Kardeşinin vekaletnamesi neden reddedildi? Festus Okey davasının 15. duruşmasından izlenimler; ilk kez olaya Nijerya cephesinden bakış...

 

Bir yanda Festus Okey’in ölümüne neden olan polis memuru Cengiz Yıldız’ın vekili, diğerinde müdahillik talebiyle bekleyen avukat kafilesi.
Avukat Ömer Kavili, Prof. Dr. Gençay Gürsoy’un kişisel müdahillik dilekçesini sunuyor. Mazlum-Der adına Muhammet Buhari Çetinkaya, CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel adına da Muhsin Kemal Şimşek orada. Teleplerini dile getirmeleriyle reddedilmeleri bir oluyor. Duruşma sonunda haklarında birer de suç duyurusu yapılacak. Hem suçtan doğrudan zarar gören kişiler olmadıkları halde adil yargılama sürecini etkilemeye çalışmaktan, hem de mahkemeye hakaretten.
Dört yılda davada arpa yarısı kadar ilerlenememesi, soruşturmayı genişletmek için müdahillik talep edenlerin defalarca reddedilmesi ve hatta haklarında suç duyurusunda bulunulması yüzünden daha ilk saniyeden gergin başlıyor duruşma. 

Avukatların önündeki monitor çalışmıyor, içlerinden birinin zabıt katibinin yanında oturması talebinde bulunuluyor. Mahkeme başkanı önce “Tamam” diyor, sonra sadece ayakta durmasına izin veriyor. Avukatlar ağızlarından çıkanların zapta tam geçmediğinden endişeli.
Gerginlik, mahkeme başkanının avukat Kavili’yi dışarı çıkarmasıyla, bunu protesto eden Muhammet Buhari Çetinkaya’nın da salonu terk etmesiyle sonuçlanıyor. Başkanın avukat Muhsin Kemal Şimşek’in adını kayıtlara iki kez Muhsin Ertuğrul olarak geçirmesi salonda gülüşmelere yol açınca da önce “Boşaltın salonu”, sonra da “En çok ön sıradakiler güldü, boşaltın orayı” geliyor. Mahkeme Başkanı İshak Eken, “Deşarj olmak için maça gidin, tiyatroya gidin” diyor sinirle. 

Karşımızdaki bir tür tiyatro aslında. Avukat Alp Tekin Ocak, o gün yine duruşma öncesi bir basın açıklaması yapan Göçmen Dayanışma Ağı’yla birlikte haftalarca uğraşarak Festus’un Güney Afrika’da yaşan kardeşi Tochukwu Gamellah Ogu’dan vekâletname getirmiş. Yani ailesi davaya taraf olabilecek, kabul edilirse ilk defa tetiği çeken memur dışındakilerin de yargılanma ihtimali doğacak, birlikte gözaltına alınan arkadaşı Mamaria Oga ifadeye çağrılabilecek. Üç saniye kadar göz atılan vekâletname reddediliyor. Neden? Çünkü kardeşiyle soyadı tutmuyor. Nereden bilelim kardeş olduklarını?
Dört yıldır kimliği bilinmeyen bir insana dair ‘karşı’ taraftan ilk defa resmi bir belge geliyor, “Bu neden böyle” diye sorulmuyor, avukatın açıklamasına izin verilmiyor. Belki Festus Okey toptan yanlış. 

Anne Love Ogu, baba Okey Ogu. Üç erkek kardeşi var: Tochukwu Ogu, Onyedi Ogu ve Frank Anayo Oke Ogu. Bir de kız kardeşi var: Abigail O. Ogu. Evet, hepsinin soyadı Ogu, bir tek Festus’unki Okey. Bu durumun açıklaması, gazeteci Ahaoma Kanu’yla yaptığım söyleşide… Nijerya’da en sevilen çocuğa, babanın ismini soyad olarak yazdırmak gibi bir alışkanlık var Nijerya’da. O kadar acı ki, Festus’un ailesinde çok sevilmesi, ölümünün aydınlanmasında işleri zorlaştırıyor. 

