Anayasa Hukukçusu Prof. Ergun Özbudun, “CHP; halkla alay ediyor. Kendi içinde çelişen açıklamalar birbirini izliyor. Hedefin de HDP’li vekiller olduğunu zaten herkes söylemiş, konuşmuştu. Ortada tam bir Anayasa ihlali vardır. CHP de hatasını kabul etmek zorundadır” dedi.

Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliği teklifi meclisteki ikinci tur oylamada 376 oyla kabul edildi.

Bu durumda referandum gidilmeden Erdoğan’ın onayı ile dokunulmazlıklar kaldırılabilecek.

CHP'liler neden 'hayır' diyemedi?

DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Haber Müdürü Ayşe Sayın, “CHP’nin başta duruşu çok doğruydu. İlkesel olarak dokunulmazlıkların bütünüyle ve kalıcı olarak kaldırılmasından yana tavır alınmıştı. Ancak bu tavır AKP’ye kabul ettirilemedi. AKP -dokunulmazlıkları kaldıracağız- diye diretince Kılıçdaroğlu da –hodri meydan- çıkışında bulundu. Ancak sonrasında yaşanacaklar hesap edilemedi” yorumunda bulundu.

Sayın’a göre anayasa değişikliği oylamasında serbest kalan CHP grubunun bir bölümüne evet dedirten referandum korkusu oldu. CHP'nin referandum sürecinde halkın CHP ile terörü yan yana getirmesinden ve AKP'nin başkanlık sistemini de aynı referandumda dayatmasından korktuğunu ifade eden Sayın, “İkinci turda da referandum korkusu ağır bastı. CHP’nin içi şimdi çok karışık. Her şey olabilir. MHP de büyük karışıklıkların yaşanacağı bir parti olacak önümüzdeki dönemde ancak şu kesin ki; Ankara’da her şey Erdoğan’ın istediği doğrultuda gidiyor. İstediği an, istediği şekilde başkanlık sistemini de getirebilir ancak henüz bu konunun kamuoyunda yeterince olgunlaştığını düşünmüyor” dedi.

‘CHP HALKLA ALAY EDİYOR’

CHP’nin tutumu değerlendiren Anayasa Hukukçusu Prof. Ergun Özbudun, “CHP; halkla alay ediyor. Kendi içinde çelişen açıklamalar birbirini izliyor” diye konuştu.

Özbudun, “Kılıçdaroğlu -Anayasaya uygun davrandık- derken bunu topluma nasıl izah edecek önümüzdeki süreçte göreceğiz, ancak bunun izahı yok. Anayasa değişikliği anayasaya geçici madde eklenerek yapılmıştır ve belli bir dönemdeki vekilleri hedef almıştır. Hedefin de HDP’li vekiller olduğunu zaten herkes söylemiş, konuşmuştu. Ortada tam bir Anayasa ihlali vardır. CHP de hatasını kabul etmek zorundadır” diyor.

Özbudun’a göre Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkesi ‘paramparça’ edilmişken, dokunulmazlıklar hayati önem taşıyordu.

‘CHP BUNUN HESABINI HALKA VERMEK ZORUNDADIR’

Özbudun “Oysa şimdi demokrasinin ve vekillerin geleceği, hayatı, varlığı hükümete ve hükümetle uyumlu çalışan hakim-savcıların merhametine kalmıştır. Demokrasi tarihi büyük bir darbe almıştır.

Sevgili CHP’liler, bunun hesabını halka vermek zorundadır. Türkiye’de Türk-Kürt ayrışması derinleşmiş, 1994’te yaşanan ve kimsenin tasvip etmediği olayların tekrarına zemin yaratılmıştır. Türkiye çok büyük bir hukuk çıkmazındadır” çıkışında bulunuyor.

‘PARLEMENTONUN DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILDI’

CHP’nin Kürt kökenli eski vekillerinden bir dönem dışişleri bakanlığı da yapmış Hikmet Çetin de; dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili meclis oylamasını DW’ye değerlendirirken “HDP’nin meclis dışında bırakılması için özellikle uğraşılmış ve vahim bir karara varılmıştır” dedi.

Türkiye’de yargının tamamen bağımsızlığını kaybettiğini düşünen Çetin’e göre mecliste alınan kararla aslında milletvekillerinin değil parlamentonun dokunulmazlığı kaldırıldı.

