Roboski katliamının üzerinden 150 gün geçti. Katliamla ilgili olarak bugüne kadar bir tek sorumlu ortaya çıkarılmazken, hükümet yetkililerinden gelen açıklamalar, 34 yakınını kaybeden Kürt köylüsünün acısını daha da arttırdı. Halkların Demokratik Kongresi, bugün birçok ilde eylemler yaparak, sorumluların açığa çıkarılmasını ve cezalandırılmasını istedi.

 

Halkların Demokratik Kongresi, bugün Roboski katliamının 150. Günü nedeniyle, faillerin açığa çıkarılması, sorumluların yargılanması talebiyle Ankara, Adana, İzmir, Mersin ve İstanbul'da eylem yaptı.

 

İstanbul’da Roboski'de yaşamlarını yitirenlerin ailelerinin de katıldığı etkinlikte, duygusal anlar yaşandı, sorumluların bulunması ve barış için mücadele sözü verildi.

 

İstanbul'da Dolmabahçe'de toplanan HDK bileşenleri, aileler ve destek veren kurumların önü, Dolmabahçe Sarayı önünde polis barikatıyla kesildi. Başbakanlık konutuna yürüyemeyen kitle, açıklamayı burada yaptı.

 

“Roboski; 150 gün oldu. Vur emrini kim verdi” pankartı açıldı. Roboski'de katledilen 34 kişinin resimlerinin yanı sıra, temsili tabutlar yere konuldu. “AKP'nin gerçek yüzü İ. Naim Şahin”, “Roboski'nin katili çete devleti”, “İçişleri Bakanı N. Şahin istifa”, “Zulme boyun eğmeyeceğiz” dövizleri açan yüzlerce kişi, “Roboski'den Sivas'a katil devlet hesap verecek”, “İdris Naim istifa”, “Yaşasın halkların kardeşliği/Bıji bıratiya gelan” sloganları attı.

 

'ACILARI DİNDİRMEK BİZİM OMUZLARIMIZDADIR'

HDK adına açıklama yapan İstanbul Milletvekili ve HDK Yürütme Kurulu Üyesi Levent Tüzel, “Roboski katliamının 150. gününde katliamın sorumlularının hala açığa çıkarılmaması üzerine, Başbakanın sesimizi duyması için burada toplandık” dedi. Tüzel, “Başbakan, bu konunun gündemde tutulmasını istismar olarak değerlendiriyor. Hayır, başbakan! Savaş bitene, barış gelene kadar bu konunun üzerine gitmeye devam edeceğiz. Biz istismar peşinde değiliz. Ama sorumluları yargılamazsanız, açığa çıkarıp hesap sormazsanız asıl istismarcı siz olursunuz” dedi. İçişleri Bakanı Naim Şahin'in açıklamalarının Başbakanın konuşmalarıyla paralel olduğuna dikkat çeken Tüzel, “Roboski'de birkaç kişiyi açığa alarak, birkaç kişiyi yargılayarak durumu kurtaramazsınız. Burada, çok açık bir şekilde siyasi iktidarın sorumluluğu vardır” diye konuştu.

 

Yaşanan katliamda sınır ötesi operasyon yetkisi vererek meclisin de sorumlu olduğuna dikkat çeken Tüzel, “Sadece Meclis İnsan Hakları Komisyonu kurarak değil, barış komisyonu kurarak, hakikatleri açığa çıkaracak komisyonlar kurarak Meclis bu süreci sorumluluğu altına almalıdır” diye konuştu. Hükümetin uygulamalarının ve yaklaşımının çözümsüzlük ürettiğini söyleyen Tüzel, “Kürt sorununda çözümsüzlük, acıların devam etmesine neden olmaktadır. Burada anaların gözyaşlarını dindirmek, acılarını dindirmek siyasi iktidarın sorumluluğundadır ama her şeyden önce bizlerin omuzlarındadır” şeklinde konuştu.

 

'UMUTLARIM, ÇEYİZİM ORTADA KALDI'

Roboski'de katledilen 34 kişiden biri olan Adem Ant'ın nişanlısı Garibe Ürek, duygulu bir konuşma yaptı. “Neden bu katliam, Kürt halkına uygulanan bu katliam neden, her gün Roboski'de adalet talep eden çocukların tutuklanması, neden hala failler ortaya çıkartılmıyor” diye soran Garibe Ürek, “Bize 122 bin lira verip acımızı unutmamızı istiyorlar. Parayla can satın alınabilir mi? Biz size 122 trilyon verelim, bize yakınlarımızı geri verin. 34 canımızı mezardan çıkarıp bize verebilecek misiniz? İstemiyoruz sizin kirli paranızı” diye konuştu. Ürek, “34 yakınımı, sevdiğimi kaybettim. Umutlarım ortada kaldı. Bu ay düğünümüz olacaktı. Çeyizim ortada kaldı. Düğünümü kana buladınız, bana nişanlımı ve 34 yakınımı verin” dedi. Ürek, “Çeyizimi ortada bırakan devlet, 34 yakınımı mezara bırakan devlet; biz laf kalabalığı değil, gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. Faillerin bulunmasını istiyoruz” diye konuştu.