‘Festus Okey’in idamına…’ 
Avukat Ocak, şimdi Nijerya Büyükelçiliği üzerinden aile nüfus kütüğüne ulaşmaya, veraset ilamı çıkarmaya çalışacak. Eğer ertelenen 13 Aralık’ta karar verilirse, Yargıtay’daki temyiz sürecinde müdahillik ısrarını sürdürecek.
Gelelim savcının mütalaasına... Dört yılda dosyaya sanık ve sanığı onaylar tanık ifadeleri dışında eklenen neredeyse tek şey otopsi raporu. Orada da kurşunun boğuşurken mi isabet ettiği, yoksa silahın karşıdan mı ateşlendiğinin yaraya bakarak belirlenemeyeceği yazıyor. Gerçek atış mesafesini söyleyecek gömlek kayıp ama sanki bir kalem kaybolmuş, o derece normal her şey. Neden nezarethane yerine o kamerasız odaya alındığı, polisin nasıl silahlı ve silahın da emniyeti açık olabildiği, Festus’un polisin belindeki silaha saldırdığı hikâye, o boğuşma, defalarca hatırlatılan külodunda saklı uyuşturucu… Yan tarafımda oturan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu bir ara şöyle söylendi kendi kendine: “Festus Okey’in idamına…” 

Afrikalı, yasadışı göçmen, bir de üzerinde uyuşturucu çıkmış. Müstahak mı yani? İsmi George olsa ne olur, Ferdi olsa ne? Ortada bir ölü, Nijerya’nın bir köyünde hâlâ ağlayan bir anne var. Savcının istediği cezanın alt sınırı üç, üst sınırı dokuz yıl. Bu gidişatta alt sınırın çok üzerine hazırlanmamak gerekiyor. Nijerya’dan gelen pasaport bilgileri, cenaze teslim kâğıtları elde. İş, aile kütüğüne ulaşılabilsin. Yoksa boşuna sanık adı yazmasın, Festus Okey kim vurduya gidecek.

Gazeteci Kanu: ‘Onun soyadı aileden farklı, çünkü...’
Ahaoma Kanu, National Daily’de yazıyor. Okey davasını ilk haberleştiren oydu, sonra da peşini bırakmadı. İşin Nijerya tarafını anlatması açısından söyledikleri çok önemli… 

Nijerya basını Festus Okey’le ilgili haberleri nasıl gördü? 
Sonuçta her yerde temsilcimiz yok. Türkiye’deki Nijeryalılardan bilgi akışı oldu. Sizdeki haberlerden, sosyal medyadan yararlandık. Bu konularla ilgim yüzünden, herhalde ilk haber yapanım. 

Kimlik bilgileri dört yıldır gelemedi. Süreç neden uzadı sizce? Nijerya’nın çabasını yeterli buluyor musunuz? 
O ara Nijerya’da yaşananlar, ihmalkâr davranılmasına yol açmış olabilir. Üç ay öncesinde, devlet başkanı değişmişti. Olusegun Obasanjo görevi kötü bir ordu yönetiminden almıştı. Yani 2007’deki demokratik bir hükümetten diğerine ilk devir teslimdi. Yar Adua hükümeti Festus öldürüldüğünde daha çok yeniydi. Dönemin Dışişleri Bakanı Ojo Maduekwe, takip etti. Zaten onun ısrarıyla cenaze buraya getirilebildi. Sonrasıyla ilgili bilgim yok açıkçası. Mart 2010’da Yar Adua’nın ölmesi, ayaklanmalar ve en son Boko Haram terörizm tehdidi, Nijerya’nın davaya konsantrasyonunu kaybetmesine yol açtı. Tamamen sorumlu davrandıklarını söyleyemem, hükümeti savunmaya çalışmıyorum. 

Polis şiddeti Nijerya’da ne kadar tanıdık bir mevzu sizin için? 
Neredeyse sistematik bir biçimde polis şiddetine aşinayız. Masum vatandaşların polis kurşunuyla hayatını kaybetmesi, rüşvet meseleleri yüzünden polis tarafından öldürülenler, hatta polislerin birbirlerini öldürdüğü vakalar… Bunlar genelde sorumlu memurun tutuklanmasıyla sonuçlanır ama kovuşturma nadirdir. Sadece bu yıl beş vaka var böyle. 

