Yeni Özgür Politika gazetesinin haberine göre, gazete ile irtibata geçen MİT ajanı Murat Şahin, Ömer Güney hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gazete haberinde MİT elemanı olan Murat Şahin'in MİT'e nasıl girdiği, neden gazete ile irtibata geçerek konuyla ilgili bilgi verdiği gibi konular uzun uzadıya anlatılırken, Şahin, Yeni Özgür Politika'nın, "Gazetemize neden konuşmak istedin?" sorusuna ise şu yanıtı veriyor:

"Çünkü ortada bırakıldım. Resmi olarak hala MİT ajanıyım. Devrimci Karargah davasında Başbakanlığın emriyle serbest bırakıldım. Ama bu emir; yazılı olarak mahkemeye verilmediği için her an tutuklanabilir ya da bir grubun hedefi olabilirim."

Yeni Özgür Politikanın aktardığına göre, Murat Şahin gazeteye önce M.Z. rumuzuyla Milano’da yaşıyor gibi tanıtılmasını ve hangi operasyon sonrası isminin deşifre olduğunun belirtilmemesini şart koşuyor. Ancak gazete yönetiminin kendisiyle konuşmasının ardından, 'dönemin de hassasiyeti ve manipülasyon ihtimalinin gözardı edilemeyeceğine karar veriliyor' ve haberin bu şekilde yayımlanması kararına varılıyor.

Şahin'in Ömer Güney hakkında verdiği bilgiler ise şunlar:

ÖMER’İ RESMİNDEN TANIDIM

Fransız savcının yaptığı açıklamanın ardından medyaya yansıyan Ömer Güney’in fotoğraflarından MİT’teki “Parisli heval” olabileceğinin kafasına takıldığını belirten Murat Şahin, internette saçılan diğer fotoğraflara da bakınca bunun “Parisli heval” diye tanıtılan kişi olduğunun netleştiğini söyledi.

TEYZE’ FOTOĞRAFINI GÖSTERMİŞTİ

Murat Şahin anlatıyor:

"Ömer ile hiçbir yerde karşılaşmadım ve birlikte çalışmadım. Ankara’da bağlı olduğum birimin başındaki ‘Teyze’ kod adlı bayan, Ömer’in fotoğrafını göstererek 'Bu, Paris elemanı, hiç gördün mü, tanıdın mı, bu heval oluyor' diye sormuştu. İlk defa orada resmini gördüm. Bana başka da bir şey söylemedi. Belki de, Avrupa’da onu tanıyıp tanımadığımı, ilişkim olup olmadığını test ediyordu. Belki de bana Ömer’i deşifre etmek için fotosunu gösterdi. Ya da başka bir neden. Ben de 'tanımıyorum' dedim va sohbet öyle kapandı. Bana bir ara 'Hollanda aldı ama ucuz yırttı, dikkat edin' demişti. ‘Teyze’nin gösterdiği ve 'Parisli heval' dediği kişi, Ömer Güney’in ta kendisidir. Bundan eminim."

KİM BU ÇANKAYA’DAKİ TEYZE?

Bizim birimin başıdır. 55-60 yaşları arasındadır. Uzun yıllar birimde çalışmış, tecrübeli bir bayandır. Sol örgütlere bakan birimdir bu. Kürt birimi ayrıdır. Ankara Çankaya’da tepeye doğru bir evde konumlanır. Özel bir dairedir ama MİT’e çalışır. Biz Ankara’ya gitiğimizde ‘Teyze’ ile orada buluşuruz. Ömer’in fotosunu da orada göstermişti. Karadenizli olduğunu duydum. Adını bilmeyiz ve soramayız. Bizim için sadece ‘Teyze’dir.

ELÇİLİKLER BİLİR

"Avrupada sol örgütler ve Kürtlere karşı MİT faaliyetleri elçilikler bünyesindeki elemanlarla sürdürülür. Sokaktaki MİT elemanları talimatları bunlardan alırlar. Mesela İsviçre’deki görevli Bern Büyükelçiliğinde çalışan Ali Doğan’dır. Daha önce ise Mutlu’ydu."

