Gaziantep’te son günlerde “Suriyeli karşıtlığı”na dönüşen, zaman zaman Suriyelilerin yaşadığı yerlere saldırıya kadar varan gerginlikler sürüyor. Yaşananlar Gaziantep’te öfkenin tehlikeli bir noktaya ilerlediğini gösterdi.

Fatma Keskintimur'un Evrensel'de yer alan haberine göre, tek tek görüşülen kişiler asıl sorumlunun “Hükümetin Suriye politikası ve şu ana kadar yaşanan sorunlara duyarsız kalan yetkililer olduğu” dile getirilse de kalabalığın, atılan kışkırtıcı sloganlardan etkilendiği ve öfkelerini Suriyelilere yönelttiği görüldü.

Taciz ve tecavüz gibi iddiaların da sıklıkla dile geldiği eylemde bazı eylemcilerin “Gitmezlerse kısa süre içinde daha büyük olaylar yaşanacak, ne dükkan bırakırız ne de ev” diyerek tehditler savurmaları dikkat çekti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in istifaya çağrıldığı eylemde, sloganların hedefinde de en çok o vardı. Demokrasi Meydanı’ndan belediye binasına yürüyen eylemciler, burada Fatma Şahin’in bir açıklama yapmasını beklediklerini söylediler. “Oy verdik ona, nerede verdiği sözler”, “Fatma Şahin söz vermişti, bu sorunu çözecekti” gibi ifadeler kullanan eylemciler, emniyet müdür yardımcılarının araya girmesi ve Şahin ile kendilerini görüştürebileceklerini söylemesi üzerine dağıldılar.

Suriye’de yaşanan savaşla birlikte Antep’e gelen Suriyelilerin sayısının 400 bine ulaştığı belirtiliyor. Hükümetin hiçbir önlem almaması, gelen mültecilere sağlıklı barınma koşulları yaratmamasının ardından ortaya çıkan durum, Antep’teki yaşamın her alanında hissedilen bir Suriyeliler gerçeğini ortaya çıkardı. Mülteci akınını fırsat bilen ev sahiplerinin, kiraları arttırmasıyla ortaya çıkan barınma sorunu, patronların ucuz iş gücü olmalarını fırsat bilerek Anteplilerin karşısına “Suriyeli işsizler” kozuyla çıkmasına kadar her süreçte hayatlarına yeni sorunlar eklenen Anteplilerin öfkesi, Suriyeli mültecilere yöneldi ve bu zaman zaman patladı.

Önce münferit sayılabilecek birkaç olayın, halk arasında çeşitli söylentiler de –tecavüz ve taciz gibi- eklenerek yayılması, ardından da mültecilerin daha yoğun kaldığı mahallelerde çıkan kavgalar, polisin müdahalesiyle durdurulan linç girişimlerine kadar vardı. Oysa eylemcilere, konuşması esnasında emniyet müdür yardımcısının da ağzından teyit edilen bilgiye göre, “Suriyelilerin karıştığı hiçbir tecavüz olayı” söz konusu değildi.

İnternet üzerinden yapılan çağrıların kışkırtıcı dili ve hızla yayılan ‘Suriyeliler gönderilecek’ söylentileri, özellikle emekçi semtlerin birinci gündemi haline geldi. “Ev bulamaz olduk, kiralarımız arttı”, “İşimizi kaybediyoruz”, “O kadar ucuza çalışıyorlar ki patronlar bizi çıkarıp onları almakla tehdit ediyor” gibi söylemler, işçiler arasında en çok dile gelen şikayetler. İşçi ve emekçilerin bu şikayetleri, üç yıldır Antep’te en görünür sorunlar haline geldi. Fakat şu ana kadar AKP Hükümeti ve aynı partinin belediye başkanları tarafından “Anteplinin misafirperverliğinden” öte bir açıklama yapılmadığı gibi, barınma sorununa ve mültecilerin çalışma koşullarına dair de herhangi bir çözüm bulunmadı.

Yüz binlerce Suriyelinin bir kısmı kayıt dışı ve ucuz iş gücü olarak hayatlarını sürdürürken, bir kısmı da halen sokaklarda yatıp kalkarak yaşamaya çalışıyor. Zaten ev bulabilenler de dükkandan ya da kömürlükten bozma odalarda birkaç aile kalmak zorunda. Hiç kimse bu insanlık dışı koşulların nereye kadar süreceğini bilmiyor.

Bir yandan emek sürecine ucuz iş gücü olarak dahil olan, bir yandan da en az patronlar kadar ev sahiplerinin de fırsatçılığıyla 200 liralık evlerde 400-500 liraya kalmak zorunda kalan Suriyeliler, şimdi de bulundukları her yerde linç tehlikesiyle karşı karşıyalar.