüklüğünü zaman içinde ölçüp biçip anlamışlardır. Törene katılanların sayısı, dünyanın her tarafında ses getirmesi… Eğer cinayetin aydınlanmasını bir başlangıç noktası olarak seçemezlerse bu devlet açısından büyük kayıp olur. Emniyet mensuplarına da söyledim, başsavcıya da, valiye de.