Dün (21 Mart) Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarına katılarak 2 milyon kişiyle birlikte Karadeniz türküleri söyleyen Niyazi Koyuncu “Birbirimizi anlamak için aynı dili konuşmak zorunda değiliz” dedi. Koyuncu’ya karşı Diyarbakır’daki Newroz’a katıldığı için sosyal medyada linç girişimi başlatıldı.

KOYUNCU'NUN ARKADAŞI: KLAVYE KAHRAMANLIĞI YAPMAK KOLAY

Konuyla ilgili olarak Sendika.Org'a konuşan Niyazi Koyuncu’nun dostu Adem Kuyumcu, ölen bir askerin annesinin ya da kardeşinin bu tepkileri vermeyeceğini söylerken, “Acıyı yaşamadıkları için bu kadar rahat konuşabiliyorlar. Niyazi Koyuncu da ortamın provake edildiğini düşünüyor. Klavye kahramanlığı yapmak kolay” değerlendirmesinde bulundu.  Kuyumcu, Kazım Koyuncu'nun da sağ olması halinde aynı şeyi yapacağını ve hatta yaptığını belitti.

Niyazi Koyuncu’yla birlikte tüm aileye yönelik tehditler aldıklarını anlatan Kuyumcu, bu aileden hiç kimsenin barışın dışında başka bir dilde konuşmayacağını vurguladı.

Kuyumcu da, “Biz de Lazız. Anadilimiz, kültürümüz var. Kürtler ve Türklerle bir arada yaşamak için aynı dili konuşmamız gerekmiyor” dedi.

KOYUNCU: KÜFÜR EDEREK VATANSEVER OLUNMAZ!

Niyazi Koyuncu ise konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

"Diyarbakır’daki newroz kutlamalarında sahne almamın ardından olumlu ve olumsuz bir çok tepki aldım. Ben sanat ile uğraşıyorum. Bu yüzden benim ülkemde ve tüm dünyada yaşanan her olaya hep insani açıdan bakıyorum. Siyaset her zaman bu olayların etrafında olmuştur. Ama benim bakış açım tamamen insanlık çerçevesindedir.

Sadece insani açıdan baktığım zaman geçtiğimiz günlerde Sinop’ta yaşanan olaylar beni çok derinden yaraladı. Linç kültürünün ve birbirine tahammülsüzlüğün gelmiş olduğu nokta beni korkuttu. O yüzden Newroz’da sahne almam için beni aradıklarını tereddüt etmeden kabul ettim. Sahnede olduğumda zaman zaman kendimi süistimal edilmiş hissetsem de milyonlarca insana Lazca şarkı söylemiş olmak beni oldukça mutlu etti.

Başta da söylediğim gibi ben olaylara siyasi değil insani noktadan bakıyorum. Bence bu ülkede yeterince kan döküldü. Bunun durmasına yönelik her çabayı da desteklemek, yine sadece insani açıdan baktığım zaman sanatçı olarak bizim sorumluluğumuzdur..

Bence benim ülkem etnik kökenleri ne olursa olsun tüm insanların birlikte yaşamayı başarabileceği bir coğrafyadır. Farklılıklarımızı kabul ederek birlikte barış içerisinde yaşayabileceğimize inanıyorum. Farklılıklarımız bizim bağımızdır..

Tepki gösterenlere hak vermesem de onları anlayabiliyorum. Fakat küfür ederek vatansever olunmaz! Benim için bu ülkenin her yeri aynıdır. Hiç bir şey yapmadan yeni cenazeleri mi bekleseydik?

Yıllardır bu zihniyet hakim olduğu için bir arpa boyu yol alamadık. Ben diyarbakıra gidip lazca türküler söyledim diye lazlığımı mı kaybettim, kürt mü oldum? bölücü mü oldum? Hayır ben birleştirici olmaya çalıştım.

Sahnede de söylediğim gibi ben bir Laz’ım ve birbirimizi anlayabilmek için aynı dili konuşmak zorunda değiliz. "