Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Roth, hükümet üyelerinden söylemlerini yumuşatmaları çağrısı yaptı.

Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth, Avrupa Parlamentosu (AP) İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Barbara Lochbihler ile birlikte Ankara'daki Divan Otel'de basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimle işbaşına gelmiş bir başbakan olduğunu dile getiren Roth, "Fakat demokratik yollarla seçilmiş olması muhalefetin olmaması, aktif eleştiri yapan insanların olmaması, bunlara izin verilmemesi anlamına gelmiyor" şeklinde konuştu. Roth, şöyle devam etti:

"Hükümetin sorumlu kişilerine, başta Başbakan Erdoğan ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış olmak üzere, söylemlerini yumuşatmaları çağrısını yapıyorum.

Bahsettikleri insanlar terörist değil, vandal değil, kaos yaratmak isteyen insanlar değil. Bunlar, beyaz gülle gelen, barış isteyen, birlikte huzur içinde yaşamak isteyen kişiler. Bizler de terörist değiliz. Biz Türkiye'nin dostuyuz. Bizler Gezi Parkı'na gittiğimizde oradakilerle, Ankara'ya geldiğimizde, insanlarla birlikte yürüdüğümüzde, onlarla dans ettiğimizde terörist eylemde bulunmuş olmuyoruz."

Roth, kutuplaşmanın ve ayrımcılığın birlikte yaşamayı engelleyeceğini ifade etti ve Türkiye'de hükümetin uluslararası basın hakkındaki sözlerinin olumsuz olduğunu savundu. Roth, demokrasilerde dördüncü kuvvetin özgür basın olduğunu ifade ederek, basın özgürlüğünün garanti altına alınmasının önemine işaret etti. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Roth ayrıca gözaltına alınanların bırakılmasını ve şiddet eylemlerini gerçekleştirenlerin hesap vermesini istediklerini söyledi.

TÜRKİYE'YE PENCERELERİ BİLE AÇMALIYIZ

Roth, Avrupa'da Türkiye'nin AB üyeliğine karşı, "Kapılarımızı kapatmalıyız" sesleri yükseldiğini belirtti ve "Biz Yeşiller Partisi olarak tam tersine kapıların hatta pencerelerin bile sonuna kadar açık olması gerektiğini söylüyoruz. Yeni fasılların açılmasını istiyoruz. 23. ve 24. fasılların hemen açılması gerektiğini ifade ediyoruz" dedi.

Roth, Almanya'da Türkiye'den yetkililerin Almanya'daki gösterilere katılması durumunda ne olacağı sorusu üzerine, "Başbakan Erdoğan Almanya'da bir gösteriye katılmak istiyorsa başımızın üzerinde yeri var. Kendisi zaten Almanya'da büyük mitingler yaptı. Çünkü gösteri yapmak evrensel bir haktır ve herkesin bundan faydalanmaya hakkı vardır" dedi. Roth, gösterilerde takınılan tavrın Rusya ve Çin gibi ülkelerle kıyaslanması yerine Avrupa değerlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi.

Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Barbara Lochbihler ise, son olaylarda sınırsız bir polis şiddeti yaşandığını ileri sürerek, "Bunun insan haklarıyla ve insan hakları kanunlarıyla hiçbir ilgisi olmadığına birinci elden tanık olduk" dedi. Komisyon olarak, Türk Tabipler Birliği, Barolar Birliği ve Mimarlar Odası'nın hazırladığı ayrıntılı dosyaları ve bununla ilgili resimleri gördüklerini dile getiren Lochbihler, "Bunları alıp komisyonda dağerlendirmek üzere götüreceğiz" diye konuştu.