435. haftada Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, Dargeçit Kayıplarından Seyhan Doğan’ın kemiklerinin bulunması üzerine Cumartesi Meydanlarında yıllarını veren ve yaşamlarını yitiren Anne-Baba Doğan’a, “18 yıl önce kucağınızdan koparılarak alınan Seyhan'ı bulduk, kucağınıza teslim edeceğiz” şeklinde seslendi.

Kayıp yakınları Dargeçit kayıplarının faili olan ve şu anda Belediye Başkanlığı yapan Hurşit İmren ve Mehmet Tire’nin görevden alınmasını istedi.

Kayıp yakınları, gözaltında kaybedilenlerin bulunması, faillerinin araştırılması ve yargılanması talebiyle 435. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.

Kayıpların fotoğrafları ile karanfiller taşıyan Cumartesi Anneleri, bugünkü eylemde 29 Ekim 1995 tarihinde Dargeçit'te gözaltına alınıp bir daha kendilerinden haber alınamayan Seyhan Doğan, Abdullah Olcay, Mehmet Emin Aslan, Davut Altunkaynak, Abdurrahman Coşkun, Süleyman Seyhan ve Nedim Akyol'un akıbetlerini sordu.

İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, geçtiğimiz günlerde Seyhan Doğan'ın kemiklerinin bulunmasıyla buruk bir sevinç yaşadıklarını söyledi, “Biz Asiye anneye, Ramazan babaya söz vermiştik. Seyhan'ın kemikleri yanlarına gömülecek” dedi.

Bugünkü eylemde ilk sözü, 12 Eylül döneminde kaybedilen Cemil Kırbayır'ın kardeşi Mikail Kırbayır söz aldı.

‘NEFESİMİZ ENSENİZDE’

Kırbayır, 12 Eylül karanlığına karşı insan hakları savunucuların mücadelesi sonucu bazı adımlar atıldığını dile getirdi ancak, devlet tarafından hiçbir somut adım atılmadığını söyledi. Kardeşi Cemil Kırbayır'ın işkencede öldürüldüğünü Meclis'in bile kabul ettiğini söyleyen Kırbayır, buna rağmen kendilerine ne bir kemik verildiğini, ne de bir failin bulunduğunu söyledi.

12 Eylül zihniyetinin halen devam ettiğinin ifade eden Kırbayır,"2 ay önce başlayan Gezi Parkı direnişinde, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz katledildiler. Bu 12 Eylül zihniyetinin devam ettiği anlamını taşımaktadır. Bu ülkeyi yönetenlere sesleniyorum, yürüyen insanlar demokrasi için yürüyor. Gazla, copla, plastik mermiyle bu insanları susturamadınız, susturamayacaksınız. Bizler 50 yılda geçse kayıplarımızı bulacağız. Nefesimiz ensenizde" dedi.

1992 yılında gözaltında kaybedilen Nazır Çakar'ın annesi Şeker Naz Çakar ise, 19 yıldır gözaltında kaybedilen oğlu Nazır Çakar'ı aradığını söyleyerek, "Yeter artık annelerin ağladığı. Bu anneler gece gündüz, yaz, kış güneşte bu sıcağın altında kayıplarını arıyor. Kimse de merhamet yok mu" dedi. Barış istediklerini kaydeden Çakar, "Ben çocuğumu çalışması için buraya gönderdim, bir daha da görmedim. Bu son savaş olsun. Hanife anadan, Hasan Ocak'a kadar senelerdir bu meydanda oturuyor bu insanlar. Medya da bize destek olsun bu savaş bitsin. Bu savaş bitsin, anneler gülsün. Son sözümüz barış, kardeşlik olsun" diye konuştu.

29 Ekim 1995 yılında kaybedilen ve kemikleri bulunan Seyhan Doğan'ın yengesi Neriman Doğan, Seyhan’ın annesi Asiye ve babası Ramazan’ın yıllarca çocuklarının akıbetini öğrenmek için mücadele ettikten sonra yaşamlarını yitirdiklerini belirterek,  “Kayıplarımızın kemiklerini verin. Tüm bunlara rağmen barış istiyoruz. Biz cesedimizi bulduk, Kürt halkının başı sağ olsun” dedi.

Seyhan Doğan'ın ağabeyi Kadri Doğan da, “18 yıldır kardeşim olmadan bayramlar kutladık. Buna kutlama denirse. Yine o olmayacak. Ama en azından bir mezarı olacak. Tek tesellimiz bu” dedi.

'SEYHAN'I BULDUK, KUCAĞINIZA TESLİM EDECEĞİZ'

İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına bugünkü basın açıklamasını okuyan Hepgül Bozoğlu, “Seyhan'ı bulduk, katilleri istiyoruz” dedi.

