Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

Batman’ın Kozluk İlçesi’ndeki jandarma karakolunda zorunlu askerlik yaptığı sırada, er Kıvanç Ağaoğlu tarafından öldürülen Ermeni er Sevag Balıkçı’nın davası, Diyarbakır, Aydın ve Kayseri’de dün yapılan üç ayrı duruşmayla yeniden ele alınmaya başlandı.

1915 Ermeni Soykırımı’nda hayatını kaybedenleri anma günü olarak kabul edilen 24 Nisan’da öldürülen Sevag Balıkçı’nın katil zanlısı Kıvanç Ağaoğlu’nun, “bilinçli taksirle adam öldürmek” suçundan hapis cezasıyla yargılanması talep edilirken, Ağaoğlu, davadaki savunmasında olayın “kaza sonucu” meydana geldiğini öne sürmüş ve ilk duruşmada serbest bırakılmıştı.

Diyarbakır Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık Ağaoğlu katılmazken, Balıkçı ailesi ve avukatları Cem Halavurt ile Erkan Şenses duruşmada hazır bulundu.

Yaklaşık olarak üç saat süren duruşmada, eski duruşma tutanakları okundu ve yargılama sürecine yeniden başlandığı kaydedildi. Mahkeme heyeti, Sevag Balıkçı’nın zorunlu askerlik yaptığı 24 Nisan 2011 tarihinde öldürülmesi olayına ilişkin olarak, duruşmada bizzat hazır bulunan tanıkların ifadesini yeniden dinledi.

Duruşmada konuşan tanık Dr. Serkan Bütün, Nisan 2011’de olayın yaşandığı Batman’ın Kozluk ilçesindeki devlet hastanesi acil servisinde doktor olarak görevli olduğunu belirterek, Sevag Balıkçı’nın hastaneye getirilişini ve uygulanan tıbbi müdahaleleri anlattı:

“Yaptığım ilk muayenede nabız ve kalp sesi alamadık. Kalp masajına başladık. Bir, bir buçuk saat kalp masajı yaptık. Ayrıca genel muayenesinde, karın kısmında, sağ ve sol yanda olacak şekilde birer mermi giriş çıkış deliği olduğunu gördük.”

Muayene sırasında Sevag Balıkçı’nın üzerinde askerlerin giydiği haki renkli bir atlet bulunduğunu ifade eden Dr. Bütün, “Biz muayeneyi yaparken, müteveffanın üzerinde haki renkli bir içlik (atlet) vardı. Yaptığımız kalp masajından sonuç alamadık. Başka bir asker tarafından G3 ile yaralandığını söylediler” diye konuştu.

Tanığın ifadesinin ardından söz alan Balıkçı ailesinin avukatı Cem Halavurt, olay günü hastaneye getirilen Sevag Balıkçı’nın kan kaybının önlenmesi için bez veya herhangi bir cisimle tampon yapılıp yapılmadığının tanık tarafından görülüp görülmediğinin sorulmasını istedi.    

Tanık Dr. Bütün ifadesinde, kanamanın karın iç bölgesinde olduğunu, dışa yönelik göze çarpar bir kanama olmadığını belirterek, “Herhangi bir cisimle tampon yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum. Ayrıca, adli bir vaka olması durumunda, hastaya ait tüm eşyaları hastane polisine teslim ederiz” dedi.

“SANIK, ÖLDÜRME KASTIYLA HAREKET ETMİŞTİR”

Mahkeme heyeti, duruşmada hazır bulunan ve Diyarbakır’da subay olarak görevli olan yüzbaşı Murat Yazgan’ın ifadesine başvurarak, olayın meydana geldiği yerde yapılan çalışma sırasında güvenlik önlemlerinin ne şekilde alınması, silahların ne şekilde bulundurulması, bölgenin tehlikeye açık bir yer olup olmadığının tespiti konusunda Yazgan’ın davada bilirkişi olarak atanmasına karar verdi.

Yazgan duruşmadaki ifadesinde, daha önce belirttiği hususları ve mahkemeye sunduğu raporu aynen kabul ederek, ekleyecek yeni bir ifadesi olmadığını söyledi.

