Paris’te öldürülen üç Kürt kadın siyasetçi ile ilgili son günlerde ortaya çıkan yeni belgeler çarpıcı bir yorum geldi. Taraf gazetesinin emniyet kökenli yazarı Emre UsluMİT, JİTEM’in rolünü almış!’ yorumunda bulundu.

İşte o yazı:

PARİS CİNAYETİNİ MİT Mİ YAPTI?

Paris’te öldürülen üç PKK’lı ile ilgili ilginç geçişmeler oluyor. Önce Ömer Güney’in ses kaydı internete düştü. PKK kaynakları ses kaydının Ömer Güney’e ait olduğunu doğruluyor.

Güney o kayıtta cinayeti nasıl işleyeceğinin planlarını yapıyor. İstihbarat dünyasını bilenler bilir ki, bu tip işlere girenler kendi güvenlikleri için böylesi kayıtları yaparlar ve bir kenara bırakırlar.

Belli ki Ömer Güney veya orada cinayet planı yapan üçüncü şahıslar bu kayıtları yapmışlar. Kayıtların içeriğine baktığımızda gerçekten de bir cinayet planı yapıldığı görülüyor.

Profesyonel bir cinayet planından en önemli şey kaçış planıdır. Ömer Güney için de kaçış planı yapılıyor.

Daha önemli belge bir gün sonra geldi. İnternete düşen bir belgede MİT’in PKK liderlerine yönelik öldürme planı yaptığı, bunun için Avrupa’da lejyonerlerden kurulu bir tim kurduğu anlatılıyor.

Belge hakkında MİT tutarsız bir açıklama yaptı. MİT, resmî açıklamasında belge sahte demedi. Soruşturma başlatıldı, dedi.

Medya bu açıklamayı MİT cinayet kabul mü ediyor şeklinde sorgulayınca MİT el altından bilgi sızdırmaya başladı. Belgenin sahte olduğunu iddia ediyor ama belgenin MİT’in içinde mi dışında mı hazırlandığını araştırıyor, şeklinde açıklamalar geliyor.

Belli ki MİT, insanların kafasını karıştırmak için böylesi açıklamalar yapıyor. O belgenin sahte olup olmadığının anlaşılması iki dakikalık bir mesele. Zira belgenin üzerinde hem el yazısı var hem de MİT belgelerine özel barkod sistemi. O el yazısının kime ait olduğu da on dakikada tespit edilebilecek bir konu.

MİT’in manipülatif açılamalarından anlaşılıyor ki, o belge buz gibi MİT belgesi.

Daha önemlisi MİT’in Devrimci Karargâh örgütüne sızdırdığı, İsviçre’de yaşayan Murat Şahin isimli bir ajan Türkiye’de Devrimci Karargâh operasyonunda gözaltına alınmış daha sonra MİT tarafından serbest bıraktırılmıştı. Şahin’in açıklamasına göre kendisi için MİT Polat Küçük isimli bir avukat bile tutmuştu. Ne tesadüftür ki o avukat MİT’e yakın paralel internet sitesinde köşe yazarlığı yapıyor.

Murat Şahin Avrupa’ya döndükten sonra PKK gazetelerine konuşmuş, Paris cinayetini MİT’in organize ettiğini, Çankaya’da Teyze isimli bir MİT mensubunun Avrupa’daki gençleri (lejyonerler) organize ettiğini anlatmıştı.

Yeni çıkan belgeler MİT’çi Murat Şahin’in o dönemde anlattığı bilgilerle bire bir örtüşüyor.

Şimdi soru şu? MİT bir yandan çözüm sürecinde ilerlerken bir yandan PKK’lıları neden öldürsün?

Esasen bunun cevabı da basit. MİT- PKK ilişkisini bilenler açısından, MİT’in böylesi eylemler yapması çok çelişkili bir tutum değil. Bunu anlamak için özellikle devletin 2012’de yaptığı stratejik savaş anlayışına bakmak gerekiyor.

2011-2012 yıllarında devlet PKK’nın orta kademe liderlerine yönelik birtakım stratejik operasyonlar yaptı. Özellikle nokta operasyonlarıyla PKK’nın liderleri Yücel Halis, Rüstem Cudi, Çiçek Kıçi, Dağlıca saldırısının organizatörü Ape Hüseyin kod adlı Kadir Çelik gibi birçok PKK yöneticisi öldürüldü. Bu stratejinin son halkasında Fehman Hüseyin’e yönelik saldırı planları yapılırken PKK MİT’i tuzağa düşürüp yanıltmış, Uludere faciası yaşanmıştı.

Bu ölümlerden anlaşılıyor ki devlet PKK’nın orta kademe yöneticilerine yönelik bir saldırı planlaması yapmış. Ömer Güney’in ses kaydında ve ortaya çıkan MİT belgesinde bize yansıyan planlama işte o stratejinin parçası.

Anladığım kadarıyla MİT bir yandan görüşmeleri sürdürürken, diğer yandan görüşmelere engel olabilecek kişileri infaz ettirerek bu cinayeti işletmiş olabilir. Burada Sakine Cansız’ın çözüm sürecine ilişkin tutumunu tam bilmiyoruz. Belki o tutumu nedeniyle, belki de Sakine Cansız’ı öldürerek diğer PKK liderlerine mesaj vermek için de bu cinayet işlenmiş olabilir.

Cinayet belgelerinden ortaya bir başka gerçeklik daha çıktı. MİT, JİTEM’in rolünü almış. Hrant Dink cinayetinden, Malatya’daki misyoner cinayetlerine kadar hemen her cinayette ipuçlarından biri mutlaka MİT’e gidiyor. En son Sakine Cansız cinayetinde de MİT’in parmağı ortaya çıktı...