Türkiye Barolar Birliği, Manisa Valisi’nin başörtülü kadınlara kelepçe takılmasıyla ilgili açıklamalarını yargıya taşıdı.

TBB, Manisa Valisi hakkında cezai soruşturma açılması talebiyle Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve idari soruşturma başlatılması talebiyle de İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu imzalı dilekçelerde, Vali’nin Anayasa ve Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ayrımcılık yasağına aykırı davrandığı ve bu suretle görevi kötüye kullanma suçu işlediği ileri sürüldü.

Hürriyet’te yer alan habere göre, konuyla ilgili bir basın bildirisi yayınlayan Feyzioğlu, Vali’nin açıklamalarını skandal olarak niteleyerek şu eleştirileri getirdi:

"Polis operasyonu sırasındaki hukuka aykırılıklar ve bu hukuka aykırılıklardan çok daha vahim olan Sayın Vali’nin skandal açıklaması, soruşturmayı bir bütün olarak gölgelemekte ve esasa, adil yargılama ilkelerine uygun bir şekilde girilmesine engel olmaktadır. Soruşturmayı mecrasından saptıran söz konusu açıklamanın da soruşturulmasında fayda görülmektedir."

Feyzioğlu tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:

"Ayrımcılığın zirvesinde bir skandal: Devletin valisine göre başörtülü olmayan kadınlara ve avukatlara kelepçe takılması "devletimizin ve milletimizin değer yargılarına uygundur!" Manisa Valisi, PDY adı verilen cemaat yapılanmasına karşı yürütüldüğü söylenen polis operasyonunda aynen şöyle demiştir:

".... hukuki süreçte suçluluğu sabit olmayan hiç kimsenin, hele de toplumda çok olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayanların, şartları oluşmadan öyle bir işleme (kelepçe takma işlemi) tabi tutulmaları her kademede üzüntüyle karşılanmıştır... Devletimizin bir kurumu olarak emniyet teşkilatımızın da milletimizin değer yargıları ve bakış açısı dışında bir tutum içinde bulunmamasının asıl olduğunu, her şeye rağmen gerçekleşen olay hakkında üzüntülerimizi kamuoyunun bilgisine sunarız."

Demek ki, Manisa Valisi’ne göre, başörtülü olmayan kadın vatandaşlar ile somut olayda kelepçelenen avukatlara yönelik uygulama, bu kişilerin toplumdaki algısı Sayın Vali’nin anlayışına göre yeterince olumlu olmadığı için doğrudur, yerindedir. Devletin valisinin görevi, Anayasayı ve kanunları uygulamak ve uygulanmasını sağlamaktır.

Manisa Valisinin bu sözleri, çok açık bir şekilde Anayasa Md. 10’da düzenlenen ayrımcılık yasağına aykırıdır. Öte yandan bizzat Manisa Valisi, bu açıklamasıyla, Türk Ceza Kanunu’nun 3. maddesindeki ayrımcılık yasağını ihlal ettiğini de ikrar etmiştir. Anılan maddeye göre, "Ceza kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.

"Bir soruşturma işlemi ve uygulaması, son tahlilde, ceza kanununun uygulanmasına dair bir işlem olduğuna göre, kuşkusuz TCK Md. 3’teki ayrımcılık yasağına tabidir. Şu halde, Manisa Valisi, hem Anayasa Md. 10’u, hem TCK Md. 3’ü ihlal etmiş ve bunların göndermesiyle TCK Md. 257’de hükme bağlanmış olan görevi kötüye kullanma suçunu işlemiş bulunmaktadır.

Ayrıca polis operasyonu sırasındaki hukuka aykırılıklar ve bu hukuka aykırılıklardan çok daha vahim olan Sayın Vali’nin skandal açıklaması, soruşturmayı bir bütün olarak gölgelemekte ve esasa, adil yargılama ilkelerine uygun bir şekilde girilmesine engel olmaktadır. Soruşturmayı mecrasından saptıran söz konusu açıklamanın saik açısından da soruşturulmasında bu sebeple fayda görülmektedir. Manisa Valisi hakkında disiplin soruşturması ve ceza soruşturması açılması için yetkili makamlara başvuruda bulunulmuştur."