Dolmabahçe’de polisin öğrencilere yönelik müdahalesi sırasında 5 haftalık bebeğini düşüren E.Ö.’ye yönelik şiddet nedeniyle başlatılan soruşturmadan 4 yıl sonra takipsizlik kararı çıktı.

Kararda, “Müştekinin çocuğunu düşürmesinin söz konusu olayla bir ilgisi bulunmadı” denildi.

Burcu Karakaş'ın Milliyet'teki haberine göre, E.Ö., 4 Aralık 2010 tarihinde Kabataş tramvay durağında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, YÖK yetkilileri ve üniversite rektörlerinin katılımıyla gerçekleşen toplantının protesto gösterisi sırasındaki polis müdahalesi sonrası bebeğini düşürdü.

Gaz bombasından etkilenerek olay yerinden uzaklaşmaya çalışan, o dönem 19 yaşında olan genç kadın, “Hamileyim, vurma” demesine rağmen polis şiddetine maruz kaldı. Birden fazla çevik kuvvet polisi, E.Ö.’nün karnına, sırtına ve bel bölgesine copla vurarak, genç kadını defalarca tekmeledi. Baygınlık geçiren E.Ö., Taksim İlkyardım Hastanesi’ne kaldırıldı. Ağır yaralanan ve bebeğini düşüren genç kadın, burada üç gün yattıktan sonra taburcu oldu.

Olayın ardından, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın da arasında bulunduğu emniyet yetkilileri hakkında şikayette bulunuldu. Avukatların itirazlarına rağmen, Çapkın ve Yıldırım hakkında soruşturma açılmasına izin verilmedi.

Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu da, “Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi kayıtlarında darp izine rastlanmadığı, iddia edilen travma ile düşük arasında illiyet bağı kurulmasının tıbben mümkün olmadığı” şeklinde rapor verdi. Bun karşın İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı ise genç kadının yaşadığı fiziksel ve ruhsal travmanın erken gebelik kaybına yol açtığını belirtti. İki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla Adli Tıp Genel Kurulu’ndan beklenen rapor geçtiğimiz günlerde dosyaya ulaştı.

Raporda, “Mevcut bulgularla gebeliğin kendinden kaynaklanan bir nedene bağlı olarak bozulmuş olduğu, olay öncesi gebeliğin sağlıklı olduğuna dair herhangi bir tıbbi belgenin olmadığı, patolojik incelemede nekrotik materyalin görülmüş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde iddia edilen travma ile söz konusu düşük arasında illiyet bağı kurulmasının tıbben mümkün görülmediği” ifadeleri yer aldı.

Bu rapora atıfta bulunan savcılık da, “müştekinin çocuğunu düşürmesinin söz konusu olayla bir ilgisinin bulunmadığı” yönünde karar vererek, kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. E.Ö.’nün avukatları, takipsizlik kararına itiraz edecek.