Nejat İşler OT dergisinin Mayıs sayısı için kaleme aldığı "İşçisin sen, işçi kal" başlıklı yazısında, babasının nasıl iflas ettiğini anlattı. İşler yazısında, babasına her zaman "Baba, işçisin sen, işçi kal" demek istediğini söyledi.

İşte Nejat İşler'in babasının hikayesini anlattığı o yazısı:

İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL

"80'li yılların ortası. Benim peder iş bulmakta zorlanıyor, ancak bir şekilde de emekliliğine az kalmış. Neyse, derme çatma bir iş bulundu, -galiba Topçular'daki bisiklet fabrikasıydı- emekliliğine gereken iş günü dolduruldu. Çok b...tan bir emeklilik tazminatıyla işçilik hayatına veda etti. SSK denen kurum, en alt meblağdan emekli etti babamı. Nedendir bilinmez, hayatında ilk defa çalışmadan para aldığından mı, yoksa kahvedeki arkadaşlarının gazından mı, babam emeklilik tazminatıyla esnaflık yapmaya karar verdi. Bizim ailede al-sat işi yapan neredeyse yok. Aklıma gelen 3 kişi de gayet başarısızdılar ticaret hayatında. Onlar ayrı yazının konusu...

Dükkan bulundu. Manav olacakmış. Babam ne esnaflık bilir, ne çiftçilik, sebze yemeyi sevmez, meyveye yan bakar, evin alışverişini pazardan dedemle annem yapar. Tuhaf bir durum. Bak, yazarken bile sinirlendim, herhalde kahve arkadaşlarının buna kazığı. Neyse, dükkan tutuldu. Osmaniye'de. Osmaniye neresi? Veliefendi Hipodromu'nun yanı. Mevsim yaz, okul tatil, ben de babamla beraber manavlık sektörüne girdim...

İki ay falan sürdü esnaflık maceramız. Zaten işlemeyen manav dükkanının borçlarıyla beraber, babamın Veliefendi'ye yatırdıkları yan yana gelince iflas ettik. Emeklilik tazminatı taklaya geldi yani. Babam, yetenekli olduğu sanat işlerine iç dekorasyon elemanı olarak devam etti, ben de okuluma. Hep söylemek istedim ona, bir türlü tamir ettiremediği pikabın yanındaki Cem Karaca 45'liğinin üstüne yazdığı yazıyı; 'Baba, işçisin sen, işçi kal'...