Hrant'ın Arkadaşları, Hrant Dink'in öldürülmesinin 6. yıldönümü nedeniyle düzenlediği sempozyumda konuşan Avukat Hakan Bakırcıoğlu, 6 yıldır devletin görevlilerinin adı geçtiği her durumda koruma refleksi gösterildiğini hatırlatarak, "Eğer kamu görevlileri hakkında dava açılırsa, cinayetin aydınlatılması mümkün olacaktır. Şu anki sanıklarla örgüt davası açılırsa, yol almamız mümkün olmayacak" dedi.

6 yıllık soruşturma ve dava süreci hakkında bilgi veren Avukat Hakan Bakırcıoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma sürecinde cinayetle bağlantılı olabilecek kamu görevlilerine ilişkin önemli bulgulara eriştiğini, ancak doğrudan doğruya soruşturma yapmak yerine görevsizlik kararı verdiğini söyledi.

Avukat Bakırcıoğlu, "Trabzon Emniyet Müdürlüğü ile ilgili dosyayı Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. İstanbul Emniyet müdürlüğü görevlileri hakkında ise soruşturma yapmadı" dedi.

"GÖREVLİLERİN YARGILANMAMASI İÇİN KARAR OLUŞTURULDU"

Cinayetin işleneceğine dair istihbarat olduğunu hatırlatan ve söz konusu belgeyi okuyan Bakırcıoğlu, belgeye rağmen İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polislerin yargılanmaması için karar oluşturulduğunu belirtti.

"BİR ŞEY YAPILMADIĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 6 yıldır yürüttüğü soruşturma dosyasındaki gizlilik nedeniyle dosyada neler yapıldığına dair bilgilerinin olmadığını anlatan Bakırcıoğlu, "Ancak daha önceki soruşturma yöntemini bildiğimiz için bir şey yapılmadığını söyleyebiliriz" dedi.

"DEVLET GÖREVLİLERİNİN ADI GEÇTİĞİNDE KORUMA REFLEKSİ GÖSTERDİLER"

Yargıtay'ın son tebliğnamesini hatırlatan Avukat Bakırcıoğlu, "İddianeme 20 sanığı kapsıyor. İstanbul cumhuriyet başsavcılığının yürüttüğü soruşturmaya kamu görevlileri de dahil edilip, ana davayla birleştirilirse cinayetin aydınlatılmasının koşulları oluşur. Şu ana kadar ki süreç, davayı belli sınırlar içinde tutmaya dönüktü. Devlet görevlilerinin adı geçtiğinde belli bir koruma refleksi gösterdiler. Eğer kamu görevlileri hakkında dava açılırsa, cinayetin aydınlatılması mümkün olacaktır. Şu anki sanıklarla örgüt davası açılırsa, yol almamız mümkün olmayacak."

"GELENEKSEL DERİN DEVLET POİSİNE UYMAYAN KİŞİLER YARGILANMADI"

5 yıl önce Demet Bilge ile hazırladıkları kitabı hatırlatan Gazeteci Timur Soykan da şöyle konuştu:

"6. yıldan sonra olaya baktığımızda, geleneksel derin devlet tanımına benzemeyen bir tablo gördük. İnşa edilen yeni devletin izleri var mıydı bu işte? Kafamı kurcalayan bu oldu? Geleneksel derin devlet polisine uymayan o kişiler bir türlü yargılanmadılar. Onları inanılmaz bir mekanizma ile korudular. Katil ile kahramanlık pozları çektirenler bile yargılanmadı. Ramazan Akyürek ise terfi ettirildi. Yeni bir derin devlet tanımı yapmamız gerekiyor" dedi.

"BAZI GAZETELER SADECE ASKERLERİ YAZDI, POLİSLERİ HİÇ YAZMADI"

Medyanın cinayetin aydınlatılması için önemli işler yaptığını hatırlatan Soykan, "Ama bazı gazetelerde bazı isimler hiç görülmedi. Örneğin Ramazan Akyürek'i Zaman, Bugün hiç yazmadı. Bazı gazeteciler sadece askerleri yazdı. Polisleri yazmadı. Ancak her şeyi yazanlar da vardı. Nedim Şener İstanbul polisine dikkat çektiği için bir yıl cezaevinde kaldı. Bu da derin devletin uygulaması değil mi?" diye sordu.

"EMNİYETTEKİ GÜLEN ÖRGÜTLENMESİ CİNAYETİN AYDINLANMAMASININ NEDENİ"

5 yıllık süreçte emniyette Gülen cemaatinin örgütlenmesi olduğuna dikkat çeken Soykan, "Bu yapının, cinayetin aydınlanmamasında sorumluluğu oluğunu düşünüyorum" dedi.

"HRANT İÇİN ADALET ARAYAN HERKES HRANT'IN ARKADAŞIDIR"

Garo Paylon, Dink'in cenaze törenini hatırlattı, "Bir Ermeninin öldürülmesi üzerine yüz binlerin sokağa dökülmesi bütün paradigmayı altüst etti" dedi. Hrant'ın arkadaşları topluluğunun nasıl oluştuğunu anlatan Paylan, "Hrant için adalet arayan herkes Hrant'ın arkadaşlarıdır" diye konuştu.

"NEDEN DİNK'İ ÖLDÜRDÜLER?"

"Neden Dink'i öldürdüler" diye soran Paylan, 1915 soykırımını hatırlattı, "97 yıl önce bu ülkede bir halk yok edildi. Dink, 80 yıl sonra bu gerçeği hatırlattı. O gün görülmeyen mahkeme, bugünkü cinayetin nedenidir. Büyük kötülükten geriye 200 bin Ermeni kaldı. ŞU anda da 50 binin altında. O büyük kötülüğe hepimiz sessizlikte ittifak ettiğimiz için sadece Ermeniler değil, herkes zulüm gördü" dedi.

"KÖTÜLÜKLERİN BAŞI O SESSİZLİK"

"Bütün kötülüklerin başı o sessizlik" diyen Paylan, "Hrantla birlikte ses çıkartmaya başladık. Ancak sesimizi büyütmeliyiz. Dink'in katilleri cezalandırılmış olsaydı, Sevag'ı kaybetmezdik. Hrant’a ilgili alabileceğimiz adalet, bir daha bir Sevag'ın kaybedilmesine engel olacaktır" diye konuştu.

Adalet talebinin yine yükseltilmesi gerektiğini belirten Paylan, "Adalet talebimizi yükseltmek için 19 Ocak'ı bekliyoruz. Bizler bitti demeden bu dava böyle bitmeyecek" dedi.

Sempozyum, "Devletin dehlizleri: Polis ve jandarma" başlığındaki oturumla devam etti. (ANF)