Transfobik saldırılara karşı Maltepe Bağlarbaşı Karakolu önünde toplanan aktivistler sordu: "Polis gerçekte kimi korumaktadır? Başka bir olayda kamera kayıtlarından faydalanarak failleri hemen yakalayan polis bu ve benzeri olaylarda neden atıl ve isteksiz davranmaktadır?".

 

İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği, Lambda İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği, Kaos GL Dayanışma Derneği ve Lgbtt Aileleri İstanbul Grubu, cumartesi günü Maltepe'deki Bağlarbaşı Cumhuriyet Polis Karakolu önünde bir basın açıklaması yaptı.

 

Maltepe-Kartal Sahilyolu'nda artan transfobik saldırıların ve saldırganların sadece para cezası almasını kınandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

 

"Herkes gibi bizler için de yaşam hakkının, insan haklarının geçerli olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz. Her şeyden önemlisi de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adaletine inanmak ve güvenmek istiyoruz. Bu olayın basit bir tutanak ile geçiştirilmesi, dahası saldırganların karakolun arka kapısından çıkarılarak serbest bırakılması karşısında rencide oluyoruz, çaresiz hissediyoruz ve öfkeleniyoruz.

 

"Bilmek istiyoruz:

 

"İstanbul'un en nezih semtlerinden birinin orta yerinde böylesi bir saldırı nasıl yaşanabilmektedir?

 

"Başka bir olayda kamera kayıtlarından faydalanarak failleri hemen yakalayan polis bu ve benzeri olaylarda neden atıl ve isteksiz davranmaktadır?

 

"Bahar'a ilk yardım ve pansuman için gelen hastane / ambulans personelinin laubali ve ayrımcı tavırları neyle ve nasıl açıklanmaktadır?

 

"Bu devlet kimin devletidir? Hukuk ve insan hakları ayrıcalıklı küçük bir zümre için midir?

 

"Maaşları hepimizden kesilen vergilerle ödenen polis gerçekte kimi korumaktadır?

 

"Hukuk, adalet ve insan hakları, devletin meşruiyetini sağlamak için kullandığı bir makyaj mıdır? Yoksa herkes için her yerde geçerli midir?

 

"Neden medyamız başka bir ülkede bir insan hakları skandalı sayılabilecek bu ve benzeri olayları yeterince duyurmamaktadır?

 

"Türkiye'nin en büyük şehrinin orta yerinde bu ve benzeri saldırıların yaşanması gündem değeri taşımamakta mıdır?

 

"Ve en önemlisi biz toplum olarak, İstanbul'un orta yerinde insan hakları, insanlık değerleri ayaklar altına alınırken tepki vermek, isyan etmek için daha ne bekliyoruz? Neden daha duyarlı, daha örgütlü tepki vermiyoruz?

 

"Unutmamalıyız bu kadar derin çelişkilerin, yaşandığı bir ülkede insan hakları bir gün herkese lazım olabilir. Hoş görülemez, boş verilemez. Nefret bir gün hepimize dönebilecek tekinsiz bir silahtır.

 

"Trans cinayetleri sistematiktir. Hrant Dink'i, Münevver Karabulut'u ve transları öldüren zihniyet hep aynı zihniyettir. Bir nefret ve korku toplumu yaratmak isteyen düzenin oyununu hep beraber boşa çıkaralım." (bianet)