 

'BU KATLİAMI HİÇBİR KURBAN AFFETTİREMEZ'

Açıklamada söz alan Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, “Başbakan ikide bir çıkıp 2005'te, 2007'de, 2010'da Diyarbakır'a gidip konuşmalar yaptığını söylüyor. Konuştun da, bugüne kadar hangi adımı attın be adam” diye çıkıştı. Birol, “Şurada, temsili tabutların önünde söz veriyoruz, katliamın failleri ortaya çıkarılana kadar, hak ettikleri cezaları alana kadar, barış gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de, “Bu mesele iki kişiyi tutuklayıp kapatılacak mesele değildir. Bu katliamı affettirecek bir kurban daha tarihte ortaya çıkmış değildir” şeklinde konuştu.

 

Katliamın hemen ardından Roboski'ye giden yazar Necmiye Alpay ve sanatçı Yasemin Göksu da kısa birer konuşma yaptılar. Yasemin Göksu'nun “Memikoğlan” türküsünün bir dörtlüğünü okuduğu sırada alandaki hemen herkesin gözleri doldu. Bu sırada bir anne baygınlık geçirdi.

 

'BU DÜNYA FİRAVUNLARA BİLE KALMADI'

Katliamda yakınlarını kaybeden Tahir Encü de, sorumluların bulunmasını ve cezalandırılmasını istedi.

 

Katliamda öldürülen 16 yaşındaki Salih Ürek'in ablası Seyhan Ürek, üzerindeki formayı göstererek, “Kardeşimin hatırası bu forma ile geldim. Bizi öldürmekle bitiremezsiniz” dedi. Katliamı anlattıkları her zaman acıyı ilk günkü gibi yaşadığını söyleyen Seyhan Ürek, “Bu dünya kimseye kalmadı. Firavunlar, bütün zalimler gitti. Sizler de gideceksiniz” dedi.

 

'DEVLET KATLİAMA KILIF BULMAYA ÇALIŞIYOR'

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ankara Meclisi de Sakarya Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Katliamın üzerinden 150 gün geçmesine rağmen sorumluların açığa çıkarılmamasını protesto eden HDK, Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in açıklamalarına da tepki gösterdi.

 

“Roboski, 150 gün oldu ‘vur’ emrini kim verdi“ ve 1 Mayıs’tan Roboski’ye kadar yaşanan katliamların günü yazılı olan “Bilmek istiyoruz katliamların emrini kim verdi, katiller nerede?” yazılı pankartların açıldığı açıklamada sık sık “Roboski’nin hesabı sorulacak“, “Roboski’yi unutma, unutturma“ sloganları atıldı. HDK İl Yürütmesi adına Şükran Doğan yaptığı açıklamada, Roboski’de 34 Kürdün, İnsansız Hava Araçları olan Predatörler ve Heronlar tarafından kaydedilen görüntülerde, köye doğru gelen konvoyda yük katırları ve köylüler olduğunu aktarmasına rağmen TSK’ya ait F-16 savaş uçakları ile bombalanarak katledildiğini ifade etti. “Her gün köylerinin yanı başındaki sınırı geçip, birkaç kilometre ötede sigara ve mazot alarak, satmak üzere evlerine, Uludere’nin Roboskî köyüne dönen köylüler, o gün yük katırlarıyla birlikte katledildiler. Bombardımanda 18’i çocuk 34 Kürt yurttaşımız ‘sınırın sıfır noktası’nda öldürüldü” dedi. Doğan, “Siyasi ve askeri sorumlular görevlerini yapmayı sürdürüyor” diyerek tepkisini dile getirdi.

 

‘AKP, HESAP VERMEKTEN KURTULAMAZ’

Başbakan Erdoğan'ın "Tazminatsa tazminat, daha ne isteniyor" açıklamasına tepki gösteren Doğan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in "özür dilenecek bir şey" sözlerini de hatırlatarak, şöyle devam etti:

 

"Uludere'de yaşanan katliam AKP hükümetinin iflasıdır. Hükümet bu katliamdan birinci derecede sorumludur. Bu katliam ve son dönemlerde yaşanan gözaltı ve tutuklamalar Kürt sorununun siyaseten-görüşerek ve barışçıl yöntemlerle çözülme ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Sürecin bu noktaya gelmesinde asıl sebep yıllardır inkâr ve imha politikalarından yana tavır alan siyasal iktidarlardır. Kürt sorununun çözümünü sadece kendisinin yararlanacağı bir 'siyasal rant' olarak gören AKP İktidarı, bu katliam ile ilgili hesap vermekten kurtulamaz” diye konuştu.

 

“Vur” emrini verenleri ve bunu gerçekleştirenleri unutmayacaklarını, onları her fırsatta lanetleyeceklerini söyleyen Doğan, konunun peşini bırakmayacaklarını kaydetti.

 

ROBOSKİ’LİLİ AİLELER KATLİAM ZİHNİYETİNİN KARŞISINDA

Sabah 06.30 sıralarında gözaltına alınan, öğlen saatlerinde serbest bırakılan ve katliamda ailesinden 11 kişiyi yitiren Roboski katliamı mağdurlarından Ferhat Encü ise yaptığı konuşmada, “Roboski onurlu bir direniştir. Roboski aileleri, her defasında bu katliam zihniyeti karşısında direndi. Bu zihniyeti kabul etmedi. Devlet bu katliama kılıf bulmaya çalışıyor” dedi.