Türkiye için kafa karıştırıcı ama Nijerya için normal. Siz çocuğunuzun soyadını belirleyebiliyorsunuz. Biraz açıklayabilir misiniz? 
Evet, sık yaşanır. Ben çocuğuma soyadım olan Kanu yerine ilk ismim Ahaoma’yı verebilirim. Çok çocuklu ailelerde genelde en sevilen çocuğa yapılır bu. Bu yüzden ailede herkesin soyadı Ogu, bir tek Festus’unki, babasının adı olan Okey. Bizim için bu çok normal.

Festus Okey’in annesi: Türkiye beni de öldürdü
Gazeteci Ahaoma Kanu, yaşadıkları Abie State’deki küçük köyde Festus’un annesi Love Ogu’yla da görüşmüştü. Ogu, evinin önüne açtığı tezgâhta sebze-meyve satarak ailenin geçimini sağlamaya çalışıyor. Oğlunun ölüm haberini telefonda almış. Söyleşi sık sık ağlama sesleriyle kesilmiş. Ogu, şu anda 62 yaşında ama üzüntüden daha yaşlı göründüğünü söylüyor Kanu. 79 yaşındaki baba Okey Ogu’nun durumu da farksız.
Karşısında bir gazeteci görünce annenin ilk sorusu “Türkiye’den misin?” olmuş. Sonra anlatmaya başlamış: “Festus umudumdu. Benimle ve kardeşleriyle o kadar yakından ilgilenirdi ki, onun sayesinde hayatta açlıktan ölmeyeceğimizi bilirdik. Şimdi yine yoksulluğa mahkûmuz.”
Festus’un hayali futbolcu olmak… Ama yakın arkadaşının oğlu, Sam Okwaraji milli takımda oynarken bir sağlık sorunu yüzünden öldüğü için, Love Ogu oğlunun futbolla ilgilenmesinden memnun olmadığını anlatıyor. “Başka bir iş yapsın diye çok dua ettim ama o futbol istedi. Buradayken profesyonel olamamıştı ama iyi oynardı. Başına bunların geleceğini bilsem yollar mıydım?” Gideli üç yıl olmuştu; 25 yaşındaydı… 

‘Seni de güldürürdü’ 
Annesi ‘Sevgi dolu bir insan’ olarak tarif ediyor Festus’u: “Şu anda burada olsaydı inan seni de güldürürdü. Sorun çıkaran bir insan değildi. Biriyle arasında gerginlik olacağına, orayı terk eder giderdi.” Zaten Nijerya’da hiçbir sabıkası yok.
Ogu bu kaderde yalnız olmadığını da iyi biliyor. Çünkü sadece oğlunun öldüğü 2007’nin ilk yarısında Avrupa’nın farklı yerlerinde polis şiddetiyle hayatını kaybeden Nijeryalı sayısı dört: “Bu çocuklarını uzaklarda kaybeden diğer Nijeryalı annelere seslenme fırsatı versin. Bugün benim oğlum ölür, ertesi gün başka bir anne çocuğu için yas tutar. Eğer birlikte durursak, başka bir Nijeryalının öldürülmesini önleyebiliriz. Benim oğlum başarabilseydi, iyi bir futbolcu olacaktı ve Nijerya onunla gurur duyacaktı belki.” 

Dört gün önce konuştuk 
Kanu, annesine hiç Festus’un hayatıyla ilgili endişe duyup duymadığını soruyor: “Ne diyeyim? Senin de annen vardır. Hiçbir anne bir gün kendi oğlunu gömeceğini düşünmez. Acım büyük. Oğlum nerede benim? Kimseye bir kötülüğümüz olmadı şu hayatta. Neden böyle bir şeyi hak ettik! Türkiye beni de öldürdü.”
Love Ogu, oğluyla ölümünden dört gün önce konuşmuş. Planı, o senenin sonunda ailesini ziyaret etmekmiş.
Ailenin avukatı Kalu Anyaele, katilin cezalandırılması kadar, ailenin acılarının da tazmin edilmesi gerektiğini söylüyor Kanu’ya. Haklı bir sorusu var: “Bir Türk vatandaşının başına böyle bir olay gelseydi, ne yaparlardı?”