Türk Ceza Hukukçuları Derneği Başkanı Fikret İlkiz ile anayasa ve insan hakları hukuku uzmanı Prof. İbrahim Kaboğlu, Soma soruşturmasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Fikret İlkiz, Soma'da ‘kasten adam öldürme suçunu gündeme getiren bir ihmalin olduğuna dikkat çekti.

Marmara Üniversitesi’nden Prof. İbrahim Kaboğlu’na göre Soma’daki maden faciasında 301 kişinin ölümüyle evrensel hukuk ilkeleri açısından ‘büyük bir insan hakkı ihlâli’ işlendi. Bu ihlâli yapanın hükümet olduğunu söyleyen Kaboğlu, Türk hükümetinin bununla yetinmeyip Soma’daki facianın nedenlerini araştırmak üzere bölgeye giden avukatlara ‘tacizde bulunduğunu’ öne sürdü.

Hilal Köylü'nün Deutsche Welle Türkçe'de yer alan haberine göre Kaboğlu, bu davranışın hukuk dilindeki açılımını şöyle anlattı:

“Hükümetin, ne yazık ki her davranışı Türkiye’de bağımsız yargının işletildiği konusunda şüphe yaratmıştır. Soma’ya giden avukatları yaka-paça gözaltına almak, avukatların temel amacının hükümeti devirmek olduğunu öne sürmek utanç vericidir. Hükümetin, Soma’daki TOMA ve polis ordusunu eleştirenlerin üzerine gitmesi, faciayı örtbas etmek istediğinin de göstergesi olmuştur.”

Prof. Kaboğlu, hükümete iki temel sorumluluk düştüğünü söyledi ve bunları da şöyle sıraladı: Soma faciasının mutlaka bağımsız kişiler tarafından aydınlatılması sağlanmalıdır. Deliller karartılmamalıdır. Hükümet yargının önünden çekilmeli, avukatlara müdahale etmemelidir. Maden ocaklarına işletme ruhsatı nasıl ve hangi koşullarda verilmiştir, nerelerde ihmal vardır? Bu soruların yanıtı kamuoyuna mutlaka verilmeli, halkın yargıya güveni sağlanmalıdır.

Türk hukukunda madencilik sektörüyle ilgili işletme ihaleleri başta olmak üzere her türlü yasal boşluk mutlaka doldurulmalıdır. Hükümet, madencilik sektöründe hükümetten bağımsız uzmanlar heyeti oluşturulmasına öncülük etmelidir. Aksi halde böylesi cinayetler sık sık gündeme gelecektir. 

Prof. İbrahim Kaboğlu, Türk hükümetinin Soma faciasını aydınlatamaması durumunda konunun mutlaka Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğini belirtirken, “O zaman da AİHM, Türkiye’nin hukukla ilgili tüm kirli çamaşırlarını açıkça ortaya koyacaktır. Sonrasında da Türkiye’de hukuktan sözetmek asla ama asla mümkün olmayacaktır” uyarısında bulundu.

Türk Ceza Hukukçuları Derneği Başkanı Fikret İlkiz de, Soma faciası soruşturması sonucunda açılacak davanın mutlaka kamuoyunu ikna edecek yönde olması gerektiğini söyledi. İlkiz, Türk Ceza Kanunu’nun 83'ünü maddesine gönderme yaparken, “facianın sorumluları için 3 -15 yıl arasında hapis cezası mı verilir yoksa cezalar daha mı yüksek olur” tartışmasının yanlış olduğuna dikkat çekti.

Fikret İlkiz, Soma'da ‘kasten adam öldürme suçunu gündeme getiren bir ihmalin olduğuna dikkat çekti ve “TCK 83'üncü madde kasten öldürmenin ihmali davranışıyla işlenmesi suçuna verilecek cezayı düzenler. O da bu maddede açıkça müebbet hapise işaret eder” dedi.

Soma faciasını soruşturan Akhisar Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahiner’in ‘taksirle adam öldürmek’ suçunu gündeme getirdiğini hatırlatan İlkiz, “Savcı, TCK’nın 85'inci maddesinden sözetmiştir. O maddenin taksirle birden fazla kimsenin ölüm ve yaralanmasına yönelik eylemin cezalandırılmasıyla ilgili olduğunu söylemiştir. Bilinçli taksirde alt sınır 2,5 yıl, üst sınır 22,5 yıl hapis cezasıdır. Soruşturma sonuçlarını hep birlikte göreceğiz ancak 85 yerine 83'üncü madde üzerinde durmak kamuoyunun daha iyi aydınlatılmasını sağlayacaktır. Hepsinden öte tam bağımsız yargının işlediği konusunda hükümet, kamuoyu ile arasındaki güveni sağlamak zorundadır” diye konuştu.