Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in hazırladığı “Hasta Mahpuslar Raporu” bugün açıklandı.

Rapor, 28 hapishanede 96 tutuklu veya hükümlüyle yüz yüze görüşülerek hazırlandı.

Bianet'ten Ayça Söylemez'in haberine göre, 104 sayfalık raporda, ziyaret edilen hapishanelerin koşulları, hasta mahpusların hastalıkları, hapishanelerdeki insan hakları uygulamaları, uluslararası anlaşmalara uygunluk ve çözüm önerileri şeklinde başlıklar yer alıyor.

Bu başlıkların yanı sıra raporun ekler kısmında hapishanede yapılan görüşmelerin özeti var.

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI İLK SIRADA

Adalet Bakanlığı’nın açıklamasına göre, hapishanelerde 500’den fazla hasta mahpus bulunuyor. İnsan Hakları Derneği’nin açıklamasına göre de bu hastalardan 100 kadarı ölümcül noktada.

Rapora göre, ağır veya ölümcül hasta olan mahpusların yüzde 38’i 30-40 yaş grubunda.

Hastaların yüzde 54’ü birden fazla hastalığa sahip durumda.

Sindirim sistemi hastalıkları ise yüzde 70’lik oranla birinci sırada yer alıyor. Raporda, bu oranın, beslenmenin hapishanede en büyük sorunlardan biri olduğunu gösterdiği ifade edildi.

Raporda, “işkence veya ölüm oruçlarından dolayı oluşan kalıcı hastalıkların oranının da dikkat çekici olduğu” vurgulandı.

Gözaltında veya hapishanede uygulanan işkence sonucu hastalık sahibi olanların oranı yüzde 5,6.

SAĞLIK HİZMETLERİ YETERSİZ

Rapora göre, mimari yapı, beslenme, ısınma ve hapishane içi uygulamalar hastalıkların ortaya çıkmasına ve var olan hastalıkların ilerlemesine zemin oluşturuyor; sağlık hizmetleri ise yetersiz ve baştan savma.

Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün resmi verilerine göre, 2000-2011 arasında hapishanelerde 2 bin 24 kişi hayatını kaybetti. Raporda, bu mahpusların 1000’e yakınının yeterli ve gerekli sağlık hizmeti alamadığı için hayatını kaybettiği ifade edildi. Adalet Bakanlığı ise hastalık sonucu hayatını kaybedenleri “eceliyle ölenler” başlığı altında değerlendiriyor.

SÜRE UZADIKÇA HASTALIKLAR ÇOĞALIYOR

18 farklı hapishanede görüşülen 96 mahpusun yaş ortalaması 41,59. 96 mahpustan dokuzu ağırlaştırılmış olmak üzere 36’sı müebbet hapis cezası mahkumu. Müebbet hapis cezası çekenlerin hapiste kaldığı süre ortalaması ise 15,5 yıl.

“15 yılı aşkın bir süre hapishanede kalan ve görüşülen mahpusların yaklaşık yüzde 40’lık bir oranını oluşturan müebbet hapis cezalıların hasta mahpuslar içindeki oranının yüksek olması, uzun süre hapishanede kalanların daha fazla hastalığa yakalandığının bir göstergesidir.”

“Hem fiziksel şartların hem de insani koşulların ağırlığı belirli bir dönemden sonra hastalıklara dönüşüyor ve bu hastalıkların önemli bir kısmı kronikleşiyor.”

GÖZ HASTALIKLARI ÇOK YAYGIN

Raporda ayrıca, neredeyse tüm mahpusların gözlerinden şikayetçi olduğu da belirtildi:

“Bu durumun, sürekli kısa mesafeye bakmak, aynı renk tonunu sürekli görmek ve ufuk çizgisini hiçbir zaman görememekten kaynaklı mevcut cezaevi yapısının ve infaz sisteminin getirdiği kaçınılmaz bir sonuç olduğu biliniyor.”

KENDİNE BAKAMAYAN HASTALAR DA VAR

Hasta mahpuslardan yüzde 5,6’sı yatalak ve kendine bakamayacak durumda. Ölüm oruçları kaynaklı Wernicke-Korsokoff hastalığına sahip olan mahpusların oranı da yüzde 8,9. Korsokoff hastası olan bazı mahpuslar, cezai ehliyeti olmadığına dair rapora sahip olmalarına rağmen halen hapishanede tutuluyor.

Kalp hastalıkları ve kanser gibi hastalıklara sahip olanların oranı ise yüzde 15 civarında.

NEDEN HASTALANIYORLAR?

Raporda hastalıkların sebepleri de şöyle sıralanıyor:

Stres, sürekli kapalı alanda kalmak, F tipi cezaevlerindeki ağır tecrit şartları, günlük 4 TL’lik ücretle üç öğün yemeğin çıkartılmaya çalışılması nedeniyle yemeklerdeki kalitesizlik, her türlü rahatsızlık için verilen tek tip diyet yemeği, doktora acil durumlarda bile saatler sonra ulaşmak ve normal taleplerde haftalar sonra ulaşmak, eksik ya da tamamen yanlış ilaç kullanımı, havalandırma ve iklimlendirme eksiklikleri, nem kontrol eksiklikleri, düzenli sıcak ve soğuk suyun sağlanamaması, sadece günün belli saatlerinde temiz suya erişim.