NEDEN PARİS CİNAYETLERİ?

"Bence Ömer tek başına değildir. O tetikçidir. O yanında uzman 2-3 iyi ajan olmadan bu işi yapamaz. Tek başına yapması imkansız. Aldığımız eğitimlerde de zaten tek başına yapılması uygun görülmez. Paris katliamı, MİT içindeki sertlik yanlılarının işidir. Çünkü öyle bir kanadın varlığını en iyi biz biliriz. MİT içinden JİTEM ve Ergenekon’a kadar. Bazıları savaşın devamından, Kürtlerin hiçbir hak almamasından yana, bazıları ise çözümden yana. Bence bu kanatların çekişmesinin bir ürünüdür. Ömer eğer tutuklanmasaydı, ya Paris’ten çıkarılır ya da başına bir şey gelirdi. Eğer tetikçi o ise konuşmayabilir. Vaatler verilmiştir."

SIZMA YÖNTEMİ NASIL?

"Ömer Güney’in Kürt derneğine sızması, zaten bilinen bir yöntemdir. Avrupa’da derneklere sızmak kolaydır. Zor olan hedef seçilenlere yakın olacak kadar ilişki kurmaktır. Ömer tahmin ediyorum, dernek çalışanlarından daha keskin, daha atılgan, her şeyi yapan, koşan bir görüntü vererek güven kazanmıştır. Bu güven olmasaydı, bu kişilere bu kadar yakın olamazdı."

FRANSIZLARA KONUŞUR MU?

"Fransa polisi ve yargısı can güvenliğimi garanti ederek bilgime başvurmak isterse, bildiklerimi onlara anlatırım."

İDDİANAMEYE YANSIYAN ANLATIMLARI

Devrimci Karargah davasının iddianamesinde, Şahin’in anlatımlarına yer verildi. İddianamedeki anlatımlarına göre Zürih’te yaşayan Şahin, MİT’in görevlendirmesiyle Facebook’ta sol içerikli bir sayfa açtı. Sayfada Türkiye’den, kendisini ‘Deniz’ diye tanıtan Bayram Akdoğdu’yla tanıştı. DK’lı olduğu ileri sürülen Akdoğdu, çıkardıkları ‘Devrimci Cephe’ adlı dergiyi Zürih Halkevi’ne göndermek için Şahin’den aracı olmasını istedi. Şahin, Şubat 2011’de, örgütün askeri kanat sorumlusu olduğu iddia edilen ‘Faruk’ kod adlı Şemdin Şimşir’le tanıştı. Şahin, 1 Mayıs’a katılmak üzere İstanbul’a gelip Bayram Akdoğdu ile buluştu.

1 Mayıs’tan sonra İsviçre’ye dönen Murat Şahin, 2 Aralık 2011’de Şemdin Şimşir ve Eyüp Çelik ile buluştu. Şimşir, Şahin’in Türkiye’ye giderek, örgüt sorumlusu olduğu iddia edilen ‘Vural’ kod adlı Volkan Karakuş’a iletmesi için yazılı not verdi. Ayrıca ‘Vural sokaklar ve liselere yönelik faaliyetlerde bulunsun’, ‘Aşağıya adam yollayabilirse adam bulsun’ ve ‘Ayın 20’sine kadar dergi için net haber versinler’ şeklindeki sözlü notları da aktarmasını istedi. Şimşir, MİT’çi Şahin’e buluşma adresi olarak kardeşi Gülseren Poyraz’ın kitapçı dükkanını gösterdi. Şahin, DK’lı Volkan Karakuş ile buluşmak üzere 3 Aralık 2011’de Türkiye’ye geldi. İlk olarak, notun fotokopisini MİT’e veren Şahin, bir gün sonra Karakuş’la buluştu ve notları teslim etti.