Kasaplar Deresi’nde toplu mezar bulunduğu iddiaları üzerine aralarında Ferhat Tunç, İlkay Akkaya, Nurcan Değirmenci, Suavi, Yasemin Göksu, Zelal, İbrahim Rojhelat, Mikail Aslan, Özcan Alper, Kemal Ongun, Ali Geçimli, Kazım Öz, Özkan Küçük ve Taner Kocak, gibi sanatçı ve aydınların bulunduğu bir grup Siirt’e geldi.

Siirt’in Bağımsız Belediye Başkanı Selim Sadak, BDP Siirt İl Başkanı Ömer Faruk Sağlam ve yaklaşık 1000 BDP’linin karşıladığı grup, daha sonra yaklaşık 1 kilometre yürüyerek Aydınlar Yoluna kadar gitti. Yürüyüşten sonra sanatçı ve aydınlar, otobüslere binerek toplu mezar olduğu iddia edilen Kasaplar Deresi’ne hareket etti.

Kasaplar Deresi’ne giden grup, Türkçe ve Kürtçe şarkılar söyledi. Gelen grup adına açıklama yapan sanatçı Ferhat Tunç, çok fazla bir şey söylemek istemediğini, trajik bir tarih, acılı bir tarihin bu coğrafyada yaşandığını ve son 25 yılda buna tanıklık ettiklerini belirterek, şöyle dedi:

"Şimdi önemli dönemeçteyiz. Kürt sorununun çözümü noktasında bence büyük bir fırsat doğdu eylemsizlik süreci yaşandı ama, ne yazık ki bugüne kadar olduğu gibi bu dönem de heba edildi. Kürdistan coğrafyasında, bu toprakların her köşesinde toplu mezarlar var. Bunlardan biri de Kasaplar Deresi’dir. Türkiye’nin dikkatini bütün Türkiye kamuoyu dikkatini buraya çekmek istiyoruz. Sanatçı, aydın olmak; vicdanlı olmaktır. Bu halkın vicdanı kanatılmıştır, bugün bu halkın yaşadığı bu çoğrafyada bu çığlığın bir sesi olmak istiyoruz."

Tunç’tan sonra konuşan sanatçı İlkay Akkaya ise, tarihin sadece hafıza tazeleme aracı olmadığını, insanlık namına uygarlığın hesabını da tuttuğunu söyledi.

Akkaya, "Toplumların çağrışım hafızasında, büyük katliam, büyük acı ve yıkımlar, hep bir tek şeyle anılır; Toplu mezarlar. Bu Nazi Almanyası’nda da, Bosna’da da, Halepçe’de de böyleydi. Şimdi de toplu mezarlarla anılan yer Kürdistan’dır. Kimi zaman toplu mezarlarla, kimi zaman da mezar evlerle ülkemiz adeta toplu mezarlığa dönüştürülerek, Kürt’ün şahsında insanlığa dair bütün değerler katledildi. Büyük bir insanlık utancı ve acısıyla hesaplaşmanın ilk adımı, bu mezarların bulunması ve evrensel normlara uygun olarak açılıp, sorumluların yargılanmasıdır."

Akkaya, mezar yerlerinin tespiti ve bulunan mezarlarda yapılan kazıların yüreklerinde ayrı bir yara açmaya başladığını belirterek, şöyle dedi:

"Basına yansıyan boyutu ile mezarlar kepçelerle kazılıyor, deliller karatılıyor. Sorumlulara ilişkin herhangi bir soruşturma açılmıyor, kazılardan çıkan insan kemiklerine ’Hayvan kemikleri’ denilerek toplum manipüle ediliyor. Gerçekler karartılarak vahşet insanlığın vicdanından gizlenilmeye çalışıyor. Yaşadığımız coğrafyanın barış ve huzura kavuşması, demokrasinin ve adaletin hakim olabilmesi için, bu türden insanlık dışı uygulamalara ve hukuksuzluğa ’Dur’ diyebilmek, insanlığı savunmak biz sanatçı ve aydınların asli görevidir."

Hürriyet