Bunun üzerine söz alan avukat Halavurt, “Rapordan anlaşılacağı üzere, sanığın savunmalarına itibar edilemeyeceği açıktır. Sanık, savunmalarında belirttiğinin aksine ve bilirkişi raporunun da gösterdiği üzere, müteveffayı öldürme kastıyla hareket etmiştir” dedi.

Müdahil avukat Erkan Şenses ise, olay yerine giden askerlerin silahlarının güvenlik açısından tam dolduruşta bulundurmaları gerektiği yönünde bir zorunluluk olup olmadığını, askerlerin tel örgü yaptığı ve olayın yaşandığı gün, askerlerin silah kullanma yetkileri olup olmadığını sordu.  

Yüzbaşı Yazgan ifadesinde, bu yönde bir talimat olmadığını belirterek, askerlerin silah kullanma yetkilerinin kanunla belirlendiğini ve kanunda öngörülen durumlarda askerlerin silah kullanabileceğini söyledi. Yazgan ayrıca, olay günü silah kullanılmasına ilişkin olarak, askerlerin silah kullanma yetkilerinin somut olaya göre değişiklik gösterebileceğini belirterek, “Olayın yaşandığı gün silahın tam dolduruşta olması kanaatimce uygun değil” dedi.

Avukat Halavurt, sanık haricinde hiçbir askerin silahının tam dolduruşta olmadığını belirterek, “Böyle bir durum söz konusu olsa bile silahın seri atışta olması gerekirdi, oysa sanığın silahı tam dolduruşta ve tek atıştaydı. Bu hususlar bile, sanığın kastını ortaya koymaktadır” dedi.

Sanık Ağaoğlu’nun avukatı Sadri Sönmez ise, olayın gerçekleştiği dönemde “terör saldırıları” yaşandığını belirterek silahın dolu olması ve kullanımı konusunda müvekkilini savundu. Sönmez, müvekkilinin “kastı olmadığını ve ön göremeyeceği bir şekilde bir sonuç meydana geldiğini” söyledi.  

KEŞİF KAYITLARI TUTANAK HALİNE GETİRİLDİ

Mahkeme heyeti, Diyarbakır’da olay yeri inceleme elemanı olarak görevli olan uzman çavuş Sedat Akgün’ün ifadesine başvurarak, olaya ilişkin yapılan keşif işlemine dair kamera görüntülerinin tutanak haline getirilmesi hususunda Akgün’ün bilirkişi olarak tayin edilmesine karar verdi. Akgün’ün, 36 sayfadan oluşan tutanak ve bir CD kaydı duruşmada okundu ve dava dosyasına eklendi.

Duruşmada ayrıca, Sevag Balıkçı’ya ait olan ve savcılık emanetinde bulunan tüm materyallerin duruşmada hazır edilmesi ve materyallerin teknik uzmanlar tarafından da incelenmesi için uzman bilirkişinin bir sonraki celsede hazır bulunması kararlaştırıldı. Diyarbakır Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi, bir sonraki duruşmayı Mayıs ayına erteledi.

DİĞER TANIKLARIN İFADELERİ BEKLENECEK

Tanıkların ifadesine yeniden başvurularak, yargılama sürecine yeniden başlanılan Sevag Balıkçı davasına ilişkin bir duruşma da, Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Aydın’da ikamet eden tanık Halil Ekşi’nin Sevag Balıkçı’nın öldürülmesi olayına ilişkin olarak yalan ifade vermek suçundan açılan davanın duruşmasında, tanık Osman Fatih Balkaya’nın da ifadesinin alındığı açıklandı. Tanığın ifadesi, duruşmada okunduktan sonra dava dosyasına eklendi.

Olayın yaşandığı gün, Sevag Balıkçı’yla aynı bölükte zorunlu askerlik yapan tanık diğer erlerin ifadelerinin henüz mahkemeye ulaşmadığı kaydedildi. Balıkçı ailesinin avukatı Cem Halavurt ifadesi alınan tanık Osman Fatih Balkaya’nın, kendilerinin de bulunduğu bir duruşmada yeniden dinlenmesini talep etti. Mahkeme bu talebi reddederek, tanık erlerin ifadesinin mahkemeye ulaşmasının beklenmesine karar verdi ve bir sonraki duruşmayı Eylül ayına erteledi.

