Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

Ankara’da Barış Mitingi’ne yönelik olarak düzenlenen bombalı saldırı ve gerçekleştirilen katliam, Süryani kurumları tarafından yayımlanan ortak bir bildiri ile kınandı.

ABD, Avrupa ülkeleri ve dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Süryani-Asuri-Arami-Keldani halkının sivil toplum kuruluşları, dernekleri, siyasi parti, gazete ve yerel inisiyatiflerinin de aralarında bulunduğu demokratik Süryani kurumları, Ankara’da Barış Mitingi’ne yönelik olarak düzenlenen bombalı saldırıyı katliam olarak nitelendirdi.

Bildiride, “Bu hain saldırı 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta yapılan katliamların devamıdır” denildi. 

Ankara’da demokrasi ve barış güçlerine karşı yapılan katliamı kınadıklarını açıklayan Süryani kurumları, “Dünya kamuoyunu insanlığa karşı suç işleyen bu karanlık güçlere karşı tavır almaya çağırıyoruz” dedi.

Bildiride, halk olarak demokrasi barış ve özgürlükten yana olduklarını vurgulayan Süryani kurumları, “Soykırımcı ve inkârcı politikaları lanetliyor, halkları Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinde birliğe ve dayanışmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi.  

Avrupa Süryaniler Birliği (ESU), Bethnahrin Kadınlar Birliği (HNB), Süryani Dernekler Federasyonu (SÜDEF), Süryani Kadın Derneği (SÜRKADİM), Uluslararası Süryani Birlik Partisi (USUP), Suriye Süryani Birlik Partisi (GHS), Suriye Süryani Kültür Merkezi (KMSS), Bethnahrin Yurtseverler Birliği (HBA), Amerika Süryani Birliği ve Sabro Gazetesi’nin imzaladığı ortak bildiride şu ifadelere yer verildi:

“SEÇİM SONUÇLARINI DEĞİŞTİRMEK İÇİN PROVOKASYONA BAŞVURUYORLAR”

“10.10.2015 tarihinde Ankara’da emek barış ve demokrasi bloğu birleşenleri bir araya gelerek Türkiye’deki çatışmaların son bulması ve kanın durması için bir miting düzenledi. Değişik kurum kuruluşların Türkiye halkları için barışçıl bir yaşamı kurmak amacıyla geliştirdikleri inisiyatifi ve demokratik tutumu hazmetmeyen karanlık güçler harekete geçerek bir katliam gerçekleştirdiler. Bu hain saldırı 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta yapılan katliamların bir devamıdır.  

Son aylarda halkları ve demokrasi güçlerini sindirme hedefi ile başlatılan savaş ve operasyonların arkasında saraya bağlı çeteler ve diktatörlük zihniyeti bulunmaktadır. AKP hükümeti bu kaos ve anti demokratik uygulamalardan birinci derecede sorumludur. Erdoğan başkan olmak için 7 Haziran’da istediği sonucu almadığından dolayı Türkiye’yi tekrar 1 Kasım’da seçime götürmektedir. Ancak gelişmeler Erdoğan ve AKP’nin yenilgisi ile sonuçlanacağını göstermektedir. Dolayısıyla seçimlerin sonuçlarını kendi lehinde değiştirmek için provokasyonlara başvurmaktadır.  

Biz Süryani-Asuri-Arami-Keldani halkının kurumları olarak Ankara’da demokrasi ve barış güçlerine karşı yapılan katliamı kınıyor, dünya kamuoyunu insanlığa karşı suç işleyen bu karanlık güçlere karşı tavır almaya çağırıyoruz. Biz halk olarak daima demokrasi barış ve özgürlükten yanayız. Dolayısıyla soykırımcı ve inkârcı politikaları lanetliyor, halkları Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinde birliğe ve dayanışmaya çağırıyoruz.  

Karanlık güçler bilmelidirler ki yaptıkları katliamlar halkları daha da bilinçlendirip bir araya getirecektir. Sarayların şiddet ve korku imparatorluğu bundan sonra hiç kimseyi korkutamayacaklardır. Ödenen bütün canlar Türkiye ve Ortadoğu halklarını özgürlüğe götüren yolda birer meşaledir. Bu anlamda Ankara katliamında hayatını kaybeden barış aktivistlerini halkların demokrasi ve özgürlük şehididirler.  

Biz Süryani kurumları olarak ülkede ve diasporada tarih boyunca halkımızın uğradığı zulümden dolayı herkesin acısına anlam ve değer veriyor, bunun için bütün trajedilerin onurlu bir barışla dindirileceğine inanıyor ve katliamın arkasındaki karanlık güçleri bir kez daha nefretle kınıyoruz.”