Çetin, “Şimdi bir savcı aklına eseni yapabilecek istediği vekile, istediği şekilde davranabilecektir. Bu davranışın önünü açan her siyasi hareket sonuna kadar sorgulanacaktır. CHP’nin ne yapmak istediği hiç anlaşılmamıştır. Belirli kişilere yönelik bir düzenlemeye evet demek, toplumsal kutuplaşmayı körüklemektir. Türkiye, tarihinin en kaygı verici, en anormal gelişmelerini yaşamaktadır. Mecliste dokunulmazlıkların kaldırılması kimse için iyi olmamıştır. Şiddet, korku, endişe yaygınlaşacaktır. Türk demokrasisi tarifi mümkün olmayan bir yara almıştır. Bu yanlıştan en kısa sürede dönülmelidir” dedi.

‘ERDOĞAN GERİ GÖNDERMELİ’

Türk Ceza Yasası’nın 2005’te geçirdiği reformun baş mimarlarından Ceza Hukukçusu Prof. İzzet Özgenç de dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili değişikliğin hukuki problemlere yol açacağını düşünenlerden.

Özgenç, “Örneğin; ana muhalefet partisinin lideri dahil, parti liderleri hakkında cumhurbaşkanına hakaret soruşturmaları var. Şimdi; örneğin ana muhalefet partisi lideri savcılık tarafından ifade vermeye çağrılacak. Diyelim ki; o lider de, ifade vermeye gitmedi. Ne yapılacak? Yaka paça götürülecek mi? Böyle bir görüntünün yaşandığı ülkede siz de demokrasiden söz edemezsiniz o zaman. Kamu erki, ana muhalefet partisi liderleri üzerinde kolluk gücü kullanacak öyle mi? Bu; Türkiye’nin ayıbı olur” diye konuştu.

“Yapılan yanlıştan bir an önce geri dönülmeli” diyen Özgenç’e göre; bu süreçte en büyük sorumluluk Cumhurbaşkanı Erdoğan’a düşüyor. Özgenç, “Görüşlerimi Erdoğan’a da söyledim. Değişiklik, kendisine sunulduğunda mutlaka ama mutlaka yeniden görüşülmek üzere meclise geri göndermelidir” diyor ve siyasi parti liderlerinin bu değişiklik konusunu mutlaka yeniden değerlendirmesini istiyor.

Özgenç, “Muhalefet partileri evet derken aslında siyasi istikrarsızlığa evet demişlerdir. Bunun farkındadırlar. Evet elleri kaosa kalkmıştır. Türkiye bu yanlıştan, bedel ödemeden geri dönmelidir. İstenmeyen ve tamiri mümkün olmayan görüntüler bu ülkede zamanında çok yaşanmış ve yıkıntıları ağır olmuştur. Tekrar yaşanmamalıdır” derken, dokunulmazlıkların kalkması durumunda sadece bu yasama dönemi için geçerli olacağını ve yeni bir seçim döneminde dokunulmazlıkların yeniden gündemde olacağını hatırlatıyor.

Savcılar ne yapacak?

Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin değişiklik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayıyla, Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra devreye girecek. Toplam fezleke sayısı 787’yi buldu ve toplamda 148 milletvekilini ilgilendiriyor.

AKP’li 29, CHP’li 55, HDP’li 53, MHP’li 10 ve bir bağımsız vekil için dokunulmazlıkların kaldırılması gündemde. Sürecin nasıl işleyeceğini yargı alanında uzman Milliyet Gazetesi muhabiri Türker Karapınar DW’ye şöyle anlattı:

“Değişiklik Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra 787 fezlekenin her biri geldikleri il savcılıklarına geri gönderilecek. Savcılıklar fezlekelerle ilgili ayrı ayrı soruşturma başlatacak. Soruşturmalar; TCK ve CMK hükümleri uyarınca yürütülecek. Deliller toplanacak, ifadeler alınacak. Gözaltı, arama, tutuklama gibi tedbir işlemleri uygulanıp, uygulanmayacağına savcılıklar karar verecek. Şimdiden bu konuda yorum yapmak yanlış. Soruşturma tamamlanınca 148 vekilden hangisi hakkında iddianame hazırlanacağına yine ilgili savcılıklar karar verecek. Savcılıkların takipsizlik kararı verme yetkisi de bulunuyor. Vekiller hakkında dava açılıp açılmayacağına ilişkin takdir yetkisi de savcıların. Bu konuda da yorum yapmak yanlış. Hakkında iddianame hazırlanarak dava açılanlar yargılanacak."