Jitem tarafından katledilen, Kürt aydın- yazar Musa Anter davasının, 14 Mart'ta görülen duruşmasında, Musa Anter suikasti davasının seyrini değiştirecek bir gelişme yaşandı. Davada 'tanık’ olarak ifadesi alınan MİT eski Müsteşarı Mehmet Eymür’ün AKP Milletvekili Orhan Miroğlu ile ilgili,  'biz Yeşil ile beraber, Orhan Miroğlu’nu Tayfun olarak bilirdik' demesini, Musa Anter'in oğlu, Dicle Anter değerlendirdi.

NEDEN 10 GÜNDÜR SESİ ÇIKMIYOR

Fırat Haber Ajansı'na konuşan Dicle Anter şunları söyledi: "Bildiğiniz gibi Musa Anter davası 14 Mart’ta Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bu davanın önemli kısmı 3 tanesi dönemin idari sorumluların tanık olarak mahkeme salonuna gelmesiydi. MİT Müsteşarı Mehmet Eymür, Orhan Taşanlar ve Susurluk raporu hazırlayan Kutlu Savaş. Bunların ifadelerinde yeni yeni bulgular ortaya çıkıyor. Bunlardan en önemlisi MİT Müsteşarı Mehmet Eymür’ün ‘biz Yeşil ile beraber, Orhan Miroğlu’nun Tayfun olarak bilindiği’ konusunda bir ifade kullandı. Orhan Miroğlu’nun 'Tayfun' olarak sözü geçmesi açıkçası biz Anter ailesini tedirgin etti. Niçin Tayfun? Aradan 10 gün geçmesine rağmen halen Orhan Miroğlu'ndan bu iddiaya karşı bir cevap gelmedi.

MECLİS EL ATMALI

Bizim için en önemli konu şuan ‘Tayfun’ kod isimli Orhan Miroğlu’nun böyle tanınmasıdır. Bu konuda mecliste bulunan milletvekillerin de harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Tüm partilerin milletvekilleri bu konu üzerinde durmaları gerekmektedir. Ancak bu konuda hiçbir partiden mecliste böyle bir insanın olduğu ve araştırması gerektiği noktasında bir girişimleri olmadı. Aile olarak Meclis’e bir soru önergesi verilmesini beklerdik. Zaten Orhan Miroğlu’nun bu süre zarfında sessiz kalmasını bizce suçu kabul etme anlamına gelmektedir. 25 Nisan’da tekrar mahkeme görülecek, Miroğlu’nun da mahkemeye geleceğini düşünüyoruz.”

ŞÜPHELERİMİZ İYİCE ARTTI

"Orhan Miroğlu’nun samimiyetine baştan beri aile olarak inandıklarını"da dile getiren Anter, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orhan Miroğlu ile ilgili uzun süredir böylesi spekülasyonlar vardı, babam vurulduktan sonra uzun seneler zaten hiç konuşmadı. Sonradan ifade vermeye başladı. İnsanın ister istemez aklına bazı şeyler geliyordu ancak biz öyle değerlendirmemiştik. Orhan Miroğlu’nun o zaman samimiyetine güvenmiştik. Nihayetinde o da mağdur bir insandı, yaralanmıştı. O şüphemiz ‘Tayfun’ isminin ortaya atılmasıyla bu şüphe yüzde yüz arttı. İnsan kesin bir şey de söylemek istemiyoruz çünkü daha onun ifadesine de başvurulacak. Ancak biz davanın yürütülebilmesi için elimizden geldiğince hassasiyetimizi sürdüreceğiz" dedi.