Paris’te üç Kürt kadın siyasetçinin suikast sonucu öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde tutuklu katil zanlısı Ömer Güney’in Türkiye ile bağlantılarının tespit edildiği belirtildi. Reuters ajansına göre cinayetlerden önce Güney, Türkiye’ye yaptığı birçok seyahatin yanısıra onlarca telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Nicholas Vinocur imzalı haberde, Paris suikastına ilişkin yeni bilgilere yer verildi. Vionocur, Fransız polisinin, Paris’te 9 Ocak 2013’te PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve gençlik hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in katil zanlısı Ömer Güney ile Türkiye arasındaki bağlantılara ilişkin delillerin toplandığını yazdı.

SUİKASTTEN ÖNCE ÜÇ KEZ TÜRKİYE ZİYARETİ VE ÇOK SAYIDA TELEFON GÖRÜŞMESİ

Haberde polis kaynaklarının, dosya ile ilgilenen Sulh Mahkemesi’ne yeni bir başvuruda bulunacağına dikkat çekildi. Reuters bu gelişme ile dosyanın yeni bir boyut kazanacağını işaret etti. Davayı takip eden bir avukatın, Güney’in suikastten önceki aylarda, üç kez Türkiye’ye gittiği, onlarca telefon konuşması yaptığı bilgisini verdiğini hatırlattı.

Türk Adalet Bakanlığı’nın hemen işbirliği yapmadığı bilgisini aktaran Reuters, kurbanların ailesi ve avukatlarının cevap aradığı anahtar sorunun, katliam emrini kimin verdiği olduğuna kaydetti.

GÜNEY'E AİT DNA PARKANIN ÜZERİNDE

Güney’in Fransız polisi tarafından 30 video görüntüsünü izledikten kısa bir süre sonra yakalandığı belirten Vinocur, avukatın kurbanlardan birinin DNA’sının Güney’e ait bir parkada bulunduğunu söylediğini ifade etti.

Habere göre Güney suçsuz olduğunu iddia etmeye devam ederken, avukatı Anne-Sophie Laguens, Güney’in beyin tümörü olduğu ve cezaevinde tedavi imkanlarının olmadığı için şartlı tahliyesi talebinde bulunacaklarını söyledi.

GİDİŞ DÖNÜŞ BİLETLERİ DEVLETTEN ALINAN 'SOSYAL YARDIM' PARASIYLA

Luguens, Güney’in Türkiye’deki ziyaretlerinin detayları hakkında da Türkiye’den bilgi beklendiğini sözlerine ekledi. Avukat Laguens, Güney'in Türkiye’ye bir kadın bulmak için gittiğini, gidiş-dönüş biletlerinin de devletten aldığı sosyal yardımla (işsizlik) ödediğini savundu.

YENİ KANITLAR, PKK-TÜRKİYE ARASINDAKİ ATEŞKESİ TEHLİKEYE ATABİLİR

Kürt tarafının avukatlarından Antoine Comte, Fransız soruşturmasının, uluslararası işbirliğinden çok, medyadaki haberlerden bilgi aldığını kaydetti.

Polis kaynaklarının, Türklerin Güney’in kişiliği hakkında bilgi verdiğini, ancak Fransızların Güney’in son aktivitileri hakkında bilgi istediğini yazan Reuters, yeni kanıtların PKK ile Türk devleti arasında var olan ateşkesi tehlikeye atabilecek nitelikte olduğu yorumunda bulundu.

'ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI YETERİNCE İŞBİRLİĞİ YAPMIYOR' ELEŞTİRİSİ

Dava avukatları, Ankara Cumhuriyet Başsavcısının yeterince işbirliği yapmadığı eleştirisinde bulundu.  Haberde ayrıca Türk medyasına dayanarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcısının yurtdışında suç işleyen bir kişinin Türkiye’ye getirilerek yargılanması yollarını araştırdığı ifade edildi.

Dosyaya konulan iki kanıtın, Güney ile Türkiye’den bazı kişilerin ilişkilerini belgelediğine de yer verilen haberde, Güney’in Ağustos, Ekim ve Aralık aylarında üç kez yolculuk yaptığı, Güney’e ait olduğu belirtilen 5 cep telefonundan biri üzerine Türkiye’deki bağlantıların arandığı belirtiliyor. Polis kaynaklarına dayandırılan habere göre, bu telefondan Ağustos, Ekim, Aralık aylarında Türkiye’ye onlarca arama kaydı var.

Güney’in telefon görüşme kayıtlarının de tutuklandıktan 5 ay sonra, yani Temmuz ayında soruşturma dosyasına dahil edildiği belirtiliyor. Bu görüşmelerin Güney’in cinayetleri işleyip işlemediği sorusuna olumlu yanıt bulunması halinde dışarıdan yardım alıp almadığı konusunun da netleşeceği ifade ediliyor.  Ancak avukat Antoine Compte’a göre detaylar Türkiye’nin yardımı olmadan kontrol edilemeyecek.

Kürt tarafının avukatlarından Jean-Louis Malterre “Aracıları tespit etmek için bir Türk hakiminin izni gerekiyor” diye ekliyor.

Avukat Comte, “Güney tutuklandıktan bir ay sonra Fransız anti terörist polisleri cinayet günü ödünç alınarak kullanılan Peugeot marka bir aracı yeniden inceledi. Bu polislerin ikinci incelemesiydi. İnceleme sonucunda arabanın radyosunun arkasına saklanmış bir pasaport buldular. Pasaportta Türkiye’ye yapılan üç yolcuğun damgası bulunuyordu. Ayrıca cinayetlerden birkaç gün sonranın tarihini taşıyan bir kuru temizleme faturası da saklanmıştı” dedi.

Bu nedenle Comte’a göre Güney tutuklandığında polis bilgilerin yarısını gözden kaçırmıştı. Kuru temizleme faturasının bile dava dosyasına bir ay sonra dahil edildiği eleştirisinde bulunan Comte, Güney’in ilk sorgusunun ise PKK üzerine yoğunlaştığına işaret etti.

Ajansa göre polis, delillerin dosyaya geç eklenmesi konusundaki sorulara herhangi bir yanıt vermedi. PKK ile bağlantısı üzerine sorgulanmasının da Güney’in kendisini bir PKK üyesi olarak tanıtmasından kaynaklı olduğu belirtildi.  Güney’in PKK üyesi olduğu iddiası, PKK’li yetkililer tarafından hemen yalanlanmıştı.

Türkiye’den hukuki yardım talebi ise, hakim Jeanne Duye tarafından yapılacak. Anti-terör şubesi hakimi Duye’nin, “hassas” dosyalar içeren bilgisayarı 25 Eylül günü çalınmıştı.(ANF)