“SANIK KIVANÇ AĞAOĞLU’NUN SİLAHI ÖNCEDEN DOLUYDU”

Tanıkların dinlendiği Sevag Balıkçı davasında bir duruşma da, Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dün yapılan duruşmada, tanık Mehmet İdekçi ve avukatı hazır bulundu.

Duruşmada ifade veren tanık Mehmet İdekçi, jandarma karakolu etrafında tel örgü yaptıkları sırada yaşanan olay ilişkin şunları anlattı: “Olay günü, 8-10 nöbetinden geliyorduk. Nöbetçi çavuş, (silahları) doldur-boşalt yapmamıza gerek olmadığını söyledi. Bunun üzerine, çalıştığımız yere gittik, tel çekiyorduk. Bu sırada Kıvanç Ağaoğlu ile Sevag Balıkçı aralarında şakalaştılar. Kıvanç’ın eline silahı aldığını gördüm, kurma kolunu çektiğini sesinden dolayı anladım, daha sonra ateş edilmesi üzerine baktığımda, Sevag eliyle vücudunu tutuyordu. Kıvanç’a ‘Ne yapıyorsun sen’ diye bağırmıştı.”

Zanlı Kıvanç Ağaoğlu’nın Sevag Balıkçı’yı nişan alıp almadığını görmediğini belirten tanık İdekçi, nöbetten döndükten sonra silahların doldurulmadığını, dış göreve çıkmalarına rağmen silahların şarjörleri takılı olsa bilse, namlularında mermi bulunmadığını söyledi. Olaya tanık olan bazı kişilerin, baskı altında yalan ifade verdiğinin tespit edildiğinin hatırlatılması üzerine İdekçi, “Tanıkların mahkemeye ne şekilde yalan ifade verdiklerini bilmiyorum” dedi.

Tanık Mehmet İdekçi ifadesinin devamında şunları söyledi: “Silah patladıktan sonra baktığımda, Kıvanç Ağaoğlu’nun elindeki silahın namlusu maktule doğruydu. Silah, tek veya seri atışa ayarlanabilir. Ama olay günü tek mermi atılmıştı. Sevag Balıkçı’yı hastaneye götürürken ben elimle yarasına bastırmıştım. Arkadaşımız Osman Fatih beyaz bir atletle tampon yaptı. Bu olaydan sonra, nöbetçi astsubay Sadettin Eröz bizi çağırdı ve uzaktan bizi gözetlediğini söyledi ve olayı anlatmamızı istedi. Biz de anlattık.”

Zorunlu askerliği 3.5 yıl önce tamamlandığını ve iki ay öncesine kadar cep telefonu kullanmadığını belirten tanık İdekçi, bu olay için kendisini herhangi birinin aramadığını söyledi. Tanık Mehmet İdekçi ifadesinde, Sevag Balıkçı’ya yönelik olarak “Seni vururum tombulum” , “Ermenistan ile savaş çıksa, önce seni vururum” sözleriyle “şakalaşma” olmadığını, böyle bir şey duymadığını söyledi.

Mahkeme başkanı tanığın ifadesini kabul ederek, yerel mahkemeye iletilmesine karar verdi.

SEVAG BALIKÇI 24 NİSAN’DA İSTANBUL’DA ANILIYOR

24 Nisan 2011’de zorunlu askerlik yaptığı bölükteki er Kıvanç Ağaoğlu tarafından öldürülen Sevag Balıkçı, 1915 Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıldönümü vesilesiyle İstanbul’da yapılacak anma törenleri kapsamında anılıyor.

Yarın saat 15:30’da Şişli Ermeni Mezarlığı’nda Sevag Balıkçı’nın kabri başında düzenlenecek olan anmaya, ailesi ve yakınlarının yanı sıra, insan hakları savunucuları, aktivistler ve yurtdışından 24 Nisan anma etkinlikleri için gelen Ermeni toplumu mensupları da katılacak.