Bozoğlu, Dargeçit'te uzun mücadeleler sonucu geçtiğimiz aylarda Mehmet Emin Aslan'ın, son olarak da Seyhan Doğan'ın kemiklerine ulaştıklarını söyleyerek, bu kayıplarla ilgili olarak dönemin tüm adli, siyasi ve idari sorumluların açığa çıkarılmasını, soruşturmanın genişletilmesini istedi.

Bozoğlu, katliamdan sorumlu olan ve halen Bodrum Gümüşlük Belediye Başkanı emekli Albay Mehmet Tire ve Sivas Çepni Belediye Başkanı emekli Albay Hurşit İmren'in görevden alınmalarını istedi. Bozoğlu, konuşmasını, “Asiye anne, Ramazan amca, artık rahat uyuyabilirsiniz: 18 yıl önce kucağınızdan koparılarak alınan Seyhan'ı bulduk, kucağınıza teslim edeceğiz” sözleriyle tamamladı. (ANF)

DARGEÇİT KAYIPLARININ FAİLLERİ HALA GÖREVDE

Zeynep Kuray / ANF

Dargeçit’te 1995 yılında 3’ü çocuk 7 köylüyü ve bir uzman çavuşu kaybettikleri iddiasıyla yargılanan dönemin Tabur Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire hala Sivas ve Bodrum’da belediye başkanı olarak görev yapıyor.

1995 yılı Ekim ayının sonu ve Kasım ayı başlarında Süleyman Seyhan (57), Abdurrahman Coşkun ( 21), Abdurrahman Olcay ( 20), Mehmet Emin Aslan (19), Nedim Akyön (16), Seyhan Doğan (14), Davut Altınkaynak (13) Dargeçit Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alındı. 3’ü çocuk 7 kişiden bir daha haber alınamadı.

Köylülerden Süleyman Seyhan'ın başı gövdesinden ayrılmış cesedi, gözaltına alındıktan 4 ay sonra kuyuda bulunsa da Diyarbakır’da görülen soruşturma uzun yıllar tozlu raflarda kaldı. Ta ki, 2012’de kuyunun çevresinde 3 insan kafatası, uyluk, çene, kaval ve omurilik kemikleriyle elbise parçaları bulununcaya dek...

Dosya tekrar açılırken, gizli tanık ve köylülerin verdiği beyanlarla çarpıcı bilgiler ortaya çıktı.

Beyanlara göre, aralarında 13 yaşındaki Seyhan Doğan’ın da bulunduğu 3’ü çocuk 4 kişi vahşice öldürülüp kuyulara atılmış, olayı bilen ve çevresinde açıkça rahatsızlığını beyan eden Bilal Batırır isimli Uzman Çavuş da İl Jandarma Komutanlığı’nın kazan dairesinde yakılmıştı.

ÇOCUKLARI ÖNCE MAĞARA SONRA KUYUYA ATTILAR

Dosyadaki gizli tanık; “Süleyman Seyhan’ın Tabur Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire ile ismini hatırlamadığı rütbeli asker ve bunlara iştirak eden ve yönlendiren korucular tarafından öldürüldüğünü ve korucu köyünde bir kuyuya atıldığını, kaybolan mağdur çocukların ise 29.10.1995 tarihinde PKK örgütüne yardım ettikleri iddiasıyla aynı şahıslarca gözaltına alındıklarını, söz konusu çocukların daha sonra öldürüldüklerini bildiğini, hatta mağdurlar ile birlikte BTR araçlarında gittikleri sırada silahın ateş aldığını ve Mehmet Tire’nin gözünden yaralandığını, tedavi gördüğünü, kaybolan çocukları öldürdükten sonra korucu köyünde mağaraya attıklarını ancak olayın duyulmasıyla cesetleri mağaradan alarak Bağözü köyü yakınlarına bir yere attıklarını” anlatmıştı.

OLAYI BİLEN UZMAN ÇAVUŞU KAZAN DAİRESİNDE YAKTILAR

Gizli tanık, olayı bilen ve o dönem işkencelere dayanamayan Bilal Batırır isimli Uzman Jandarma Çavuşun da kendisine söylediğini ifade ederek, ayrıca Batırır’ın öldürülen Süleyman Seyhan’ın yakınlarına cesedin yerini bildirdiğini, bu olaylardan rahatsız olduğunu çevrede de söylediğini açıkladı. Bundan dolayı Batırır’ın görev dönüşü Hurşit İmren ve Mehmet Tire tarafından İlçe jandarma Komutanlığında bulunan kazan dairesine atılmak suretiyle yakıldığını iddia eden gizli tanık, bunu kendisine soy ismini hatırlamadığı Ali isimli bir astsubay ya da uzman çavuşun söylediğini, ancak o dönem bildiklerini korktuğu ve çekindiği için anlatamadığını beyan ediyordu. (ANF)