Hakkında ‘öldürüldüğü’ yönünde haberler yapılan Mihrac Ural’la yapıldığı iddia edilen bir röportaj yayınlandı.

Suriye Lazkiye’de kendi kurduğu Mukaveme Suriyyi (Suriye Direnişi) hareketinin lideri Mihrac Ural’la Gazeteci Ferhat Aktaş’ın Sykpe üzerinden yaptığını ifade ettiği röportajdan öne çıkanlar şöyle:

Ahrar’uş Şam örgütü tarafından düzenlenen bir saldırı neticesinde, Lazkiye kırsalında beraberinizdeki Rus ve İranlı subaylarla öldürüldüğünüz, hastane kayıtlarına göre ölü olduğunuzun netleştiği ve sonradan gizlice Kırdaha’ya götürülerek gömüldüğünüz iddia edildi.

(Gülüyor) Suriye düşmanları başta olmak üzere bölge halklarını kıyıma uğratan selefi-cihadist terör şebekeleri sadece beni değil bütün insanlığı öldürmek için çaba sarf ediyor.

Neden?


Suriye’deki hezimetlerini örtmek için propaganda malzemesi olarak kullanmak istemelerindendir. Yoksa bir Mihrac Ural’ın öldürülmesi neyi değiştirebilir?

Bazı kişiler inanç kimliğinize dikkat çeken ibarelerle ‘ölmenizden’ duyulan mutluluğu yorumlarına konu ettiler.

Bu vatanın evlatları olarak bu vatanı savunma kararlılığımızla tüm saldırılara karşı direnme kararı aldık, bu direnmemiz savunma çizgisi çerçevesindedir. Direnişimizi Mukaveme Suriyyi çatısı altında sürdürürken tamamen uluslararası kurallara uyarak mücadele ediyoruz. Ne çevreye zarar veriyoruz ne sivillere zarar veriyoruz ne de ibadet-okul gibi yerlere zarar veriyoruz. Bu ilkeler, bu ahlakla direnişimizi sürdürmekteyiz. Hareketimiz ne mezhebi ne etnik bir şeye önem vermez çünkü saflarımızda Hıristiyanlar, Türkmenler, Araplar, Kürtler, İsmaililer, Dürziler ve Aleviler yer almakta ve savaşın temas hattında yerlerini alarak mücadele etmektedirler.

Çok dillendirilmesine rağmen görsel bir beyanatınız olmadı. Neden bu süreç gecikti ve ne zaman kamuoyunun kuşkularını giderecek şekilde mesaj vereceksiniz?

Devletin yapması gereken yani devletin vatandaşını koruması çerçevesinde icraatlar gündeme geldi. Bu icraatlar halen sürüyor ve bundan dolayı biraz daha zamana ihtiyaç var. Bu zaman süresinin sonunda her şeyi bütün detayıyla paylaşacağız.

Anladığım kadarıyla güvenlikle ilgili bir sorun söz konusu değil mi?

Yaklaşık olarak böyle diyebiliriz…

Bir de Suriye güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığınız ve tutuklandığınız yönünde bir iddia olarak öne çıkarıldı. Hatta 14 Ocak tarihli, İkinci Fırka Komutanı M. Hasan Merhec imzalı olduğu söylenen ve sizin görevden alındığınızı ibraz eden bir belgenin fotokopi nüshası sayfalarda dolaştırıldı. Görevden alındınız mı ve tutuklu musunuz?

Bu sahte belgeleri yapmak kadar kolay bir şey yok. Mihrac Ural Suriye’nin bir evladıdır, hareketinin başında 5 yıldır hiçbir karşılık beklemeden mücadele ediyor. Sayın Başkan Beşar Esad tarafından sevgiyle kucaklanan, bulunduğu her yerde vatanseverliğin ideologluğunu yapan bir insandır. Bu insana hiçbir güç ne yaklaşabilir ne zarar verebilir.

Kaldı ki Mukaveme Suriyyi sivil bir savunma örgütüdür. Suriye halkının refleksi ile gelişmiş bir örgüttür. Ne hükümet ile ne bir devletle bağlantısı yoktur. Suriye hükümeti sadece silah vermiştir oda fevri silahtır.

Giderler, harcamalar için herhangi bir fon ayırmamıştır. Bu anlamda maddi herhangi bir yardım resmi kanallardan yapılmamıştır. Tamamen halka dayanan bir örgüttür ve bu halkın kendi tercihleri yönünde mücadelesini oluşturmuştur. Her türlü etnik-inançsal yapıdan insanın katıldığı bu örgütün başında bir komutan olarak ne ben kendimi atadım, ne hükümet beni atadı. Dolayısıyla ne ben kendim istifa edebilirim ne de hükümet beni görevimden alabilir. Hükümetin iç işleyişimizle ilgili uzak-yakın hiçbir ilişkisi ve etkisi yoktur. Olamaz da.

Herkes bilmeli ki Mukaveme Suriyyi halkın çabalarıyla oluşan bir direnme hareketidir. Hükümetle organik bağı, atama-görevlendirme yoktur, olmayacaktır. Bu topraklarda direniş sürdükçe Mukaveme Suriyyi bu halkın kararlı duruşu ve desteğiyle yoluna devam edecektir.

Şimdi özellikle Türkiye’de Mihrac Ural’a kin ve nefret besleyen, eski sol çocukluk hastalığından kaynaklanan algılarla yola çıkarak şahsımı karalamaya çalışan yok efendim ‘görevden aldılar, görev verdiler, para aldı, tutuklandı, devlet onu etkisizleştirdi…’ gibi her türlü dedikodular şahsi kinlerden kaynaklanıyor. Bunlara prim vermemek gerekiyor.

13 Nisan’daki Suriye parlamento seçiminde sandık başında çekilen ve size ait olan fotoğrafların 2014 tarihli olduğu iddiası gündeme getirildi. Bu sandık başındaki fotoğraf kareleri güncel mi?

(Gülüyor) Yani şimdi bu akıl o kadar basit ki, fotoğrafı yorumluyorlar. Klavyeyi yorumluyorlar. Türkçe ve Latince yazı karakterini yorumluyorlar. Yorumluyorlar da yorumluyorlar, (Gülüyor) benim söyleyebileceğim tek bir şey var; videolarla 27 Mart’tan itibaren başlayan bu süreci gün gün yansıtacağız. Türk medya kanallarının benim ‘öldürüldüğüm’ haberini verdiği an onları seyrederken yaptığım yorumları da vereceğim. Onlar bir taraftan ‘öldü’ derken Mukaveme Suriyyi yiğitleriyle onlarla nasıl alay ettiğimizi görsel-sesli kanıtlarıyla kamuoyunun dikkatine sunacağız.

Röportajın tamamı burada


Konuyla ilgili önceki haber