Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, 2 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı ile başlayan ‘abluka’, operasyonların tamamlandığı yönünde yapılan açıklamalara rağmen 7 ayı aşkın süredir kaldırılmış değil.

Devam eden bu yasakla birlikte 'kamulaştırma' kararı alınan ilçede yaşayan yurttaşlar, aylardır giremedikleri evlerindeki özel eşyalarını ise, ancak Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nden izin aldıktan sonra özel harekat polislerinin denetiminde alabiliyor.

BATTANİYENİN ALTINDA 2 CENAZE FARK ETTİ

DİHA’nın haberine göre; diğer ilçe sakinleri gibi aldığı izin ile eşyalarını almak üzere 28 Haziran günü Hasırlı Mahallesi Sabuncu Sokak 39 nolu adresindeki evine giden Hasan Ayriç adlı bir yurttaş, eşyalarını toplamaya çalışırken kaldırdığı bir battaniyenin altında biri kadın, diğeri ise bir erkeğe ait çürümüş haldeki iki cenaze ile karşılaştı.

Ayriç'in durumu bildirdiği polisler eve gelerek her iki cenazeyi de alarak götürdü.

Ayriç de eşyalarını çıkarmasına izin verilmeden ev ve mahallesinden dışarı çıkarıldı.

ERTESİ GÜN BİR CENAZE DAHA BULUNDU

Cenazeleri gördükten sonra Emniyet'in bir daha kendi evine girmesine izin vermemesi üzerine Ayriç, ertesi gün aynı mahallede evi bulunan bir akrabasından kendi evindeki eşyalarını çıkartması istedi.

Ayriç'in anlatımlarına göre, ertesi gün eşyalarını çıkarmak için evine giden yakını, evde dolaşırken molozlar arasında bir erkeğe ait olduğu belirtilen bir cenaze ile daha karşılaştı.

Yakınının bildirdiği bu cenaze de eve gelen polisler tarafından alınarak götürüldü. Ancak bulunduğu belirtilen bu 3 cenazenin kimlikleri ve akıbetleri konusunda herhangi bir iz yok.

Ayriç'in bu anlatımları üzerine harekete geçen Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (MEYA-DER) yöneticileri Emniyet'e başvurdu.

CENAZELER KAYIP!

Ancak Emniyet yetkilileri, böylesi bir olayın yaşanmadığını ve Sûr'dan cenaze çıkarılmadığını ileri sürdü. Ayriç'in ikisini gözleriyle gördüğünü ifade ettiği cenazeler konusunda verilen bu yanıt, soru işaretlerine yol açtı.