Türkiye’nin dört bir tarafındaki cezaevlerinde kalan yüzlerce siyasi hükümlüyle mektup arkadaşlığı yapan yazar Adil Okay hakkında, Karabük Cezaevi’ne gönderdiği bazı fotoğraf ve kartpostallar nedeniyle soruşturma açıldı. Soruşturmanın nedeni ise, Okay’ın gönderdiği fotoğraftaki salyangozun ve kartpostalın arkasındaki çizimlerin krokiye benzemesi!

Abidin yağmur'un gazeteimece.com'da yer alan haberine göre Mersin’de yaşayan yazar Adil Okay’ın 6 yıldır yürüttüğü mektuplaşma kampanyası şimdilerde ilginç bir soruşturmaya konu oldu. 23 yıldır içerde olan Kasım Karataş adlı hükümlüye, kızı Öykü’nün bir salyangoza bakarken çekilmiş fotoğrafını ve Aydın Kuşadası manzaralı bir kartpostalı gönderen Okay hakkında soruşturma açıldı. Soruşturma, Karabük T Tipi Kapalı Cezaevi idaresinin, Karataş’a gelen kartpostalı incelemesi ile başladı. Cezaevi idaresi, 27 Aralık 20013 tarihinde Karabük Cumhuriyet Savcılığı’na yazdığı yazıda, hükümlü Kasım Karataş’a gelen kartpostalın incelendiğini, kartpostalın üzerinde krokiye benzer çizimler olduğunu, kartpostala el konulduğunu bildirdi.

Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma açması üzerine yazar Adil Okay, 2 Mayıs 2004 tarihinde Mersin’de polis merkezine çağrıldı ve şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Okay, ifadesinde kartpostalları kendisinin gönderdiğini, Kasım Karataş ile şahsen tanışmadığını, sadece mektup arkadaşı olduklarını ve Karataş’la mektuplaşmalarının son kitabında yer aldığını belirtti. Soruşturma kapsamında Adil Okay’ın eşi Tülin Okay da polis merkezine çağrıldı ve Karabük Cezaevi idaresince el konulan mektuplardaki el yazısının Adil Okay’a ait olup olmadığı kendisine soruldu.

Hakkında açılan soruşturmayı düzenlediği basın toplantısıyla değerlendiren yazar Adil Okay, cezaevlerinden kendisine ve kızına gelen mektupları ve el işi hediyeleri sergiledi. Şu an yüzlerce hükümlü ile mektup arkadaşı olduğunu, bu mektupları hem kitapta, hem sergilerde kamuoyunun ilgisine sunduğunu kaydeden Okay, “Ben taraflı bir yazarım. Benim tarafım, eşitlik ve özgürlük idealleri uğruna zindanlara düşen tutsakların tarafıdır. Ben 12 Eylül darbesi sonrasında Diyarbakır, Mamak, Metris zindalarında kanlarını mürekkep yapan devrimcilerin kuşağındanım. Hakkımda açılan bu soruşturma nedeniyle baş eğmem” dedi.