Güven Özalp / Brüksel / BBC

Kürt sorununun çözümü amacıyla başlatılan süreçte belli bir ilerleme sağlanmasıyla birlikte “PKK’nin Avrupa’nın gözündeki statüsü” de giderek yoğunlaşan bir tartışmanın parçası olmaya başladı.

Tartışmaların odağında ise “PKK’nin Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması” talebi var.

Aslında bu talep uzunca süredir dile getiriliyordu. Hatta bu çerçevede 2010’da Avrupa’da örgütlü bazı hukuk dernekleri, PKK’nin AB’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması talebini bir kampanyaya dönüştürmüştü. Bu talep, Avrupa Parlamentosu’nda her yıl düzenlenen Kürt Konferansı’nın vazgeçilmez konu başlıkları arasında da yer alıyor.

Gelinen aşamadaki fark ise bu vurgunun daha güçlü yapılıyor olması ve bu isteği haklı bulanların sayısındaki artış. Özellikle BDP milletvekilleri sürecin başlamasından bu yana Avrupa’daki temaslarında bu konuyu en üst düzeyde ve yoğun şekilde dile getiriyorlar.

DEMİRTAŞ VE TÜRK'DEN AÇIKLAMALAR

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Şubat ayında Strasbourg’da yaptığı görüşmelerde “Kürt sorununa sadece terör penceresinden bakmayın” mesajı vererek, PKK’nin terör örgütleri listesinde yer almasının, ilerlemeyi engellediğini savundu.

Bu hafta içinde Strasbourg’da temaslarda bulunan Mardin milletvekili Ahmet Türk de, "AB'nin Kürt mücadelesini terörist hareket olarak görmesini” eleştirerek “PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması gerektiği” mesajını verdi.

AP’nin raporunda “terörist vurgusu” yapılmasını da haksızlık olarak nitelendiren Türk, “Dünyadaki pek çok örgüt, Avrupa tarafından geçmişte terörist ilan edilmişti ancak bugün demokratik zeminde siyaset yapar duruma geldiler” dedi.

SOL GRUP SICAK BAKIYOR

Gelinen aşamada bu talebin belli çevrelerde destek bulmaya başladığını söylemek yanlış olmaz. Özellikle AP’deki Birleşik Sol Grup bu talebe son derece sıcak bakıyor.

“Madem Türk hükümeti PKK’nin lideriyle görüşüyor, PKK da AB’nin terör örgütleri listesinden çıkarılmalı” görüşüne, Avrupa Parlamentosu'ndaki başka grupların Kürt sorunuyla yakından ilgilenen isimlerinden de destek geliyor.

Ama, konunun yoğun şekilde tartışılmaya başlanmış olması hatta artan bir destek bulması, şu aşamada bir sonuç yaratma potansiyeli yüksek değil.

Terör listesinin içinde kimlerin yer alacağı büyük ölçüde siyasi bir karar.

ETA VE IRA ARTIK LİSTEDE DEĞİL

Bu listeye hangi örgütün girip hangisinin çıkacağına AB hükümetleri karar veriyor. Kararın konsensüs gerektirmesi de, bu talebin kısa vadede karşılanmasını neredeyse imkansız hale getiriyor.

PKK’nin tüm AB üyeleri tarafından hâlâ terör örgütü olarak görüldüğü bir gerçek. Açıkçası, doğrudan bir etki ve yetkisi olmasa da Türkiye’nin de oluru olmadan bu yönde bir adım atılması pratik olarak mümkün değil. Karar aşamasına gelinmesi halinde, AB’nin göz ucuyla ABD’nin tavrına bakacağı da unutulmamalı.

Kısa vadede PKK’nin listeden çıkması söz konusu olmasa da, bu durum orta ve uzun vadede bu yönde bir gelişme yaşanmayacağı anlamına gelmiyor.

Yürütülen sürecin başarılı olması, PKK’nin format değiştirmesi, silahlı mücadeleyi tamamen bırakması ve “terör örgütü tanımına uymamaya başlaması” bu sonucu doğurabilir.

Uzun süre AB’nin listesinde kalan başta ETA ve IRA olmak üzere çok sayıda örgütün artık listede yer almaması, PKK’nin bu listeden çıkmak için izlemesi gereken yolu da işaret ediyor.