Tunceli (Dersim) Milletvekili Hüseyin Aygün 7 Mayıs 2012 tarihinde Meclis Başkanlığı’ndan Meclis bünyesinde Alevi inancına mensup insanların ibadetini yapabilmesi amacıyla bir Cemevi yapılmasını talep etmiş ve talep Meclis Başkanlığınca ret edilmişti. Bu ret cevabının iptali için Hüseyin Aygün Ankara 6. İdare Mahkemesinde dava açmıştı. TBMM Başkanlığı bu davaya ilişkin cevaplarını göndererek davanın reddini talep etti.

TBMM Başkanlığı cevabında;

Diyanet İşleri Başkanlığının sadece Sünni-Hanefi İslam inancına değil bütün İslam inancına hizmet ettiğini,

Aleviliğin müstakil bir Din olmadığı ve İslam’ın bir yorumu olduğu, İzmir 11. Asliye Hukuk mahkemesine Sinan Işık tarafından açılan ve nüfus cüzdanının din hanesine Alevi yazılması talebinin benzer nedenle ret edildiğini,

İslam’ın tek bir ibadethanesinin bulunduğu, bunun da Cami-mescit olduğu, Tekke ve Zaviyeler kanunu nedeniyle de Cem evlerinde ibadet etmenin yasak olduğunu,

Zaten Alevilerin ibadetini camide yaptığını bu nedenle de Hacı Bektaş Veli külliyesinde cami bulunduğunu,

Bu nedenlerle de Cemevi diye bir ibadethane olmadığı, Alevilerin de ibadethanesinin Cami olduğunu savundu.

“ALEVİ KÖYLERİNDEKİ CAMİLER ASİMİLASYON AMAÇLI ZORAKİ YAPILDI”

‘TBMM Başkanlığı yalan söylemekte’ diyerek tepki gösteren Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu konuyla ilgili itirazlarını şöyle sıraladı:

“Alevilerin Diyanet İşleri Başkanlığından hizmet almadığını, almak istemediğini, çünkü Diyanetin sunduğu dini hizmetlerin Alevi inancına uygun olmadığı cümle alem tarafından bilinmekte.

İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin Nüfus Cüzdanlarındaki Din hanesi kararı AİHM tarafından davacı lehine sonuçlanmıştır. Sizin asimilasyoncu adaletiniz AİHM’de mahkum olmuştur. TBMM Meclis Başkanlığı AİHM kararlarını tanımadığını ilan etti de biz mi duymadık?

Cem evlerinin ibadethane tanımı dışında tutulması Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile değil Bülent Ecevit Başbakanlığı’ndaki Bakanlar Kurulu kararıyla olmuştur.

Hacı Bektaş Külliyesindeki Cami, Alevi-Bektaşiler üzerindeki asimilasyon politikalarının başladığı ve Alevi-Bektaşi köylerine zorla cami yaptırma politikasının ilk uygulanmaya başladığı ecdadınız II. Mahmut döneminde yapılmıştır. Caminin yapım tarihi 1834’tür.

Siz ecdadınızın asimilasyon politikalarını aynen uygulamayı kendinize misyon olarak görseniz de biz de ecdatlarımız gibi o caminin ve onun gibi Alevi köylerindeki camilerin asimilasyon amaçlı zoraki yapıldığını unutmayacağız.  Zira Hacı Bektaş anma etkinliklerine on binler katılırken, on binler pirlerine niyaz etmek için uzun kuyruklar oluştururken o esnada vakit namazlarını kılmak isteyenlerin girdiği o asimilasyon camisinde sadece 3-5 kişinin olduğunu da görebilirsiniz. Gözünüz ve gönlünüz kör, vicdanınız sağır değilse." (Demokrat Haber)