İstanbul’un Kadıköy ilçesindeki Yoğurtçu Parkı’ndaki yaya yolunda bir hafriyat kamyonu, 12 Mayıs gecesi 23 yaşındaki Şule İdil Dere’ye çarparak ölümüne sebep oldu.

Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Arslan ve babası Berdan Dere’nin avukatları, bir basın açıklaması yayınladı.

Avukatlar Fahrettin Ozan, Dr. Murat Özveri ve Mehmet Can Sezgin imzalı açıklamada İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi-İngilizce İktisat Bölümü 3. sınıf öğrencisi olan Şule İdil Dere’nin evine yürürken, “karayolu”nda değil, parkın içindeki “yaya yolu”nda öldüğü belirtildi.

Açıklamada “şehiriçinde insanların güvenli bir şekilde seyahat etmelerini sağlamak, yeterli ölçüde kullanılabilir yaya yolları kaldırımlar yapmak belediyelerin görevidir” denildi ve Dere’nin yaya yolunda kendini güvende hissettiği yerde yürüdüğünün altı çizildi.

“KARAYOLU” VE “YAYA YOLU”

Açıklamada kanunlara göre iki tanım hatırlatıldı:

“Kara Yolları Trafik Yasası’na göre ‘Karayolu: Trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır’.”

“Kara Yolları Trafik Yasası’na göre ‘Yaya yolu (Yaya kaldırımı): Karayolunun, taşıt yolu kenarı ile gerçek veya tüzelkişilere ait mülkler arasında kalan ve yalnız yayaların kullanımına ayrılmış olan kısmıdır.’

“Kara Yolları Trafik Yasası’na göre ‘Yayalar, … taşıt yolu bitişiğinde ve yakınında yaya yolu, banket veya alan varsa burada yürümek zorundadır’.”

YOĞURTÇU'DA YAPILAN HUKUKSUZLUKLAR

Açıklamada Yoğurtçu Parkı’ndaki şantiye alanında hukuka aykırı uygulamalar sıralandı:

* Şule İdil yaya yolunda idi. Yani Şule İdil, Kara Yolları Trafik Yasası’na uygun davranıyor, yasanın bir yaya olarak kendisine yüklediği yükümlüğe uygun olarak “yaya yolu”nda yürüyordu.

* Şule İdil için parkın yanındaki yol, yayalara tahsis edilmiş, yayaların en güvenli bir şekilde yürüyebileceği bir yoldu. Şule İdil, bu güven duygusu içerisindeydi.

* Yayalara tahsis edilmiş yola kamyonun girebilmesi için, yola kamyon girdiği konusunda yayaların yazılı, sesli ve ışıklı uyarıcılarla uyarılması, gerekirse yaya girişlerinin engellenmesi gereklidir.

* Şule İdil’i ezen belediye kamyonu, yaya yolunu sadece geçiş yolu olarak kullanmamış, çamur hafriyatı yüklemek için kullanmıştır. “İşyeri”, en yalın ifadeyle “işin yapıldığı yer”dir. Dolayısıyla yaya yolu hafriyat yükleme işinin yapılmasıyla birlikte hukuken iş sahasına dönüşmüş, yaya yolu aynı zamanda işyeri olmuştur. Yaya yolunu yük araçlarına açanlar yetkililer, yaya yolunu iş sahası haline getirmişlerdir. Yaya yolunu iş sahası haline getiren işveren İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’na göre “işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini” yani tehlikeyi, bu tehlikelerin yarattığı “zararlı sonuç meydana gelme” risklerini belirlemek, bu risklerin etkilerini ortadan kaldırmak için her türlü önlemleri almak zorundadır.

* Bir işyerinde yükleme boşaltma yapma, ağır iş makinelerinin manevra yapmasının kuralları vardır ve bu kurallar yaya yolunda kamyona hafriyat yüklemesi yapılması halinde daha titiz bir şekilde uygulanmak zorundadır.

Bu kurallar şunlardır:

- Kamyon ve benzeri büyük iş makinelerinin, manevra yaparken sesli, ışıklı uyarılarla çevreye haber vermesi zorunludur.

- Kamyon ve benzeri büyük iş makineleri, manevra yaparken sesli ve ışıklı uyarıların yanında makineleri ve araçları kullananları yönlendiren işaretçi personelle birlikte çalışmak zorundadır.

- Yüksek tonajlı ağır iş araçlarının manevra yaparak çalıştığı iş sahalarına, bu sahalarda çalışmak için gerekli işçi sağlığı iş güvenliği eğitimi almış olanların dışında kişilerin girmesi izinli özel haller dışında yasaktır.

SUÇLULAR

* Yaya yolunu iş sahası haline getiren balçık taşıma işinin sahibi işveren, Karayolları Trafik Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın belirlemiş olduğu önlemleri almamıştır.

* Büyükşehir Belediyesi dahil ilgili olabilecek belediyeler, yasaların kendilerine vermiş olduğu görevleri hizmetin gereklerine uygun insan yaşamına öncelik veren bir duyarlılıkla yapmamışlardır.

* Çamur hafriyatı taşıma işini yaya yolundan yapan veya yaptıran belediye, yaya yolundan yük taşınmasına izin verirken yayaların güvenliği için gerekli önlemlerin alınıp alınmadığını denetlememiştir.

* Şehiriçinde trafiği düzenlemek ve denetlemekle görevli Bölge Trafik Müdürlüğü yaya yoluna kamyon girmesine engel olmamış, varsa izin güvenlik önlemlerinin yeterli olup olmadığını denetlememiştir.

* Çamur hafriyatı işini yapan belediye ve varsa taşeron firma kısaca işveren, işyerine dönüştürdüğü yaya yolunda, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın kendisine verdiği yükümlülüklerin, önlem alma zorunluluğunun gereklerini asgari ölçülerde olsun yerine getirmemişlerdir.

“ŞULE İDİL YASAYA UYDU”

* Burada yasaya uyan, Karayolları Trafik Yasası’nın emredici hükmüne uygun olarak yaya yolunda yürüyen yalnızca Şule İdil olmuştur. Şule İdil, yasaya hiç kimsenin uymadığı koşullarda yasaya uymuş ve yasaya uymasının bedelini canıyla ödemiştir.

* Ne yazık ki yargı, yargılama sürecinin başında olayın vahametini, ailenin acısını, olayın yarattığı ve yaratacağı infiali dikkate almayan bir kararla cenaze henüz camideyken sanığı salıvererek acıları katlamıştır. İlk görevli savcının tutuklama talebine rağmen mahkemenin aldığı salıverme kararı, Şule İdil’in ölüm şekli göz önüne alındığında caydırıcı bir tutum olmaktan çok uzaktır.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur."

Kaynak: Bianet