Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 48’inci duruşmasına tanık olarak dinlenen Nedim Şener, Dink cinayetinde herkesin kafasına göre bir fail yaratmaya çalıştığını söyleyerek, “Cinayet organizasyonunun içinde devletin tüm kademeleri rol aldı” dedi.

Cansu Pişkin'in Evrensel'de yer alan haberine göre aralarında dönemin polis şefleri, Celalettin Cerrah, Engin Dinç, Ramazan Aküyrek, Ali Fuat Yılmazer, Ahmet İlhan Güler’in de bulunduğu kamu görevlerinin yargılandığı Dink cinayeti davasının duruşması Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmada tutuklu sanık dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, tutuksuz sanık Trabzon eski Emniyet Müdürü Reşat Altay ile İstanbul eski Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hazır bulundu.

“Benim için ilahi adaletin tecelli ettiği an. 3 Mart 2011’de Dink cinayetini araştırdığım ve Ergenekoncu olduğum iddiasıyla tutuklanmıştım” diyen gazeteci Nedim Şener, Dink cinayetine ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:

“Devletin bütün kanatlarının içinde yer aldığı bir suç faaliyeti ortada. Kimi ihmal, kimi bizzat göz yumarak, kimi örgüt üyesi olarak bu işin içinde yer aldı. Dink cinayeti devletin namus davasıdır. Eğer aydınlatılmazsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti soykırım iddialarının altında kalır.”

Dink cinayetini anlamak için “Sabiha Gökçen’in 80 yıllık sırrı” haberine bakmak gerektiğini söyleyen Şener, söz konusu haberden bir gün sonra Hilmi Özkök’ün genelkurmay başkanı olduğu dönemde Dink’in hedef alınarak Genelkurmay sitesinden açıklama yapıldığını hatırlattı.

‘YALANI TAKİP EDİN SUÇLUYU BULURSUNUZ’

Dink cinayetinin içinde devletin tüm kademelerinin rol aldığını savunan Şener, “Genelkurmay başkanlığı bir yandan bildiri yayınlarken ikinci koldan da MİT’i devreye sokuyor. Siyasetçiler de var organizasyonun içinde FETÖ’cü Abdülkadir Aksu ve Beşir Atalay da var. Bu salon hala yalanlar üzerinden bir yere gitmeye çalışıyor. Yalanı takip edin suçluyu bulursunuz çünkü hep yalanlarla manüplasyonlarla geçti bu dava. Dink cinayetinin karartılmasında Zekeriya Öz ile birlikte daha önce Erhan Tuncel’in tahliyesine karar veren 14 Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinin de yargılanması gerekir. Dink cinayeti bana devletin ve gazeteciliğin ne olduğunu gösterdi. Cinayetten sonra örgüt yoktur kararını veren mahkemeymiş asıl örgüt” dedi.

Şener, cinayetin en başta Ergenekonculara yıkılmak istendiğini, ancak daha en başından beri işin içinde 'FETÖ’nün olduğunun ortada olduğunu ifade etti.

Şener, Dink’in asıl korktuğunun devlet olduğunu ve bu yüzden devletten koruma istemediğini belirtti.

Dink cinayeti ile Rahip Santoro cinayetinin bağlantısı olduğuna dikkat çeken Şener, “Rahip Santoro cinayeti Dink cinayetinin provasıdır. Bu cinayet bir çocuğun işlediği cinayet olarak kaldı ve unutuldu gitti. Abdülkadir Aksu ve Beşir Atalay baştan beri her şeyi biliyordu. Torunu Burak Aksu da Gülen’in dizinde büyüdü. Herkes kafasına göre bir Dink cinayeti faili yaratmaya çalışıyor” diye konuştu.