Ekonomist Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Afrin operasyonu için “uzaması ve askeri kayıpların ortaya çıkması, Türkiye/ABD veya Türkiye/Rusya ilişkilerinde gerginliklerin yaşanması, Suriye’nin oyuna katılması” gibi bir durumun ortaya çıkması durumunda ekonomide işlerin değişebileceğini söyledi. 

Türkiye'de ilan edilen Olağan Üstü Hal (OHAL) ile birlikte ekonomide de ciddi anlamda sıkıntılar baş göstermeye devam ediyor. OHAL'in ilanından bu yana uluslararası ticaret yapan aralarında akaryakıt devi Total, giyim sanayisinde Moviti, havayolu turizm sektörü Air France, finans sektüründe UBS, tekno marketler zincirinden Electro Word ve otomotiv sanayisinde Chevrolet'in bulunduğu 66 firma Türkiye'de bulunan şubelerini kapatarak çekildi. Afrin'e yönelik operasyonun başlamasıyla birlikte ise ekonomideki sorunların artarak devam etmesi bekleniyor.

Ekonomist Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Afrin operasyonun Türkiye ekonomisine yansımasını, önümüzdeki dönemlerde Türkiye ekonomisinin nasıl bir seyir izleyeceğini Mezopotamya Ajansı'ndan Yasin Kobulan'a değerlendirdi. 

Türkiye ekonomisinin Türkiye'de siyaseti izleyerek bir yerlere doğru gittiğini dile getiren Katırcıoğlu, “Birçok değişkeni dikkate alarak yorum yapmamız gerekiyor. Kısa dönemde ben de çok önemli bir çalkalanma, bir kriz beklentisinde değilim.

Ama siyasetin de ekonominin de yönetilemez bir yere doğru gittiği kanaatindeyim. Öncelikli olarak şunu belirtmeliyim ki elde edilen ya da elde edilecek 2017 büyümesi 6-7 civarında olacak. Bu yüksek bir büyümedir. Ama bu yüksek büyüme ekonominin normal yollarından gidilerek mi elde edilmiş yoksa sürdürülmesi son derece zor işler yapılarak mı elde edilmiş onlara bakmamız gerek. Bu yüksek büyümenin arkasında kredi garanti fonu ve ÖTV, KDV gibi vergi indirimlerinin büyük rol oynadığını söyleyebiliriz.

Peki, bu kaynaklar nereden karşılandı diye bakarsak, dış borçlanma ve bütçe açığı gibi meseleleri görmemiz gerekir. Oralara baktığımızda ise hükümetin şimdiye dek başarısının tek anlamlı tutumu olan bütçe disiplinini terk ettiğini görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

“Türkiye koşullarında enflasyonun daha da yüksek bir patikaya tırmanacağını bize söylüyor” diyen Katırcıoğlu, “Yani yüksek büyümenin topluma olan maliyeti şimdilik yüksek bütçe açığı ve yüksek enflasyondur” dedi.

‘İYİ GİDEN EKONOMİDE ŞİRKETLER NEDEN UZAKLAŞSIN?'

Son dönemde birçok yabancı yatırımcının Türkiye'den ayrılmasının üç nedeni olduğunu dile getiren Katırcıoğlu, bunları şöyle sıraladı: “Birincisi OHAL’le yönetiliyor olmak. İkincisi siyasi istikrarsızlığın devam ediyor olması. Üçüncüsü demokrasiden uzaklaşıyor olmak. Bu üç konu da, dikkat ederseniz ekonomik değildir siyasidir; ama şirketler dünyasında riskliliği yaratan üç temel unsurdur. Eğer ekonomi bakanlarının söyledikleri gibi iyi gidiyor ise bu şirketler iyi giden bir ekonomiden neden uzaklaşsınlar ki?” ifadesinde bulundu.

‘AFRİN EKONOMİDE İŞLERİN DEĞİŞMESİNE NEDEN OLUR’

Afrin’e yönelik saldırının kısa dönemde Türkiye’ye önemli bir ekonomik etki yapmayacağını düşündüğünü söyleyen Katırcıoğlu, “Kısa dönemde önemli bir ekonomik etki yapmaz olarak görüyorum ama bazı koşullar altında bu böyle. Üç konu var ki Afrin ve ekonomi ilişkisi onlara bağlı. Bunlardan birincisi, eğer Afrin operasyonu uzar ve askeri kayıplar ortaya çıkarsa ekonomide bazı işler değişebilir. İkincisi Türkiye/ABD veya Türkiye/Rusya ilişkileri Afrin olayının başındaki gibi olmaktan çıkar ve gerginliklere konu olmaya başlarsa ekonomide işler değişebilir. Üçüncüsü de Suriye’nin oyuna katılması gibi bir durum ortaya çıkarsa bu da ekonomide işlerin değişmesine neden olur. Bütün bu üç olasılık da ekonomide önceden öngörülmemiş sorunlara neden olur diye düşünüyorum” dedi.

'İŞLER RAYINDA GİTMİYOR'

Katırcıoğlu, Afrin’e yönelik saldırı kararının alınmasından sonra Tüketici Güven İndeksi’nde meydana gelen yüzde 10’luk artışa dikkat çekerek, “Bu, ülkede yaratılan milliyetçi havanın bir sonucuydu. Ama bugün itibariyle altın fiyatlarındaki artışa baktığımızda ve altın fiyatlarının artışının bir tür ‘güvensizlik artışı’ anlamına geldiği değerlendirmesini yaptığımızda toplumda işlerin çok da rayında gitmediğinin, en azından önümüzde yüksek risklerin olduğunu görebiliyoruz" diye konuştu. 

‘BAKANLAR PEMBE TABLOLAR ÇİZMEYE ÇALIŞIYOR’

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin 2018'de yatırım ve üretimlerden ciddi destek geleceğini, ihracatın büyümeye güçlü katkısının da devam edeceğine yönelik sözlerini ise Katırcıoğlu, “Ekonomiden sorumlu bakanlar da bu risklerin farkında olduklarından pembe tablolar çizmeye çalışıyorlar” diyerek değerlendirdi.

‘SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMADIĞINI UNUTMAMAK GEREKİR’

Katırcıoğlu, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in ise, Afrin operasyonuna ilişkin “Ekonomiye etkisi son derece sınırlı” sözlerini, “Yine aynı çaba. 2007’de herkesi şaşırtan bir büyüme elde ettik. Bu doğru. Ama herkesin de bu büyümenin nelere rağmen yaratıldığını çok iyi bildiğini atlamamak gerekiyor. 2019’da iktidarını kaybetmemek için yüksek büyümenin peşine düşmek belki kısa dönemde bir karşılığı vardır ama bunun sürdürülebilir olmadığını da herkesin bildiğini unutmamak gerek” şeklinde yorumladı.  

‘KRİZ OLASILIĞI HİÇ DE UZAK DEĞİL’

Türkiye'de kısa zamanda herhangi bir ekonomik kriz yaşanmayacağını kaydeden Katırcıoğlu, “Eğer siyasette olağanüstü bir gelişme yaşanırsa ekonominin kırılganlıklarını da dikkate aldığımızda ekonomik bir kriz olasılığı hiç de uzak değildir” şeklinde konuştu.